Bugün size bir mekandan bahsedeceğim. Mekanın adı KARANLIK İŞLER Burası zifiri karanlık bir lokanta! Garsonlar ve size canlı müzik keyfi sunan müzisyenler de görme engelli. Size düşen görev, bu mekanda hiç ses çıkartmadan el yordamıyla yemek yiyecek ve duyularınızın her birisinin ne kadar önemli olduğunu keşfetmek olacak. Mekan Istanbul Galatada... görmek; göreni körleştirirken, görmemek bir körü özgürleştirir mekana geldiğiniz zaman zili çalıyorsunuz. Kapıyı açan görevliye karanlıkta yemek yemeye geldik diyeceksiniz. Çat kapı giremeyeceğiniz bir mekan çünkü burası. Görevli telefon, anahtarlık, saat ve gözlüğünüzü alabilir miyiz? Diyor. Bunları teslim etmezseniz içeri giremiyorsunuz. Görevli kolunuza girip sizi oturacağınız yere götürüyor. her yer karanlık şarkısındaki gibi her taraf. Ne servis yapan personeli görebiliyorsunuz, ne yediğiniz yemeği, ne de müzisyenleri. Solunuzda çatal olduğu söyleniyor, sağınızda bıçak ve 2 bardak, su ve şarap bardakları bunlar. Şarap servisi yapılınca aldığınız ilk yudumda daha önce hiç farkına varmadığınız tat alma duyunuzla tanışıyorsunuz! Çünkü insan görmeyince bütün duyular atağa kalkıyor. Belli bir süre sonra gözlerinizi kısıp birşeyler görmeye çalışmaktan vaz geçiyorsunuz. Kalan 4 duyu organınızla kendinize, kendinizca bir dünya kuruyorsunuz. 42 kişilik bir yemek salonunda olduğunuzu unutarak, herşeyi hayal etmeye başlıyorsunuz. Arkadaşınız size bir şey anlatırken yüzünü hayal ediyorsunuz mesela. Kimse sizi görmediği için oldukça rahatsınız. Müzik çalarken kendinizi kaptırıp eşlik ediyorsunuz. Koku alma duyunuzun, görmekten sonra en çok işe yarayan duyu olduğunu orada keşfediyorsunuz. Bahşiş almıyorlar, fotoğraf çekmek kesinlikle yasak... Galata Diyalog Derneğinin işlettiği KARANLIKTA YEMEKe siz de dahil olmak isterseniz karanliktayemekdan irtibata geçebilirsiniz. Bitmedi, karanlık işlerin sırlar odası organizasyonundan bahsedeceğim haftaya pazar günü...
Posted on: Sun, 01 Dec 2013 08:47:00 +0000