MISIR’DA olan biteni Türkiye’deki muhafazakârlar ve liberaller “darbe” diye değerlendirme konusunda ısrarlı. Onlara göre haftalardır sokaklara çıkan, başta Tahrir olmak üzere meydanları dolduran, polisle çatışan milyonlarca Mısırlı’nın olanlara hiçbir katkısı yok. Öyle bir siyasal ikiyüzlülük var ki; Mübarek aynı yöntemle devrilince bunun adı “devrim” oluyor, Mursi devrilince “darbe” sayılıyor. Anımsatalım; 25 Ocak 2011’deki isyan dalgasında “tarafsızlığını” ilan eden, ardından Müslüman Kardeşler’in iktidarı devralmasını destekleyen aynı Mısır Ordusuydu. Yani, Mübarek’in devrilmesine katkıda bulunan ordu nedense o zamanlar “darbeci” değildi! Ama siyasal İslamcı Mursi devrilince aynı ordu birden bire “darbeci” oluverdi. Yani, bu liberal-muhafazakar zevata göre, Mursi’nin devrilmesinde hiçbir Mısırlı aydının, gencin, milyonlarca yoksul emekçinin, bir tür ‘nefs-i müdafaa’ halindeki kadınların hiç payı yok! Hadi canım sende! Oysa Mübarek devrildiği zaman adına Yüksek Askeri Konsey denilen bir cunta yönetimi devralmıştı. Aynı cunta Mursi’ye iktidar yolunu açtı. Diğer bütün siyasal grupların boykot ettiği, halkın ancak yüzde 51’inin katıldığı bir seçimle iktidara gelen Mursi, mutlak azınlığı temsil ettiği halde (gerçek oy oranı yüzde 24.78’di) kendi dar dinci programını bütün topluma dayatmaya kalkıştı, olmadı. Mısır’da yaşananlar siyasal İslamın ve Ortadoğu’da oluşturulmaya çalışılan, işbirlikçi ‘Sünni Ekseni’nin çöküşüdür. Hiç düşündünüz mü, daha bir yıl önce Müslüman Kardeşler’i destekleyen ordu bugün neden “İhvan” karşıtı oldu? Amerikancı Mısır Ordusu, kitle hareketinin yıkıcı gücü karşısında imtiyazlarını korumak istedi, o kadar. Mursi’nin devrilmesi Tayyip Erdoğan’ın iktidarını da sarsacak, göreceksiniz.
Posted on: Fri, 05 Jul 2013 10:46:31 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015