Mısırlı solcular ne diyor?Mısırlı solcular ne diyor?Necdet - TopicsExpress



          

Mısırlı solcular ne diyor?Mısırlı solcular ne diyor?Necdet Saraç İslam coğrafyasında siyasal İslamcı akımların tümü Türkiye’den farklı olarak sokakta, sistem dışı ve esas itibariyle “devlete rağmen” örgütlenmişlerdir. Biz de ise siyasal İslam, özellikle 1945-50 sonrası, doğrudan devlet eliyle örgütlenmiştir ve asıl şekillendiği yerler Diyanet İşleri Başkanlığı ile devletin izin verdiği camiler ve kuran kursları olmuştur. Geçmişte “Akıncıların” kullandığı sınırlı şiddet dışında, Türkiye’de şiddeti önemli bir araç olarak benimseyen tek hareket Hizbullah’tır. Türkiye’de siyasal İslami hareket genel olarak sistemle bütünleşmiş, “sistem içi” bir harekettir. Siyasal İslamcıların Sivas katliamı dahil, toplu olarak sokağa çıkıp yaptıkları eylemlerin arkasında kendi öz güçlerinden daha çok devletin “kolluk kuvvetlerinin” açık desteği vardır! Siyasal İslam, AKP döneminde, devletin bütün kurumlarını ve ekonomiye tümüyle ele geçirdiği için de önemli ölçüde ehlileşmiştir! Bu nedenle Başbakan Erdoğan bir tehdit olarak “evlerinde oturan yüzde 50”nin sokağa çıkabileceğinden bahsetse de bu gerçekçi değildir! Türkiye’de İslam için sokağa çıkacak yüzde 50 sayısı büyük bir balondur! “Bindirilmiş kıtalar” olmadığı sürece, Mısır ve Suriye için sokağa çıkanların sayısının ne olduğunu hep beraber görüyoruz… Özellikle Arap coğrafyasında ise durum oldukça farklıdır. Aklınıza gelen “Müslüman” devletlerin tümünde Anayasa’nın birinci ya da ikinci maddesinde, bilemediniz üçüncü maddesinde “devletin dini İslam” yazar. Diğer ülkeler bir yana AKP’nin demediğini bırakmadığı Suriye Anayasası’nın ikinci maddesinde “İslam hukuku yasamanın temel kaynağıdır” diye yazar. Bu ülkelerin ayrımsız olarak tümünde devlet, kamu kurumları, ordu İslamcıdır. Tıpkı Mısır’da olduğu gibi. 1945’ler sonrası Sovyetler Birliği’nin ve sosyalizmin İslam coğrafyasında artan etkisini kırmak için ABD öncülüğünde sokakta ve şiddet eksenli örgütlendirilen siyasal İslamcı akımlar, 1989’da reel sosyalizmin çökmesinden sonra mevcut “İslam devletleri” kendilerine yetmediği için, kendileri dışındaki bütün güçleri şiddet yoluyla ezerek iktidarı istemeye başlamışlardır. Siyasal İslamcı akımlar sokak ve şiddet endeksli, mağduriyet zemininde geniş yoksul kesimleri kucaklayarak örgütlendikleri için birer “halk hareketi” görüntüsü vermişlerdir. Bu görüntüler tek yanlı medya tarafından da süslenerek verilince ortaya hepimize “demokrasi” diye yutturulmaya çalışılan ve adına “Arap Baharı” denen bir hareket çıkmıştır! “Yeter ki sol olmaz, sosyalizm olmasın” yaklaşımında olan emperyalist güçler, destek verdikleri, teşvik ettikleri bu “bahar”ın kendi büyükelçisini bile linç ederek öldürdüğünü görünce frene basmışlardır. Islak yolda frene aniden basınca arabanın takla atması da kaçınılmaz olmuştur... Mısır başta olmak üzere Tunus ve Libya’da yaşanan da budur… Çok hızlı gelişmelerden dolayı ortalık toz duman içinde kaldığı için, siyasal İslamcılar arkalarına medyayı da alarak her tarafta yeni bir mağduriyet edebiyatıyla kafa karışıklığını hızla artırıyorlar. Başkası ne diyor diye dönüp sormaya bile izin vermiyorlar. Dün Suudi Kralı’yla, Mısır Generali Sisi ile özel fotoğraflar verenler, artık yalanları bile yatsıya kadar yanmayanlar hızlı bir biçimde yeniden masum ve mazlum rolünü üstlenmeye çalışıyorlar. Oysa başka gerçekler de var. Bunlardan biri de Mısır ‘Devrimci Demokratik İttifakı’nın dedikleridir. Dileyenlerin kizilbayrak.net sitesinden tümünü okuyabilecekleri açıklamada “devrimin özgürlük ve sosyal adalet şiarlarını güçlendiren ve vatandaşlık değerlerini koruyan yeni bir demokratik anayasanın geliştirilmesini” isteyen Mısır Devrimci Demokratik İttifakı şunları söylüyor: “Şiddet ve terör estiren, cinayet işleyen, kundaklayan, dinsel / mezhepsel ayrımı körükleyen İhvan hareketi (Müslüman Kardeşler) ile müttefiklerinin, maskeleri düşmüştür… İhvan’ın demokrasinin yayılması için çaba sarf ettiği iddiasının doğru olmadığı delillerle kanıtlandı ve çöktü… İhvan, Sina’da güçlerini seferber ederek şiddet, cinayet ve terörü destekledi. Rabia el Adeviyye ve Nahda meydanlarında silahlı kamplar kurdu ve bunlara ‘barışçıl oturma eylemleri’ adını verdi. Burada silah depoladı, işkence yaptı ve cinayetler işledi… Gelinen noktada, din örtüsü ardına saklanan …işbirlikçi, şiddet ve terör cemaati ile sömürgeci müdahalelere karşı hep birlikte duralım!
Posted on: Fri, 23 Aug 2013 17:10:52 +0000

Trending Topics



e="margin-left:0px; min-height:30px;"> - Phải nai lưng trên cánh đồng trồng ra được 1000kg

Recently Viewed Topics




© 2015