20 KART EKSİK Larteguyun The Centurion adlı romanı Fransız askeri Bigeardın gerçek hayat hikayesi üzerine kurgulanmış bir anlatımdır. Dien Bien Phu yenilgisinden sonra esir kampındaki iki Fransız subayı arasında bir konuşma geçer. Bunlardan birisi Viet Minhin savaş yapma konusunda çok farklı fikirleri olduğunu anlamıştır. Diğer subaya anlatırken bunu belot ve briç oyunları arasındaki farka benzetir: biz savaş yaparken 32 kartlık desteyle belot oynuyoruz. Fakat Viet Minhin oyunu 52 kartla oynanan briç ve bizden 20 fazla kartları var. Bu eksik 20 kart bizim onları yenmemize her zaman mani olur. Bu kartların geleneksel savaşla ilgisi yok, bunların üzerinde politika, propaganda, inanç, tarım reformu işaretleri var. Geleneksel askerler bu 20 kartı hiç sevmez. (Fred Kaplanın The Insurgents adlı kitabından). Bunu okurken bazı kelimeler kafamda değişti. Aynen şöyle oldu: Biz politika yaparken 32 kartlık desteyle oynuyoruz. Emperyalizm ve işbirlikçiler 52 kartla oynuyor. Bu 20 kart bizim her zaman eli kaybetmemize neden oluyor. Bu 20 kartın üzerinde ekonomik güç, rant paylaştırma, inanç sömürüsü, insan satın alma, besleme basın, çürümüş bir adalet sistemi, yabancı uzmanlar, vakıflar, ajanlık yapan sivil toplum örgütleri, stratejik düşünme, hedefte ısrar, sistemli örgütlenme, sıkı eğitim, düşünce kuruluşları, politika oluşturma, dezenformasyon, kontrol altındaki sendikalar, orantısız güç kullanımı, ortak akıl ve bilgi birikimi var. (Siz başka listeler yapabilirsiniz.) Geleneksel toplumcu kesimler bu 20 kartı sevmediği gibi, kullanmak istese de elinde bir şey yok. Bu kartları etkisizleştirecek veya muadilini oluşturacak 20 kart bulmadan ve bunları oyuna katacak bir düşünce yapısına kavuşmadan, yurtsever ve toplumcu güçler daima yenilmeye mahkumdur. Birbirimize laf yetiştireceğimize bunu düşünmeye çalışalım.
Posted on: Sat, 19 Oct 2013 09:15:46 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015