Dünden bugüne futbolumuzun yıldızları Turgay Şeren - TopicsExpress



          

Dünden bugüne futbolumuzun yıldızları Turgay Şeren büyüğümüz için yapılacak organizasyonu konuşmaya Fenerbahçe Dereağzı tesislerine giden Yazarımız Orhan Budak, Ogün Altıparmak ile randevu aldım ve oraya gittiğimde yaşadığım güzellikleri de sizler ile paylaşmak isterim. Aydın Yelken, Ogün Altıparmak ile tam elli beş seneye varan dostluklarını anlattı. Diğer tarafta arkadaşları ile muhabbet eden Halit Deringör kendisi 91 yaşında. Dünün yıldız futbolcuları ile futbolu konuşmak zor. Güler yüzüyle aydın yelken söze başlarken şöyle konuştu. Geçen hafta Ogün ile beraber Ankara’da idik. Sporseverin biri bizi tanıdı ve yanımıza gelerek “ abi dedi bana lefter abi ölmeden bir hafta önce kendisiyle resim çektirmiştim, seninle çektirmek isterim” aydın yelken cevap olarak “aman benimle resim çektirme baksana seninle resim çektiren bir hafta yaşamıyor” Evet, Aydın Yelken 1954 Fenerbahçe genç takımında futbola başlamış 1958 yılında Karagümrük’e transfer oldu. 1963 yılında Fenerbahçe’ye, 1967 yılında Altay’a transfer oldu. Kendisinin 18 yıl profesyonel futbol hayatı var. Ogün Altıparmak ile de 1958’den beri beraberler kısacası elli beş yıldır candan arkadaşlar. Dostluğun, arkadaşlığın ve saygının güzelliğini yaşamaktalar. Ogün Altıparmak Karşıyaka’da sekiz yıl oynadıktan sonra Fenerbahçe’ye transfer olduğu zaman bir ayağı alçıda idi. O gün bu gün Ogün Altıparmak Fenerbahçe Spor kulübünde yaşamaktadır. Kendileri Sayın Büyük Kaptan Turgay Şeren’in yakın dostlarından biridir belki de kendisini sevenlerin başında gelmektedir. Turgay Şeren için yapmak istediğimiz organizasyonu konuşurken Sayın Eşfak Aykaç ustamızın rahatsızlığı konu olunca kendilerine “Neden milli sporcularımız için bakım evleri olmasın” diye soran Şükrü Ersoy’un sorusunu yineledim ve aldığım cevap, biz 1971 yılında profesyonel futbol sendikası kurmuştuk. Başkanımız Sayın Necati Karakaya idi. Yardımcısı avukat Tekin Bilge idi. Zamanın Türk İŞ Başkanı Halil Tunç sendikamıza destek olarak 100,000”Yüzbin “lira yardım etmişti. Ama maalesef o para” masraflar arasında” hiç oldu gitti. Daha sonra Fenerbahçe Futbol Vakfı kuruldu. Zannederim 2000 yıllarının başı idi. Fenerbahçe Spor kulübü Selçuk Yula’ya ubile yapıldı ve bu ubileden gelen para 160,000 dolar idi ama gider çok olduğundan bu parada bir işe yaramadı. Ben şunu ifade etmek istiyorum cehaletin olduğu yerde sosyal faaliyet yapmak zor olmaktadır. Zaman içersinde futbol oynamış arkadaşlarımızdan çeşitli rahatsızlıkları olanların yanında ALZHEİM hastası olan arkadaşlarımız var, bu arkadaşlarımızın arasında milli formamızı defalarca sırtında taşımış olanlarda mevcut biz onlara yardımcı olmalıyız. Futbol federasyonunda ayda dünyanın parasını alanlar var ama zamanında milli formamızı giyen değerli sporcu arkadaşlarımızın hatırını soran yok çok yazık. Futbol Federasyonu yetkilileri dünya futbolunu yöneten F.İ.F.A. ve U.E.F.A ya bağlı federasyonların yapmakta oldukları sosyal faaliyetleri incelesinler ve bir daha düşünerek bu yaralara çareler bulsunlar. Bu konularda da alt yapımız olmadığı için bu hususta bir şeyler yapamıyoruz ama ben yazmakta olduğum ve adı “ A-B-B” olan kitaplarımın gelirini satışa sunduğumda kurulacak olan bu vakfa bağışlayacağım. Bütün mesele eğitim düzeyinin düşüklüğüdür. Konu nereden nereye gelmişti ama böyle bir vakfın olduğunu düşünürsek vede burada arkadaş ziyaretlerini göz önüne getirdiğimizde oluşacak sevgi selini gözlerimizin önüne getirebiliriz. Bir masa ilerimizdeki 91 yaşındaki yaşayan futbol efsanesi Halit Deringör ile görüşmeden olamazdı anılarımız. Bulunduğumuz yer ağaçların gölgeleri altında beyaz masalar ve Fenerbahçe camiasının buluştuğu yerdi Dere ağzında. Kendisi 91 yaşında ama dinç ve espriyi seven yapısıyla etrafına neşe saçmakta. Şimdi Sayın Halit Deringör’ün anılarından kısa bir demet. Ben futbola 1937 yılında Haydarpaşa Lisesinde başladım. O yıllarda okuyan sporcular A takımlarda oynayamıyorlardı. Bin dokuz yüz elli iki yılında futbolu Fenerbahçe forması altında bıraktığımda sol açık başladığım futbolu sol açık olarak bitirdim. İnan hiç yedek kalmadım. Size bir anımı anlatayım Lise son sınıfta olgunluk imtihanına hazırlanıyorum. Alman diktatörü Hitler siyasetteki gücünü spora yansıtmak için işgal ettiği ülkelerin seçkin futbolcularından kurulu ADMİRA takımını İstanbul’a göndermişti. Fenerbahçe stadında Fenerbahçe ile maç yapacaktı ve ben olgunluk imtihanına katılamadan bu maça çıktım. İlk golümüzü Taka Naci attı ikinci golümüzü ben kafa ile atmıştım. Ben Haydarpaşa Lisesinde iki şampiyonluk yaşadım. Büyük Fikret gerçekten büyük futbolcu idi. Özel bir maçta ben B takımda oynuyorum bu maçtan sonra A takımların maçı var. İlk devre sonunda beni dinlendirdiler. İkinci maç başlarken ben ilk onbirde Büyük Fikret ile yan yana oynuyordum. Çok heyecanlı idim ve heyecandan titriyordum. O maçta Büyük Fikret’e pas attım ve hamle yaptığında o topa sakatlanmıştı. Ben beş kere milli formayı giydim. üç gol attım. Benim futbol oynadığım yıllarda ikinci dünya harbi vardı ve milli maç yoktu. Fenerbahçe formasını 330 kere giydim 130 gol attım ve bu attığım gollerin yarısından fazlasını kafa ile atmıştım. O yıllarda gol atma sıralamasında Türkiye genelinde yedinci sırada bulunuyordum. Futbolu bıraktığımda işim olan Tütün Eksperliği işime dönmüştüm ama gittiğim şehirlerde antrenörlük yapmam için baskılar vardı ve ben Samsun Sporu Bursa Sporu, Acar İdman yurdu nu şampiyon yapmıştım. İstanbul’a döndüğümde arkadaşlarım teveccüh ettiler beni Fenerbahçe Yönetim kuruluna aldılar ve teknik direktörlük yaptığım 1964 sezonunda Fenerbahçe şampiyon oldu. Şeref stadında 1946 yılında Galatasaray ile karşılaştık. Maçın hakemi Samih Duransoy. Kaleci rakip kalede Kova Osman. İkinci yarının hemen başında ben onsekiz içinde topa öyle vurdum ki top gitti kalenin arkasındaki havuza düştü. Top ağları delmiş geçmişti. Kova Osman itiraz etti ama gol geçerli sayıldı. Soruyorum kendilerine “Bizde sizin zamanınızdaki gibi yıldız futbolcular çıkmamaktadır, neden?” Bizde haklısınız yıldız futbolcular yetişmiyor, yıldız sporculardan önce onları yetiştirecek antrenörler yetişmelidir. İyi antrenörler iyi sporcuları yetiştirir. Bu iş kalıtsal değildir. Benim gençlere tavsiyem artık futbol eskisi gibi değil, sanayileşti, Hayat kurtaran bir meslek oldu. Çok çalışmalı eğitimli olmak lazım. Eğitimlerin yükselmesi şart. Bilgi ölünceye kadar lazım. Evet, Fenerbahçe’nin Dereağzı tesislerinden ayrılırken futbolumuzun bilge kişilerinden sizlere aktarabileceğim şimdilik bu kadar. Büyük Kaptan Türk Futbolunun unutulmaz ismi Sayın Turgay Şeren için yapacağımız organizasyon geleceğin genç futbolcularına bir armağan olacaktır. HABER- ORHAN BUDAK
Posted on: Fri, 13 Sep 2013 03:35:25 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015