Kozinoğlu’nu ‘güvendiği kişiler’ mi öldürdü? Rota - TopicsExpress



          

Kozinoğlu’nu ‘güvendiği kişiler’ mi öldürdü? Rota Haber’den Ahmet Memiş, bence en iyi tesbiti aşağıdaki yazısında yapmıştı: Kozinoğlu’nun öldüğü haberini duyduğumda ilk aklıma gelen Kazım Koyuncu’nun bir şarkısında sözlediği ‘Yakışır mı bir kaçağa eceliyle ölmek’ şeklindeki sözler oldu. Ve gayri ihtiyari ‘Yakışır mı Kozinoğlu gibi bir kara kutuya eceliyle ölmek?’ diye mırıldandım. Yakışmazdı… Bu yüzden Kozinoğlu’nun ölümünü iyi okumak ve anlamak gerekiyor. Önce MİT mensubu olan ve OdaTV soruşturması çerçevesinde tutuklanan Kaşif Kozinoğlu kimdir, ona bakalım… OdaTV soruşturması çerçevesinde tutuklanana kadar yurt içi ve yurtdışında kritik pek çok yerde ve birimde görev yaptı. Adını kamuoyu ilk olarak 6 yıl önce MİT- Mafya-Yargıtay skandalıyla duydu. Yani Kaşif Kozinoğlu, karmaşık ilişkiler ağının tam ortasında duruyordu. Kozinoğlu’nun geçmişini incelediğinizde; nerede derin bir yapılanma varsa hepsinin ortasında ya da kıyısında ismine rastlamanız mümkün. Ergenekon, Balyoz, OdaTV ve hatta Susurluğa kadar uzanan yapılanmaların içinde, hatta Alaattin Çakıcı’nın adının geçtiği cümlelerde dahi karşınıza o çıkar. Şaka gibi ama Kurtlar Vadisi’nde bile ona rastlarsınız. Bu Kurtlar Vadisi kısmı ise çok ilginç. Yazının sonunda okuduğunuzda çok şaşıracaksınız. Konumuza dönersek, Kaşif Kozinoğlu son olarak da zaten OdaTV soruşturması çerçevresinde devletin güvenliğini tehlikeye atacak gizli belgeleri Soner Yalçın ve arkadaşlarına verdiği gerekçesiyle tutuklanarak Silivri’ye gönderilmişti. Anlayacağınız Kozinoğlu, Ergenekon başta olmak üzere birçok derin yapılanmanın kara kutusuydu. Konuşması halinde anlatacakları yakın tarihimizde gizli kalmış birçok olayı aydınlatacağı gibi, şu anda Ergenekon ve OdaTV soruşturmalarından Silivri’de tutuklu bulunan birçok kişinin de uzun süre orada kalmalarını sağlayacak bilgilerdi. Yani söz konusu derin yapılanmalar için varlığı büyük tehlike oluşturuyordu. Ve bir gece aniden böyle bir insanın ölüm haberini alıyorsunuz. Hem de nereden? Twitterdan.. Ölüm haberini ilk veren kim? Kozinoğlu ile aynı koğuşta yatan Atilla Uğur’un oğlu Oğuzhan Uğur… Peki Atilla Uğur kim, ona bakalım. Atilla Uğur, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı Teknik İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan bir isim. Ergenekon iddianamesinde adı örgütün yöneticilerinden biri olarak geçiyor ve darbe girişimlerinde görev almakla suçlanıyor. Uğur’la ilgili gizli tanık ‘Aydost’un da ilginç ifadeleri de bulunuyoır. Mesela Uğur’un korucu ve PKK itirafçılarından oluşan bir ekip kurduğunu ve yargısız infazlar yaptığını söylüyor. Ve bu Atilla Uğur’un oğlu Oğuzhan Uğur, attığı twitterda daha resmi bir açıklama yapılmazken, Kozinoğlu’nun ölüm nedenini kalp krizi olarak açıklıyor. Tam burada sormak gerekiyor… Savcılık ifadesinde kulaklarının az duymasından başka şikayeti olmadığının altını özellikle çizen Kozinoğlu nasıl kalp krizi geçiriyor? Bu sorunun cevabını bulmak için birkaç yıl geriye, 16 Eylül 2008 yılına dönmemiz gerekiyor. O tarihte Atilla Uğur ile aynı dönemde tutuklanan Ergenekon sanığı Şener Eruygur, merdivenlerden düşüyor ve beyin kanaması geçiriyor. Aynı zamanda boyun kemiklerinden biri de kırılıyor Eruygur’un. Ölümden şans eseri kurtulan Eruygur’u merdivenlerden iten ve bu hale getiren ise yine bir başka Ergenekon tutuklusu. Eruygur’un merdivenlerden yuvarlanmadan önce ‘başımıza sizin yüzünüzden bunlar geldi’ dediği ise arşivlerde duruyor. Peki tüm bunlar tesadüfle açıklanabilir mi? Bu soruya evet diyenlere o zaman bir ayrıntı daha vereyim.. Kozinoğlu, 2004 yılında bir rapor hazırlıyor ve bunu dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’a sunuyor. Raporda Kurtlar Vadisi’nin yapımcıları Raci şaşmaz ve Osman Sınav’ın devlet-mafya-güvenlik güçleri arasındaki ilişkilerle ilgili bilgi ve argümanları Jandarma İstihbarat Başkan Yardımcısı Albay Hasan Atilla Uğur’dan aldığı belirtiliyor. Şaşırdınız değil mi? Şimdi soralım tekrar… Kozinoğlu öldüğünde koğuşta yanında kim vardı ve ölüm haberini ilk kim vermişti? Tekrar yazalyım, yanında olan isim Hasan Atilla Uğur ve ölüm haberini de medyadan ve yetkililerden önce duyuran kişi oğlu Oğuzhan Uğur… Kafanız çok mu karıştı ve Kurtlar Vadisi’nin bu olayla ne ilgisi var mı diyorsunuz? Hemen anlatayım. Kurtlar Vadisi’nde yeni sezonunun ilk bölümünde bir karakter çıktı ortaya. Karakterin adı Kaşifoğlu. Dizideki Kaşifoğlu karakteri birebir dün akşam ölen Kaşif Kozinoğlu karakterini canlandırıyordu. Peki Kurtlar Vadisi’nin son iki bölümünde ne oldu dersiniz? Şimdi sıkı durun… Yeni sezonda diziye giren Kaşifoğlu karakteri için ölüm emri verildi. Ve Kaşif Kozinoğlu ise Vadi’nin geçtiğimiz Perşembe günü yayınlanan bu bölümden sadece 3 gün sonra öldü. Şimdi yukarıdaki paragrafı tekrar okuyalım; “Kozinoğlu, 2004 yılında bir rapor hazırlıyor ve bunu dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’a sunuyor. Raporda Kurtlar Vadisi’nin yapımcıları Raci şaşmaz ve Osman Sınav’ın devlet-mafya-güvenlik güçleri arasındaki ilişkilerle ilgili bilgi ve argümanları Jandarma İstihbarat Başkan Yardımcısı Albay Hasan Atilla Uğur’dan aldığı belirtiliyor.” Kafanız daha çok mu karıştı… Bence hiç karışmasın. Çünkü Kozinoğlu ne ilk ne de son olacak. Bu ülke uçağı kazayla (!) düşen parti başkanı, kafasına sıkarak intihar eden Özel harekat Daire Başkanı, aracı kaza yapıp ölen Aselsan mühendisleri ve daha nice bu tür ölümler gördü.. ‘Kim?’ sorusunu sormadığımız ve cevabını da alamadığımız sürece görmeye de devam edecek… O zaman şimdi tekrar soralım…. Ahmet MEMİŞ, ROTAHABER’de yukarıdaki yorumları yaptı. Kurtlar Vadisi gerçektende genel olarak Türkiye’de olayları önceden haber vererek insanları şaşırtıyor. Dizideki karekterlerden MİT mensubu Kaşifoğlu İsrail ile içli dışlı olan, devlet sırlarını İsrail’e ve terör örgütlerine sızdıran biri olarak karşımıza çıkıyor. Kara lakaplı eski devlet görevlisi de geçmiş yılların Polat Alemdar’ı olarak anlatılıyor. Kurtlar Vadisi’ni yakından takip eden milyonlarca insan “Kara hayranı” oldu. Mert doğru ve bilgili. Verdiği kararlarda Kara’rlı…! Kurtlar Vadisi’ndeki Kara’nın tek saygı duyduğu kişi dizideki “Beyfendi” karekteri. Beyefendi de eski bir başbakan ve Cumhurbaşkanı… Beyefendi karanlık işlere girmek istemiyor ama İsrail onu karanlık tarafa çekmeye çalışıyor. Kendi döneminin Polat Alemdar’ı olan Kara’dan yardım istiyor. Dizideki hava çok yakında Türkiye’nin Suriye’ye gireceğini haber veriyor. Bana göre Irak’ta, Suriye’de bizim topraklarımız. Orada ölen ve öldürülenler de bizim kardeşlerimiz. Şimdi diziden gerçeklere dönersek… Kaşif Kozinoğlu’nun dizideki Kaşifoğlu ile benzerlikleri fazla… Kara adlı karekterin de medya daracağında idam edilen Yeşil’e , Mahmut Yıldırım’a benzerliği var. Beyefendi karekteri de Süleyman Demirel’i andırıyor. Eğer dizideki karekterler doğru ise Kaşif Kozinoğlu’nun ölümünün sır tarafı yok. Bu bir cinayet…! Cinayeti işleyenler de malum… Bir de Kaşif Kozinoğlu’nun ölümünden sonraki ilk tepkilere dikkat edilmesi gerekiyor. Kurtlar Vadisi’nin Laz Ziya’sı ne demişti? Cenazeye ilk gelen cinayeti işleyen veya azmettirendir.. Bu olaydan sonra kimlerin sesi çok çıkıyorsa, o tarafa bakılması lazım. İşte onlar da Kaşif Kozinoğlu’nun ölümündeki sırrın sahipleri…! CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray şimdiden haber ajanslarına Kaşif Kozinoğlu’nun ölümüyle ilgili mail yağdırıp duruyor. Sayın Çıray’ın bildiği devletin bilmediği bir şey mi var? Aytun Çıray’ın Kaşif Kozinoğlu’nun ölümünden sonraki açıklamalarında Mehmet Haberal’ı işaret etmesi tesadüf mü? Ben bu işe kıllandım… Savcılar Sayın Çıray’a bir şey sormaz ama gazeteciler sorar. Aytun Çıray’ın bir bildiği varsa peşine takılmak lazım. Eğer bilmiyor da siyaset olsun diye sallıyorsa, o da şansımıza…! MİT Mİ ÖLDÜRDÜ? Aydınlık grubu ve Oda Tv, tüm medya güçlerini kullanarak yeni bir dezenformasyon yaymaya ve kafalarda şüphe oluşturmaya çalışıyor. Yeni bir Necip Hablemitoğlu oyunu ile karşı karşıyayız. Önce kendi adamını öldür sonrada iftira atarak bir taşla kuş katliamı yap! Muhterem Fetullah Gülen Hocafendi ile ilişkilendirilen Türk okullarının Rusya’da ve Özbekistan’da kapatılmasında Kozinoğlu’nün rolü büyüktü. Necip Hablemitoğlu’da 1998 ve 2001 arası defalarca Orta Asya ülkelerine Ergenekon tarafından gönderilerek cemaat aleyhinde kampanya yürütmüş, birde kitap yazmıştı. Ne oldu sonuçta? Alman istihbaratının Türkiye’de kullandığı Ergenekon biriminin operatörü Veli Küçük’ün 1 milyon dolar saydığı tetikçi Osman Gürbüz’e Hablemitoğlu’nu vurdurduğu anlaşıldı. Evet doğru Hablemitoğlu gibi Kozinoğlu da, Türkiye’nin umudu ve geleceği olan Türk okullarını yıpratmak ve kapattırmak için Rusya ve Asya ülkelerinde Gülen karşıtı faaliyetler yürüttü. Bu faaliyetlerini 1992′den beri Türkiye’deki yakın çevresi içindeki diğer MİT üyeleriyle birlikte sürdürdü. Kozinoğlu, konuyla ilgili derin bilgilere sahipti ve bunları Perinçeklere, Oda Tv’ye ve pek çok gazeteciye servis yaptı. Onlarda dezenforme ederek kamuoyu ile paylaştı. Psikolojik savaş yürüttüler. Gladyo’nun ülkemizde ve yurt dışında kullandığı en etkin çifte ajanıydı. Afganistan’da çok etkindi ama nedense Raşit Dostum gibi bir katile Türkiye’yi angaje ederek hep yanlış politikalar izletti. Şimdi de Gülen karşıtı bütün bu faaliyetlerini esas gösterip, özel talimatla MİT tarafından mı öldürüldü, sorusunu gündeme getiriyorlar. Aslında çok iyi biliyorlar ki, Gülen grubu adam öldürmez ve öldürtmez. Ergenekon ve Balyoz’da konuşacak istihbaratçıları ve subayları tek tek intihar süsü vererek veya suikastlarla hep ortadan kaldıran, öldüren kendileriydi. Nitekim 2010-2011 yılı içinde değişik zamanlarda 6 MİT elemanı kaldıkları evlerde silahla veya intihar süsüyle öldürüldüler. Bunların çoğu Kozinoğlu ile bağlantılı çalışan istihbaratçılar olması dikkat çekiciydi. Ayrıca Kozinoğlu ekibinde yer alan MİT elemanlarından bazıları da Ergenekon kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldu. Birinci MİT raporunun kilit isimlerinden, emekli MİT mensubu Haluk Akter (63), 1 Nisan 2011’de esrarengiz bir cinayete kurban giderken, 15 Şubat 2011’de İzmit’te Tevfik Ataseven adlı MİT görevlisi yalnız yaşadığı evinde asılı halde bulundu. Emekli MİT çalışanı Semra Maliş’in (55) 22 Ekim 2010’da İstanbul Bostancı’da oturduğu evinde 7. katın balkonundan atlayarak yaşamına son verdiği iddia edilmişti. Kocaeli Şube Müdürü Ahmet Süreyya’nın Kasım 2010’daki ölümüne “kalp krizi” gerekçe gösterilirken 22 Ekim 2010’da MİT çalışanı Adnan Kılıç da Manisa’da bıçaklanarak öldürüldü. Ankara’da da bir MİT görevlisi evinde ölü bulunmuştu. Kaşif Kozinoğlu 1996 yılında Suriye’de görevli olduğu dönemde PKK lideri Abdullah Öcalan’ı uzun bir süre takip eden ve daha sonra bomba yerleştirilmiş bir araçla suikast düzenleyen eylem timinin içinde yer almıştı. Bu suikastın neden başarısız olduğu daha sonradan anlaiıldı. İçimizde kara koyunlar vardı… Kaşif Kozinoğlu’nun PKK karşıtı faaliyetleri sadece Öcalan’a sahte suikast girişimiyle sınırlı değildi. Rusya’da Çeçenlerin içinde birçok karanlık olayın planlayıcısı oldu. 29 Ekim 2007 yılında Moskova’nın merkezindeki Çerkezovski pazarındaki bir iş yerine düzenlenen silahlı saldırı sonucu PKK üyesi Mehmet Ali Küçükkaya hayatını kaybetti. Küçükkaya’nın öldürülmesinde yer alan Çerkezovski pazarının sahibi Telman İsmailov, Kaşif Kozinoğlu’nun en önemli bilgi kaynaklarından biriydi. KOZİNOĞLU KİMDİR? 1976 yılında Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1980 yılında Özel Harp Dairesi’nde göreve başladı. 1995 yılına kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın Tim Komutanlığı’nda İstihbarat Subaylığı, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Eğitim Öğretim Grup Komutanlığı’nda görev yaptı. 1995 yılında Eğitim Öğretim Grup Komutanlığı’ndan emekli olup, MİT’e girdi. Sürekli yurt dışı görevlerinde bulundu. Suriye, Bosna Hersek ve Afganistan Bölgesi’nde görev yaptı. Asya Bölge Komutanlığı görevinde iken, Orta Asya’dan Çin’e kadar birçok yerde faaliyet yürüttü. 2010 yılında yeni MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın talimatıyla Baş Müşavir olarak Asya Bölgesi’ne tekrar atandı. Oda TV soruşturması nedeniyle ifade vermek için Türkiye’ye çağrıldı. 10 Mart’ta da tutuklandı. İstihbarat dünyasını izleyen Fransız Intelligence Online da yayınladığı bir haberde Hak Davetçisian Fidan’la birlikte MİT’teki tasfiye hareketine dikkat çekerek, Kaşif Kozinoğlu için şu ifadeleri kullanmıştı: “Özel kuvvetlerde binbaşı olan Kozinoğlu MİT’e katılmadan ve Orta Asya üzerine uzmanlaşmadan önce 90’lı yılların ortasında PKK’ye karşı savaştı. Özbek Afgan şefi Abdul Raşid Dostum’a çok yakın olan Kozinoğlu, Çin’in Sincan bölgesinde Türkofon Uygur isyancıların eğitimini de gözetti.” MİT’in Dış Operasyonlar ve Asya Dairesi’ni Başkanvekili ünvanıyla yöneten Kaşif Kozinoğlu, Türkiye’nin asker kökenli önde gelen istihbaratçılarından biriydi. Kozinoğlu, daha önce yaptığı görev alanları, adının geçtiği olaylar ve hazırladığı raporlar nedeniyle MİT’in “çok şey bilen adamı” olarak tanınıyordu. Elbette öldürüleceğinden kuşkulanan ve bunu yazan Kozinoğlu’nun arkasında çok sayıda bilgi ve belge bıraktı. Bunların bir kısmının dezenformasyon için hazırlandığı ortada. Bunlardan biri kendi el yazısıyla hazırladığı 40 sayfalık savunması ve bunun bin sayfaya ulaştığı belirtilen dökümanları, diğeri de Aydınlık gazetesine gönderdiği yaklaşık 10 sayfalık uzun mektuptu. MİT yöneticileriyle pazarlık yapan Kozinoğlu, gizli tanık olmayı kabul etmişti ve bu durum Ergenekon’u telaşlandırdı. Silivri Cezaevi Savcısı, Ergenekon tarafından dezenforme edilen ve çarpıtılan Kozinoğlu’nun koğuşuna gelerek hazırladığı savunmaya el koydu. Gizlilik kararı aldırarak bu savunmayı avukatlarına bile vermedi. Bu arada avukatların mahkemeye verdiği ve Kozinoğlu’nun savunmasını destekleyecek belgelerden oluşan bin sayfalık ek dosyanın ise kaybolduğu ortaya çıktı. Aydınlık gazetesine güya Kozinoğlu’nun gönderdiği iddia edilen mektubu, sahte küpürler eşliğinde yayımlamaya başlayınca dördüncü gününden sonra yayın yasağı konuldu. Ancak gazete, mektubu özetleyerek yayımlama yöntemiyle yasağı bir ölçüde deldi ve yayını sürdürdü. Bundan sonrası Adli Tıp’ın işi. Hangi mektup orjinal hangisi saptırma, el yazısı örmeklerinin kriminal incelemesinde ortaya çıkacaktır. Böylelikle Ergenekoncu generallerin ve elitinin, Kozinoğlu üzerinden Silivri’den toptan kurtulma oyunu da sona erecektir. Kozinoğlu’nun öldürülmesi, konuşmaya hazırlanan Veli Küçük ve Arif Doğan’a gözdağı da olabilir. Duyduğuma göre her ikiside hatıratını yazıyormuş. Ergenekon soruşturması kapsamında görülen Oda TV davasının ilk duruşmasında savunma yapan sanık Yalçın Küçük’ten de oldukça ilginç açıklamalar geldi. Küçük, Kozinoğlu’nun, güvendiği kişilere notlar gönderdiğini söyledi. Akıllara, şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Kozinoğlu’nun ‘güvendiği kişiler’ tarafından öldürülüp öldürülmediğiyle ilgili sorular takıldı.İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın öğleden sonra oturumunda söz alan Yalçın Küçük şöyle konuştu: “Bu dava Şık, Şener davası değildir. Bu beni rencide eder. Türkiye’de hapse giren ilk gazeteci de Şık ve Şener değildir. Bu davada bir eksik var. Sanıklardan Kaşif gelemedi. Onun savunması benim savunmam gibidir. Savunmasından benim malumatım var. Güvendiği kişilere notlar gönderirdi. Avukatlar, öyle bir hava oluşturdu ki sanki herkes tahliye olacak, sakın beni de unutmayın.” Pek çok yüzü olan Kozinoğlu öldürüldü mü, öldürüldü ise bunu kim, neden yaptı, yakında ortaya çıkar. Hablemitoğlu cinayeti gibi suçlunun kendi dava arkadaşları olma ihtimali epey yüksek. Bence Ergenekon, Kozinoğlu’nu kurban seçti ve onu feda ederek huruç denemesinde bulunuyor… Ama nafile çaba…
Posted on: Fri, 12 Jul 2013 12:40:35 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015