Melih Gökçek’in hedefindeyim.... Protesto eylemleri - TopicsExpress



          

Melih Gökçek’in hedefindeyim.... Protesto eylemleri sırasında gençlerin polis şiddetine hedef olması Şebnem Sönmez’i derinden etkiliyor. Bu nedenle hem gergin hem de üzgün olan Sönmez’in bu duyguları Moda’da yaptığımız sohbete de yansıdı. Gezi Parkı olayları sırasında gençlerin yanındaydınız, onları desteklediniz ve bunu söylemekten de hiç çekinmediniz. Sadece Gezi Parkı olayları sırasında değil, gençlerin her zaman yanındayım. Onlara güveniyorum ve inanıyorum. Protestolar bitmedi… Son dönemdeki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Tepkiler, olaylar sürüyor. Hatay’da hayatını kaybeden Ahmet Atakan‘la ilgili protestolara polis yine en sert şekilde müdahale etti. Cesur bir kere, korkak bin kere ölür. Daha kimbilir kaç annenin yüreği yanacak. Bakın, savaş ya da savaşlar kapımızda. Birileri her şeyi çok iyi biliyor. Onlar her şeyi çok iyi bilirken, biz sokağa çıkıyoruz. Niye çıkıyoruz? Eve tıkılmak gibi bir baskıyla karşı karşıyayız da ondan çıkıyoruz. Kimse kimseyi kandırmaya kalkmasın, Türkiye’de bal gibi de baskı var. Demokratik haklarım yasalarda mevcut olduğu halde bana verilmiyorsa, o zaman ben de baskıya direnirim elbette. Ben asi miyim, çapulcu mu? Elbette hayır. Durum biraz da böyle. Ormanların yanmasına ve kesilmesine yüreğim yanıyor, tepki gösteriyorum. Kadına şiddet var, kayıtsız kalamıyorum, tepki gösteriyorum. Tanık olduğunuz bir olay var mı? Eski bir yan komşum, kocasından dayak yiyordu bir gece. Kayıtsız kalamadım, hemen kapılarını çaldım. Adam bana da şiddetle bağırdı. Polise telefon açtım, “Boşverin, biz onları biliyoruz, düzelirler biraz sonra” cevabını verdiler. Kadın dayak yemeye devam edince yine polisi aradım, lütfettiler geldiler. Bu kez adam karısını bıraktı, bana taktı. Geç saatlerde kapımı çaldı ve ben de korktuğum için açmadım. Polisi aradım, “Kapınızı açmayın” dedi. Sadece bunu söyledi, o kadar. Burası Türkiye… Ben hiçbir şeye tepkisiz kalamıyorum. Sessiz kalanlara şaşırıyorum. Bundan sonra ne olacağını bilmiyorum, kimse de bilmiyor. Çünkü lidersiz bir direniş bu. Örgütlenme filan yok ortada. Bu ülkeden hiç umutlu değilim. Sizi rahatsız ediyorlar mı? Hem de nasıl. Beni sürekli tehdit ediyorlar. Ne diyorlar? Aynen şunu söylüyorlar: “Sen bizi tanımıyorsun ama biz seni tanıyoruz. Sokağa çıkma sakın Şebnem Hanım, senin için iyi olmaz.” Memet Ali Alabora‘dan sonra ben de “Şebnem Sönmez’le ilgili bütün belgeleri getirin bana” diyen Melih Gökçek’in hedefindeyim. Bunlar beni korkutmuyor ama canımı sıkıyor. Canınızı sıkan bir olay daha oldu galiba. Kira ödemesi konusunda ev sahibi ile icralık olduğunuz söylendi. Eski evimden şimdi oturduğum eve geçerken yazılı olarak haber vermedim. Anahtarın tesliminden haber verme konusuna kadar her şeyi asistanıma bırakmıştım. Çünkü o sırada çok zor bir dönemden geçiyordum. Annem çok hastaydı, zaten daha sonra da kaybettim onu. Hastanedeydim sürekli. Asistanım ihmal etmiş… Ayrıca parayı da ödedik. Mahkemelik bir olay olmadı. Biraz ayıp edildi bana. Hemen virüs gibi yayıldı bu haber. Birileri benimle ilgili olumsuz şeyler bulup, büyütme derdinde. Ortada yolsuzluk yok Yüksel Bey. Bu ülkede yolsuzluk yapanlar hiç üzülmüyor. En son ‘Sürgün İnek’ adlı sinema filminde oynadınız. Muğla’nın Bozüyük köyünde çektik ‘Sürgün İnek’i. Çekimler iki ay sürdü. İki yıl önce Malatya’da yaşayan bir çiftin başından geçen olayı aktardık sinemaya. Bir çiftin ineği, okulun bahçesindeki Atatürk heykelini kırıyor. Vay inek, vay… (Gülüyoruz) Bunun üzerine o çiftin başına gelmeyen kalmıyor. İnek de sürgün ediliyor. Oysa Atatürk’e karşı o kadar çok şeyler yapılıyor ki, kimsenin de sürgüne filan gittiği yok. İnek yapınca başka türlü oluyor her halde. Film şubat ayında vizyona girince ayrıntılarını hep birlikte izleyeceğiz. 1999′da ‘Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü?’ ve 2005′te ‘Cimri’ adlı oyunlarla Afife Jale En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncu ödülleri aldınız. Yaşadığınız tüm gerginlikleri sanırım bu ödüller bir anda unutturuyor olmalı. Bu ödüller elbette sevindiriyor. Ödüller oyuncunun bayram şekeridir. Ancak ödüllerin sanatçıyı daha ileriye götürdüğüne inanmıyorum. Biliyorsunuz, drama öğretmenliğim Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde devam ediyor. Öğrencilerimin başarısı da ödül oluyor bana. Sizi gören seyirci hemen gülümsüyor, ferahlıyor… ‘Bir Demet Tiyatro’daki Mücver ile ‘Elveda Rumeli’deki Fatma rolleri milyonlar tarafından çok sevildi… İnsanlar beni görünce gülümsüyorsa, bu beni çok mutlu eder doğrusu. Mücver rolü çok renkli ve çok kahkahalıydı. Şebnem Sönmez, özel hayatında nasıldır, neşeli mi, suratsız mı, huysuz mu, kavgacı mı? Gün bana ne yapıyorsa öyleyim. Hayatın yaşattığı neyse oyum. Genç insanlar hayatını kaybetti ve kaybediyor, üzülmemek mümkün değil. Çalışırken nasıl bir ruh haliniz vardır? Çalışırken bazen çok sinirli olurum. Rolüm için çalışırken de yazarken de mutlak yalnızlık, mutlak sessizlik isterim. Bu olmazsa sinirlerim bozulur, gerginleşirim. Çok da memnun değilim bu halimden ama böyleyim. Rolüme çalışırken kimsenin yanıma gelmesini istemiyorum. Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri olarak da görev yapıyorsunuz. Yeni anayasa hazırlıkları sürüyor ve sanatçıların çalışma koşullarıyla ilgili sendikanız bir rapor ya da taslak sunmayı düşünüyor mu? Sanatçıların çalışma koşullarıyla ilgili olarak yeni anayasa için bizden bir talepte bulunulmadı. Bu hiç önemli değil, çünkü biz zaten sanatçıların çalışma koşullarıyla ilgili raporumuzu hazırlıyoruz. Biz çalışkan çocuklarız, severim ekibimizi. Çocuk oyuncularla ilgili hazırlanan yasa, onaylandı mı? Bizim sektörde çocukların çalışması, gerekli bütün koşulların yüzde yüz sağlanmış olmasıyla mümkün olabilir. Biz bu yasayla ilgili hazırladıklarımızı Çalışma Bakanlığı’na sunduk, onlar da kabul etti. Ancak, ülkemizde Gezi direnişiyle başlayan ve devam eden olaylar nedeniyle çalışmalar durdu. Sanırım kasım ayında oyuncuların çalışma koşullarıyla ilgili yasanın Meclis’ten geçmesi için Oyuncular Sendikası olarak yeni bir çalışmaya başlayacağız. Dizi setlerindeki çalışma koşullarının ağırlığı sık sık gündeme geliyor. Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Şebnem Sönmez’e dizi setleriyle ilgili ilginç olaylar yansıyor mu? Dizi setleriyle ilgili sendikamıza oyunculardan çok şikayetler geliyor. En son Güneş Emir adlı oyuncu arkadaşımız çalışma koşullarına karşı direndi ve sendikamız da onun yanında yer aldı. Emir, çalışma koşullarının düzelmemesi, iki yıl zam görmemesi nedeniyle, sözleşmenin bitim tarihinde ‘Deniz Yıldızı’ adlı diziden ayrılmaya karar verdi. Yapımcı firma ona tazminat davası açtı. Oyuncu arkadaşımız çok sağlam durdu, sendika da destek olunca dava kazanıldı. Üyemiz olan oyuncu arkadaşımız sağlam durmazsa sendika hiçbir şey yapamaz. Aslında o duruşuyla davayı kazanan Güneş Emir oldu. Biz ona hukuksal açıdan destek olduk, manevi açıdan güç verdik. Güç birliği çok önemli. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, sendikanızın başkanı Memet Ali Alabora’yı hedef gösterdi. Oyuncular Sendikası olarak hepimiz Memet Ali Alabora‘nın yanındayız. Bir siyasi lider, bir oyuncuyu mitinglerinde halka yuhalatırsa, bu çok büyük bir ayıptır. Bir oyuncunun, sadece bir cümleyle bütün direnen insanları sokağa döküp, ülkesine ihanet (!) ederek, silahlı eyleme davet etme gücü varsa, o zaman siyasi iktidar yok demektir.
Posted on: Fri, 20 Sep 2013 16:13:54 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015