EVREN (9.D.K) Kâinat, bütün evren, dünya ve dünyadan - TopicsExpress



          

EVREN (9.D.K) Kâinat, bütün evren, dünya ve dünyadan gözlemlenen, bunların ötesinde olup da gözlenemeyen ama var olduğu düşünülen bütün maddeler ve enerjidir. İnsanoğlunun varlığı zaman ve mekânla çepeçevre kuşatılmıştır. Zaman içinde doğmuş, yok iken var olmuş, varlığından sonra da yok olacaktır. Varlık âleminde bir mekâna sahiptir. İşte bu hudutlar içinde insanoğlu nasibini alır ve göçer. Kur an’ın sahası, bizzat insanın kendisidir. Kur an’ın esas görevi mevcudat ve mevcudatın yaratılışıyla insanoğlu arasındaki ilişki, insanla yaratan arasındaki bağı sağlamaktır. Buna göre: Allah “bir şeyin olmasını istediği zaman, O’nun işi’’ol’’demekten ibarettir. O da hemen olur’’ Yasin 36/82. Burada ki “ol” ifadesi, oluşma sürecini içine aldığı gibi (bir canlının oluşma süreci), aniden olmayı da içine alır. “Yemin olsun, biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde (evrede) yarattık. Ve bize hiçbir yorgunluk dokunmadı.” Kâf 50/38 “O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi. Orada bereketler yarattı ve orada tam dört günde isteyenler için fark gözetmeden gıdalar takdir etti.” Fussilet 41/10 “Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.” Fussilet 41/11 “Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle (yıldızlarla) süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.” Fussilet 41/12 “Göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların mülkü/yönetimi Allahındır. Onun her şeye gücü yeter.” Mâide 5/120 ‘’Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık…’’ Kamer 54/49. Yaratılan her şey bir ölçüye göredir. İşte ilmi çalışmalar bu ölçüleri esas alarak ilerler. Örneğin vücutta değerlerin düzensizliğini (tansiyon gibi) tıptaki çalışmalarla düzeltebiliriz. Bu ölçüler aynı zamanda tabiat kanunu olarak ifade edilir. Kur’an ise bu ölçüler “Sünnetullah” olarak ifade edilir. Ve bu ölçülerde dengenin bozulması (nükleer artıklar, su ve su kaynaklarının kirletilmesi gibi) hayatta düzensizliklere ve kargaşaya sebep olur. İnsanoğluna düşen bu düzene uymaktır. “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.”Duhan 44/38 ‘’Şu gerçeği görmek istemeyenler bilmezler mi ki, gökler ve yer bitişik idi de, biz onları ayırdık ve bütün canlı şeyleri sudan yarattık. İman etmezler mi?’’ Enbiya 21/30 ‘’Oysa sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı (evrede) günde yaratan, sonra da işi idare ettiği Arş üzerine İstiva eden Allah’tır…’’Yunus 10/3 ‘’Şu da bir gerçek ki, biz sizin üzerinizde ki yedi tabaka göğü de yarattık yaratılanlardan hiçbir surette habersiz değildir.’’ Mu’minun 23/17 ‘’Yedi göğü, kat kat yaratan O’dur. Rahman’ın yaratmasında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü bir çevir bak, bir çatlaklık görebilir misin?” Mülk67/3 Sonuç olarak: 1. Allah evrenin mutlak yaratıcısıdır. 2. Var olan her şey, bir düzen içinde ve bir gayeye bağlı olarak yaratılmıştır. 3. Başlangıçta ‘tek parça’ halinde bulunan yerin ve göklerin yaratılması, birtakım basamaklardan geçerek olmuştur. 4. Bize düşen yaratılış kanunundaki incelikleri keşfetme ve bunlara saygılı olmaktır. Bu ise ilmi çalışmalar ile olur. İslâm bu ilmi çalışmalara yönelmemizi ve bu konuda araştırmalar yapmamızı “HİKMETİ ARAMA” olarak teşvik eder.
Posted on: Wed, 06 Nov 2013 03:46:24 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015