KAPİTALİST DÜZENİN GETİRDİĞİ HAYAT DİN YOK ALLAH AŞKI - TopicsExpress



          

KAPİTALİST DÜZENİN GETİRDİĞİ HAYAT DİN YOK ALLAH AŞKI YOK RUH YOK NAMAZ YOK MONOTON BİR HAYAT AL SANA BATI MEDENİYETİ Geçen gün üniversitede okuyan bir arkadaşımla sohbetliyoruz. - Sınırsız maddi imkanın olsa, nasıl bir hayat yaşıyor olurdun? - Bilmem… Hiç düşünmedim abi. - Tamam, düşün o zaman şimdi! [Bir iki dakika sonra...] - Sanırım bir sahil kasabasında kafa dinlerdim. - Bu yaşta ne kafa dinlemesi lan! Neyle meşgul olurdun, günlerini nasıl geçirirdin onu soruyorum. - Hmm… Evin bir odasını atölye yapardım. Arabaları modifiye için… - Başka? - Bir odayı da müzik stüdyosu yapardım. Hem yazdıklarımı bağıra bağıra söylemek, hem de kayıt için. - Güzel. - Peki ya sen abi? - İyi soru! [kahkahalar...] - Gülmeyi kes abi, cidden merak ediyorum! - Tamam… Madem para sıkıntımız yok, o zaman önce İstanbul’da, sonra da sevdiğim şehirlerde ufak mekanlar yapardım kendime. Acele etmeden, sırayla. Gittiğimde kalmak, ben yokken de iki-üç öğrencinin kalacağı evler. Hatta onlar hep o evlerde kalsın, ben gidince de onlara misafir olurum! - Peki, İstanbul dışındakiler neresi? - Barselona, Madrid, Berlin ve Amsterdam. Bir de Havana, görmedim ama seveceğimi biliyorum nedense. - Nasıl olacak bu evler? - Oraların ruhuna uygun ama az da aykırı. Zaten inşaat hiç bitmesin isterim. İşin asıl keyfi hayal etmekte, plan yapmakta. Bitince, baştaki heyecan da azalacak çünkü. Ama nasıl olsa her şehirde farklı öğrencilere konuk olacağım, heyecan da azalmaz o yüzden! - Başka ne var abi? - İstanbul’daki evde ise komün hayatı olurdu. Bir ekip bu. İki editör, bir senarist, bir tasarımcı ve bir de kurgucu. Aynı evde yaşayıp giderken, bir yandan da kitaplar yazıyoruz, film senaryoları üretiyoruz. Sonra beğendiklerimizi hayata geçiriyoruz. - Tamam, ben de varım o evde. Biralar benden. - Anlaştık! Olm bu arada senin pederle aran nasıl? Bu tarz hayallerini konuşuyor musun onla? - Nerede abi. Sabahları sekizde işe gidiyor, akşamları sekizde eve geliyor. Akşam yemeğini annem hazırlamış oluyor zaten, sonra da televizyon karşısında uyuyor. Ve bu, her gece tekrarlanıyor. - Sabırlı kadınmış annen. - Çok uzun yıllardır evliler abi. Onlarda artık her şey alışkanlık olmuş. - Bir şeyler paylaşmamak bile mi? - Aynen… Yıllardır üçümüzün bir araya gelip iki saat sohbet ettiğimizi hatırlamam. Bırak beni, pederle annemin de konuşacağı bir şey kalmamış artık. Ayrı dünyalar be abi. - Dünle bugün arasında bir fark yok yani? - İnan yarının da bir farkı olmayacak! Ne sağlıklı olduklarının, ne de yaşadıkları hayatın değerini hatırlamaz olmuşlar. Bu senle konuştuklarımızı duysalar mesela… Atölye, stüdyo olayları falan. Benim için epey üzülürler! - Geç onları… Sen kendi hayallerin uğruna bugünden bir adım atmazsan, çok geçmeden asıl kendine üzülüyor olacaksın. Peder gibi akşam işten eve gelir, yemeğini yer, sonra da televizyon karşısında pineklersin. - Yok be abi. Babamı seviyorum ama, ben onun gibi olmayacağım! - See more at: fikiratolyesi/2012/09/16/babami-seviyorum-ama-ben-onun-gibi-olmayacagim/#more-2818
Posted on: Mon, 22 Jul 2013 10:37:10 +0000

Trending Topics



pectacular, así podemos definir la charlar sobre el trabajo
Yes, parents who have loss a child can experience joy, but its

Recently Viewed Topics




© 2015