ANAOKULUNDA KARŞILAŞILAN PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI - - TopicsExpress



          

ANAOKULUNDA KARŞILAŞILAN PROBLEMLER VE ÇÖZÜM YOLLARI - 2 BAŞLANGIÇTA OKULU SEVERKEN SONRADAN ZAMANLA OKULDAN SOĞUMA Anaokulu ya da kreşe yeni başlayan çocukların geneli, ayrılık kaygısını aştıktan sonraki ilk 1–2 haftalık dönemde okula hevesle gelirler. Ancak sonra zamanla okula gelmek istememeye başlarlar ve bu nedenle türlü bahaneler bulurlar. Şimdi ilk olarak bunun belli başlı nedenlerine ve sonrasında bu sorunun çözümüne değineceğiz: Çocuğun okuldan merakının geçmesi Anaokulu ilk başta çocuğa çok cazip gelir. Bir dünya oyuncak, yüzlerce boya-kalem, bahçe, top havuzu, çeşit çeşit şarkılar, oyunlar, tekerlemeler, hikayeler, yeni bir ortam, yeni kişiler... Birden bire bu kadar çok uyaranla karşılaşmak çocuğu heyecanlandırır. Çünkü her yeni uyaran çocuk için farklı bir keşiftir. İlk günlerde çocuk tanıştığı bu yeni ortamı ve içindekileri keşfeder. Keşif bittikten sonra ise heyecan söner. Bir çok anne çocuğuna yeni bir oyuncak aldığında çocuğun onu ilk günlerde elinden hiç bırakmazken, sonrasında onu bir köşeye atıp elini bile sürmediği konusunda birbirleri ile hem fikirdir. Anaokulu da çocuk için bir oyuncak gibidir. İlk etapta hevesle geldiği bu yeri keşfetmekte merakını giderdikten sonra ise doğal olarak çok sıkıcı bulup oraya gitmek istememektedir. Okulda kuralların olması Çocuğun okuldan soğumasındaki en önemli nedenlerden birisi, burada kuralların olmasıdır. Çocuklar kurallara uymaktan değil, kurallar koymaktan hoşlanırlar. İsterler ki kendileri kural koysun, diğerleri de bu kurallara uysun. Okul ortamında ise durum tersidir; bir takım kurallar vardır ve çocuklar onlara uymak zorundadır. Genellikle okulun ilk günlerinde, çocuklara kurallar konusunda daha müsamahakar davranılır ki, çocuk okulu ve öğretmenini sevsin. Çocuk, öğretmenini bir kere sevdikten ve ona güvendikten sonra onun otoritesini daha kolay kabul eder. Ancak her ne kadar otoriteyi kabul edip, kurallara uysa da ev ortamının rahatlığını özler. Çocuk evde iken istediği bir şeyin olması için sıra beklemesi, oyuncağını başkaları ile paylaşması gerekmemektedir. Sevmediği yemeği iki kaşık da olsa yemek zorunda değildir. İstediği zaman TV izleyip, istediği zaman oyun oynayabilmekte, istediği zaman uyumakta, isterse yataktan çıkmamaktadır. Ağladığı zaman ise istediği olmaktadır... Oysa çocuk okulda, yeri geldiğinde sıra beklemek, oyuncakları arkadaşları ile paylaşmak, istemediği etkinlikleri yapmak zorundadır. Saatlerce TV izleyememekte, sevmediği yemeği ise yine de tatmaktadır. Üstelik burada, isteğinin olması için onu ağlamadan ifade etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, zaman geçtikçe kuralların varlığı okulun eğlenceli ve cezbedici yanını gölgede bırakmaktadır. Çocuklar da ev ortamının rahatlığını özlemekte ve okuldan soğumaktadır. Çocuğun okulda kendini sıradan hissetmesi Çocuğun okuldan soğumalarının diğer bir nedeni ise, kendilerini okulda iken sıradan hissetmeleridir. Okul topluca eğitim verilen bir kurumdur. Bazen öğretmen çocuklarla birebir vakit geçirse de, bu, çok sınırlı bir zaman diliminde olmaktadır. Ayrıca çocuk herkesle aynı kurallara tabiidir, birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Ona özel bir kural yoktur. Evde annesinin babasının gözbebeği, nazlısı, bitanesi... olan çocuk zamanla, okul ortamında bu ilgi ve itibarın olmadığını fark ettiği için okula gelmeyi reddetmektedir. Başlangıçta oyuncaklar, oyunlar, sınıflar ilgisini çekse de, sonrasında kuralların olması ve burada özel olmadığını fark etmesi çocuğa ağır gelmektedir. Ev ortamının rahatlığını özlemekte, yeni durumlara uyum sağlamak zorunda kalmaktadır. Bu durumda çocuğun. Okuldan soğuması aslında çok normaldir. Peki ne yapmak gerekir. Çözüm: Öncelikle ebeveynlerin de bu durumu normal karşılamaları ve panik yapmamaları gerekmektedir. Bu duruma bir sorun diye yaklaşmak yerine geçici bir dönem gözüyle bakmalıdırlar ve sakinliklerini korumalıdırlar. Çocuk ebeveynlerinin bu konuyu dert ettiğini ve bu konu hakkında telaşlandığını hissederse, işte o zaman bu geçici dönem kalıcı bir sorun olabilir. Ebeveynler çocuk okula gitmek istemediğinde, başlangıçta bunun nedenini sormalılar. Çocuk somut bir neden (arkadaşım vurdu, öğretmenim kızdı...) söylerse bunun aslının olup olmadığını araştırmalı ve ona göre öğretmen ile birlikte çözüm bulmalılar. Ancak söylediği nedenin aslı yoksa, çocuk sürekli farklı bahanelerle geliyor ya da genel nedenler (sıkılıyorum, sevmiyorum, istemiyorum...) öne sürüyorsa artık bu konunun üzerine fazla düşmemeliler. Neden okulu sevmiyorsun, niye sevmiyorsun, ne oldu... gibi sorularla konu daha da büyür. Anneler çocuklarını önemsediklerini göstermek için onları dinlemeli, ancak sürekli açıklama çabasına girip okula gitme konusunda ikna etmeye çalışmamalıdırlar. Yine aynı şekilde okul mevzusunu bir pazarlık unsuru haline de getirmemeliler. Çocuklarına okulun çok keyifli olsa da bazen sıkıcı olabileceğini, kendilerinin de eskiden okula giderken bazen sıkıldıklarını ama yine de gittiklerini söylemeliler. Böylece çocuk, hem anlaşıldığını hissedip ebeveynleri ile yersiz inatlaşmaya girmeyecek, hem de ailesinin bu durumu büyütmeyip doğal karşılaması ve okula gitme konusunda net olması onun ebeveynlerini ikna etme umudunu suya düşürecektir. Bu ise okula gitmesi gerektiğini daha kolay kabullenmesine yardımcı olacaktır. OKULDAN BİRDEN SOĞUMA Yukarıda bahsettiğimiz okuldan soğuma, çoğunlukla okulun başlangıç döneminde -ilk 1-2 ay- ve yavaş yavaş ortaya çıkar. Bunun dışında, çocuklarda okulun ilerleyen zamanlarında ve aniden ortaya çıkan okuldan soğumalar görülebilir. Bu, okulda yaşadığı bir olay ya da durumdan kaynaklanabileceği gibi evde yaşadığı bir olay ya da durumdan da kaynaklanabilir. Nedeni mutlaka araştırılmalıdır. Çözüm bulunamadıysa ya da korku, karın ağrısı, mide bulantısı gibi sıkıntılar da eşlik ediyorsa bir uzman yardımı alınması gerekebilir. OKULA BAŞINDAN BERİ ISINAMAMA Kimi çocuk ise en başından itibaren okula gitmek istemeyebilir. Yukarıda saydığımız nedenlerin hepsi bu çocuklar için de geçerlidir. Yukarıdakilere ek olarak ise çocuğun ailenin tek çocuğu olması, son çocuğu olması, daha önce hiç anaokulu ya da kreş deneyimi olmaması veya olumsuz bir deneyim yaşamış olması, çocuğun okula hazır olmayışı, çocuk hazır olsa bile annenin çocuğunu okula göndermeye hazır olmayışı... gibi nedenler sıralanabilir. Bunların hiçbiri aşılamayacak problemler değildir. Öğretmen-veli gerekirse psikolog işbirliği içerisinde çözüme ulaşır. Haftaya görüşmek üzere, hoşça kalın. Psikolog Canan Cantürk
Posted on: Sat, 02 Nov 2013 05:25:58 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015