HAYIRLI CUMALAR EZAN Değerli Mü’minler! Namaza çağrıyı ifade eden “Ezan,” duyurmak ve bildirmek’’ manasına gelir. Ezan aracılığı ile namaz vaktinin girdiği ve cemaatle namaz kılınacağı duyurulmaktadır. Ayrıca Allah’ın büyüklüğü, yüceliği, O’ndan başka İlah olmadığı, Hz. Muhammed’in O’nun elçisi olduğu bildirilmekte, namazın kurtuluş kapısı olduğu ilan edilmektedir. Namaz vakitleri güneşin hareketine göre belirlendiği için bu hakikat Dünya’da günün her saatinde semalara yükselmektedir. Ezanı duyan bütün varlıklar kıyamet günü okuyanın lehine şahitlik yapacaktır. Aziz Müminler! Ezan ilk olarak Hicretin 1. yılında Peygamberimizin emriyle Medine de Bilal-i Habeşi tarafından okunmuş ve Müslümanlığın şiarı haline gelmiştir. Bu tarihten itibaren dünyanın her yerinde ezan Arapça olarak okuna gelmiş ve bütün müslümanların ortak dili olmuştur. Bu bakımdan ezan “Müminler Kardeştir” prensibini güçlendiren unsurlardan birisidir. Ezan İlâhî bir davettir. Müminlerin gönlüne sürur ve huzur verir. Ezan okumak için vaktin girmiş olması şarttır. Vakit girmeden okunan ezanın vakit girince yeniden okunması icab eder. Ezan okuyacak kimselerin erkek, akıllı ve takva sahibi olmaları gerekir. Ezan abdestli olarak okunmalıdır. Abdestsiz Ezan okumak mekruhtur. Ezan ve kamet okurken ayakta durmalı ve kıbleye yönelmelidir. Ezanda tekbirin ve diğer lafızların tekrar edilmesi hem gafletten uyandırmak, hem de davetin önemini vurgulamak içindir. Çünkü davetin önemi davet sahibinin şanının yüceliğindendir. Bu sebeple ezan önemsenmeli, saygı ve hürmet gösterilmelidir. Ezan okunurken konuşmak, selam vermek doğru değildir. Okunan ezan sükunet ve huşu ile dinlenip müezzinle beraber tekrar edilmeli ve sonunda ezan duası okunmalıdır. Nitekim Peygamberimiz ezanı dinledikten sonra şu duayı okuyan kimseye şefaatinin hak olacağını müjdelemiştir: “Ey bu eksiksiz davetin ve kılınacak Namazın Rabbi olan Allahım! Muhammed (SAV) e vesileyi ve fazileti (ve yüksek dereceyi) ihsan buyur. O’nu, vaat etmiş olduğun makam-ı mahmud’a ulaştır.” [2] Muhterem Müminler! Ezan ile ünsiyetimiz, doğduğumuz günlerde başlamaktadır. Zira müslümanlar, hafif bir sesle yeni doğan çocuklarının sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okurlar. Peygamberimiz de torunu Hz. Hasan’ın kulağına ezan okumuştur.[3] Hutbemi merhum Arif Nihat Asya’nın duasıyla bitiriyorum. Biz, kısık sesleriz... minareleri, Sen, ezansız bırakma Allahım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allahım!
Posted on: Fri, 16 Aug 2013 10:39:00 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015