16.02.2007 Önce sesleri duymaya başladım.. tanımadığım ve - TopicsExpress



          

16.02.2007 Önce sesleri duymaya başladım.. tanımadığım ve anlamadığım seslerin yanı sıra bir sürü garip alet sesi.. burnumdan genzime doğru giden bir şey var.. yutkunamıyorum.. gözlerimi açamıyorum.. birisi bana sesleniyor.. kim ki bu? nerdeyim ben? sırtım.. sırtım çok ağrıyor.. her nefes aldığımda bir şey batıyor sanki ciğerlerime.. çok fazla ses var.. uykum geliyor.. uyuyorum… 18.02.2007 yine aynı ses.. beni çağırıyor.. gözlerimin üzerine bastırıyor hayvanın biri! Tanrım neresi burası? nerdeyim ben???? içim acıyor.. Hakan nerde??.. gözlerim.. açamıyorum.. burnumdaki şeyden nefret ediyorum! İdrar yapmam lazım! beni tuvalete götürün! Çok yanıyor! İçim acıyor! uykum.. uykum var…. 21.02.2007 hastanedeyim galiba.. bu ritmik ses kalbime ait olmalı.. nasıl geldim buraya ben? Hatırlamalıyım.. Hatırlamalıyım.. Ayak sesleri.. birileri geldi! benim hakkımda konuşuyorlar! Her gün beni çağıran ses, bir şeyler anlatıyor! Duymalıyım.. çok boğuk geliyor sesin.. bağır biraz anlamıyorum… Gözüme basmayın! Basmayın diyorum size! Ne yapıyor bunlar!! -48 yaşında Bayan hasta hocam, 16’sı gecesi araç içi trafik kazası sonrasında büyük acil polikliğine getiriliyor.. Duydum! Duydum! ama.. uyku.. m.. gel.. di…… 22.02.2007 ışık… beyaz flöresan.. gözlerimi ancak yarım aralayabiliyorum.. evet.. hastane burası.. ne demişti dünkü ses? (araç içi trafik kazası…) hatırlıyorum.. hatırlıyorum.. düğün.. misafirler var.. çok kalabalık.. Mustafa! Mustafa nerde! Burnumdakini çekin lütfen.. gözlerim açık.. kaç gündür burdayım ben? elim.. elim sargıda… ne oldu bana? gözlerim doluyor.. o kadar çok şey var ki kafamda.. sırtım ağrıyor.. Uyandım! biri bana neler olduğunu anlatsın! Kafamın üstünde öten bi şey var! Odaya doğru geliyor birisi! bi kadın.. mavi forma var üzerinde.. Bana bakıyor! Şaşırdın mı uyandığıma!! Boğazımda bir şey var.. elimi atıp tutup çekmek istiyorum şunu! Hemen elimin üzerine atlıyor.. ne yapıyor bu! Elimi yatağa bağlıyor! Bağlama! Bağlama!!! – Cihan hanım sakin olun! Burası hastane.. yoğun bakımdasınız.. bir haftadır sizi uyutuyoruz.. bir trafik kazsı geçirdiniz… sonrasında bie yatışınız yapıldı.. şimdi sakin olun.. herşey yoluna girecek.. merak etmeyin lütfen Bu Seda Hemşireyle ilk konuşmamdı.. sonrasında tüm doktorlar.. hemşireler.. hocalar.. temizlik görevlilieri.. öğrenciler.. hepsiyle konuştum.. ama hiç biri beni anlamadı.. 3 hafta kadar yoğun bakımda, sonra iki hafta serviste kaldıktan sonra taburcu oldum.. Hatırlıyorum.. Ne yazık ki çok net hatırlıyorum.. Düğündeydik.. Oğlumun düğünü.. iki ay hazırlığını yaptığımız, eksiksiz, mükemmel düğün.. “Şu düğünü bi atlatayım da Allah canımı alsın sonra!” tekerleme gibi dilime yapışmıştı bu cümle o dönemde.. Sheriton Otel’de 500 kişilik düğün.. davetliler.. ünlüler, akrabalar, kız tarafı, gelinim.. herşey çok güzeldi.. ve nihayet bitmişti.. Eve dönüyorduk.. Mustafa sürüyordu arabayı.. hafif yağmur yağıyordu.. ne olduğunu bile anlamadan araba kaydı.. orta refüje çıktık.. sonra karşı şerite.. sonra yol kenarındaki bir ağaca.. çok net hatırlıyorum.. mustafanın direksiyona yapışmıştı başı.. çenesinden aşağı akan kan.. sonra gelen jandarma ekipleri.. kurtarma araçları.. ambulanslar.. titriyordum.. mustafa cevap vermiyordu bana.. kanı çenesinde soğuktan donmuştu.. beni çekiştire çekiştire çıkardılar arabadan.. hemen ambulansa aldılar.. kesik kesik duyduğum sesler.. sonrası yok.. uyudum… iki hafta kadar kaldım yoğun bakımda.. kocamın cenazesine gidemedim.. oğlumla gelinim balayını yoğun bakım kapısının önünde geçirdiler.. düğün fotograflarının yanında paramparça olmuş arabamızın fotografları yayınlandı.. bir bacağım… bacağım…. kesildi.. sağ elimin üç parmağı gibi.. günlerce gündüz mü gece mi anlamadım.. önceleri ağlayamıyordum.. şimdi durduramıyorum kendimi.. eşim alkollü olduğu için sigorta şirketi hiç bir şeyi ödemedi.. düğün masrafları için aldığımız krediyi ödeyebilmek için evimizi sattık.. oğlan gelinle kiraya çıktı.. bütün işi eşim ve ortağı bilip yürüttüğü için eşimden sonra ortağına güvendik.. tüm hisseleri sekreterinin üzerine geçirdi, sattı, ve çoluk çocuğunu bırakarak çekti gitti ankaradan.. Şimdi protez bacağım, sürekli taktığım eldivenlerim var.. evimiz kira.. oğlum bir yakınımızın yanında iş takipçisi olarak çalışıyor.. işler bu kadar ters gidince gelinle araları açıldı.. defalarca söylememe rağmen hep uğursuz kadın diye çağırdı gelini, hep onu suçladı.. kara gelin kaldı adı.. dayanamadı oda, babasının evine gitti.. Kazanın ikinci yılı.. böyle rahatlıkla anlattığıma bakmayın.. hayatımız alt üst oldu.. ama çok şey öğrendim.. birincisi, allah denen kavramın bizlerle nasıl oynadığını; ikincisi insan denen varlığın insanla nasıl oynaştığını, üçüncüsü durum ne kadar kötü olursa olsun hep daha kötünün olabileceğini.. üç duble rakı içmişti eşim o gece.. gülmüştü, eğlenmişti, oğluyla kalkıp halay çekmişti, uzun boyluydu, yapılıydı, yakışıklıydı.. o gün içmeyecekti de ne zaman içecekti? nasıl da kıvrılıp kalmıştı direksiyon başında.. nasıl sıkışmıştı eli kapı koluna.. elleri çok güzeldi rahmetlinin.. Şimdi aldığım her nefes, eşim ve bacağım için.. Gün ışığı kemiklerimi ısıtıyor.. Oğlum gelir birazdan, kalkıp güzel bir yemek yapayım ona..
Posted on: Tue, 02 Jul 2013 01:39:31 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015