İDO’YU BOŞVERSENE! Yunanistan’da cereyan ettiği söylenen ekonomik krizin Yunanistan’a ne gibi fırsatlar sağladığı pek üzerinde durulan bir husus değil. Yunanistan’daki kriz, Yunan halkına bilhassa Türkiye’de iyi iş imkânları sağladı. Tabii, Suriye’de de bir siyasi kriz ve bir savaş hali var. Suriye halkına da bu vaziyet, Türkiye’de iş imkânları sağladı. Nasıl mı? Medyada hemen her gün “Suriyeli mühendis, Türkiye’de pasta imalathanesinde” “Suriyeli doktor tekstil fabrikasında” tarzı haberlere rastlayabiliyoruz. Şubat ayında Sabah gazetesinde yayınlanan bir habere göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Suriyeli mültecilerin vaziyetini görmüş ve bunlara çalışma izni verilmesi için bir düzenleme getirmiş. İşadamlarımız da uygulama ile birlikte uzun süredir sıkıntı yaratan vasıfsız işçi ve ara eleman ihtiyacının önemli ölçüde çözüleceğini ifade ediyormuş. Bu arada Gaziantep Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ne yazık ki Suriyeden gelen doktorlar, öğretmenler işyerlerine ne iş olsa yaparım diye başvuruyor. Hatta hamallık yapmayı öneren bile var.” diye üzüntüsünü ifade etmiş. Ancak verilen çalışma izinleri nasıl bir netice verdiyse, Ekim ayının başlarında Radikal gazetesinde çıkan habere göre Gaziantep valisi mültecilerin Türkiye’de istihdam edilmesi dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının işsizlikle karşı karşıya kalmaları tehdidinin baş gösterdiğini, burada çalışan Suriyelilerin ülkelerine dönmek istememe ihtimalinin endişe verici olduğunu söylemiş. Gelelim kriz mağduru Yunanlıların vaziyetine. Ülkesindeki kriz dolayısıyla Türkiye’de hiçbir doktorun, hiçbir mühendisin, hiçbir öğretmenin vasıfsız işçi olarak çalıştığına dair haberler işitmiyoruz. Peki neler işitiyoruz? Vatan gazetesinin bu yılın başlarında yayınladığı bir röportajda, Yunanistan’dan gelen bir psikoterapist şunları söylemiş: “Biz ailecek Kuzguncukluyuz. Fener Rum Lisesi’nin bitirdikten sonra Türkiye’de üniversite sınavlarına girdim ancak başarısız olunca Yunanistan’da şansımı denedim ve Atina Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’ni kazandım. Okulun bitmesinin ardından 30 yıl boyunca hem kendi ofisimde hem de hastanelerde çalıştım. Fakat Yunanistan’da son 1,5 yıldır yaşanan ekonomik kriz beni çok etkiledi. Çalıştığım kliniğin psikiyatri bölümü kapandı. Sonunda Şubat ayında İstanbul’a gelip alan araştırması yaptım ve Türkiye’de doğduğum için işlemlerimi halledip Mayıs’ta ofisimi açtım. Şu anda çok memnunum. Yunanistan’daki akrabalarım, arkadaşlarım her gün arayıp Türkiye’de iş ve ev bulabilir miyim diye soruyor. Türkiye’ye gelen arkadaşlarımdan birisi psikoloji alanında çok tanınmış bir Yunan doktor. Yunanistan’da kriz bitse bile artık Türkiye’den gitmem.” Temmuz ayında yayınlanan bir başka habere göre ise Türk Hava Yolları’nda 53 Yunanlı pilot istihdam edilmekteymiş. Belli ki bu sayı giderek artmakta. Yunanistan’ın nitelikli, meslek sahibi çalışanlarına kapıları açmak konusunda son atağı da Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu yaptı. Bir sağlık merkezinin açılışı sırasında bakan 7 bin Yunanistanlı doktorun Yunanistan dışında iş aradığı haberlerini hatırlatarak-Benim de onlara ihtiyacım var. Evet, 7 bin doktora kapılarımız açık. Onlara bu ülkeye birikimleriyle bu millete hizmet etmeye davet ediyorum deyiverdi. Neticede, idarecilerimiz “Esad’ın zulmü” (!)nden kaçan Suriyelileri vasıfsız işlerde çalıştırmakta beis görmemekle birlikte bunların ülkelerine geri dönmemelerinden endişe ediyor. Ülkelerine dönmeyi düşünmediğini alenen beyan eden Yunanlıları ise özlemle davet ediyor. Balyoz Davası dolayısıyla mahkûmiyeti Yargıtay’ca onanan MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan “Yapılan yargılamalar, alınan kararlardan sonra, bu saatten sonra donanmaya komuta etmek için ancak İDO’dan kaptan bulabilirler.” diye bir beyanda bulunmuştu. Engin Alan kendi işine baksın! Hükümet, Silahlı Kuvvetlerde kimleri istihdam edeceğini de iyi bilir. Herhalde Suriyelileri değil! D.Celaleddin Kavas
Posted on: Thu, 31 Oct 2013 07:18:26 +0000