TACIZCI VALI ISTE BELGESI Bu Vali’yi kollayan - TopicsExpress



          

TACIZCI VALI ISTE BELGESI Bu Vali’yi kollayan kim? KIRKLARELİ Valisi’yken, bir bayan doktorun evinde köylüler tarafından basılan, Aydın Valisi’yken, şehrin Bayan Belediye Başkanı ile takışan, şimdi de Adana Valisi olarak marifetleri (!) ayyuka çıkan bu Vali’nin destekçilerinin kim olduğunu, doğrusu ben de çok merak ediyorum. Sene 1964. Dönemin Tekirdağ Valisi Kadri Demirel, bir akşam saatinde Ankara Ulus’taki Rüzgarlı Sokak’ta, tek başına içkili olarak dolaşır. Bu sırada, yanından geçen erişkin bir kız öğrenciye laf atar. Kız, biraz ötede gördüğü Polis Memuru’na gidip, hemen şikayetçi olur. Polis, ayakta zor duran Vali’nin yanına gelip, Karakola davet eder. Vali, Tekirdağ Valisi olduğunu söylese de, Polis de Cumhurbaşkanı olduğunu söyler ve Valiyi yaka paça Karakola götürür. Kadri Demirel’in, Karakolda gerçekten Vali olduğu anlaşılır ve serbest bırakılır. Ancak, orada bulunan bir gazeteci olayı gazetesine geçince, olay ertesi günü gazetelerde manşet olur. Sabah uyandığında sarhoşluğu geçip ayılan Vali, bu defa haberi okuyunca bayılır. Ve Vali, Tekirdağ’a dönemeden, aynı gün görevinden alınır. Dört ay sonra da, kahrından ölür. BU DA, BAŞKA BİR VALİ Sene 2008. Dönemin Kırklareli Valisi Hüseyin Avni Coş, 2 Nisan Akşamı Dereköy Sağlık Ocağı’nın 28 yaşındaki bayan doktoruyla önce Polis Evi’nde baş başa bir akşam yemeği yerler. Gece Saat 01.00 de doktoru, makam aracıyla lojmanına bırakır, ama lojmana o da girer. Korumalar, kapıda beklemektedir. Durumdan şüphelenen köylüler, lojmanı basar. Vali, apar topar lojmandan ayrılır. Bayan doktor telefonla hemen annesini arayıp, Vali’nin cinsel tacizine uğradığını söyler. Olay, basında haber yapılır. CHP Kırklareli Milletvekili, olayı Meclise taşır. Ancak, olayı soruşturmak bir yana, yetkililerin kılı bile kıpırdamaz. Takipsizlikten cesaret bulan Vali, peşinden 500 milyara lüks ve son model bir makam aracı alarak, kendisini ödüllendirir. Vali, kendisini koruyanlara karşı borçlu kalmaz. Babaeski’liler Gecesi’nde yaptığı konuşmada AK Parti iktidarını yıkayıp, yağlar. Övgülerini sıralarken, Başbakan Erdoğan’a “Yiğit Başbakan” demeyi de ihmal etmez. VALİYE, “YÜRÜ KULUM” TALİMATI Vali Coş, 2009 yılında, Ege’nin incisi Aydın’a Vali yapılır. Aydın’ın CHP’li Bayan Belediye Başkanı’nın icraatına sürekli çomak sokar. Bir resmi tören sırasında, törene geç gelir. Tören alanında halkı beklettiği için kendisini eleştiren CHP Aydın Milletvekili ile tartışır. Vali ayrıca, 2009 yerel seçimlerinde CHP ve MHP’nin afişlerini de toplatıp, iktidarın iyice gözüne girer. Girer ama, Devlet Bahçeli’de ona, kendi üslubuyla ağzına geleni söyler. Olsun, bütün bunlar iktidar nezdinde Vali’ye hep artı puan getirir. İskenderpaşa Dergahı’na mensup olduğu söylenen Vali Coş, bu arada Adnan Oktar’ın (Adnan Hoca) yazdığı “Yaradılış”adlı kitabını da, bütün Kütüphanelere aldırır. HÜSEYİN AVNİ COŞ, ADANA VALİSİ OLUYOR Vali Coş, bütün bunların karşılığını alır ve 2011 de, Türkiye’nin 4’ncü büyük şehri olan Adana Valisi yapılır. Çok sevdikleri mevcut Vali’nin merkeze alınmasına üzülen Adana’lılar, Coş’un yükselişini araştırırlar. AK Parti iktidarı döneminde Vali yapılan Coş’un, daha önce de bu iktidar tarafından Bingöl ve Aksaray Valisi olarak atandığı ve terfi ettirilerek bu görevini sürdürdüğü anlaşılır. Yaptıkları araştırmada, Coş’un bir dönem Mülkiye Müfettişliği yaptığı ve Başbakan Erdoğan’ı İstanbul Belediye Başkanı iken teftiş edip, “akladığı” öğrenilir. Ve böylece, coştukça coşan Hüseyin Avni Coş’un yükselişindeki “püf noktası”, anlaşılmış olur. ADANA’LILAR, HOŞNUT DEĞİL! Vali’nin geçmişini öğrenen Adana’lılar, icraatından da hoşlanmayınca, tepki vermeye başlarlar. Ne var ki, tepkiler dikkate alınmaz. Bunun üzerine bir vatandaş ortaya çıkar ve yazdığı şikayet mektubunu çoğaltıp, TBMM deki bütün Milletvekillerine gönderir. Vali’nin hışmından korktuğu için adını yazamayan bu vatandaş, Vali Coş’un bütün marifetlerini (!) sıralar. MEKTUP, AYNEN ŞÖYLE; Konusu: Bir Vali Böyle Olmamalı. Saygıdeğer Vekilim, Atama yolu ile göreve gelen Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un geçmiş ve günümüzdeki ahlaki değerlerden yoksunluğu, sizi rahatsız etmiyor mu? Vali Coş, bu kanun dışı yaşantısını, görev istismarını yaparken, arkasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in olduğunu söylemektedir. Kırklareli Valisi iken taciz ettiği Dr. Ayşe Burcu Bilir’i (konu basına ve TBMM gündemine gelmiştir) Adana Valilik binasına 200 metre uzaklıktaki Metro Hastanesi’ne tayin ettirmiştir. Sayın Vali’nin özel yaşamı, herkesin dilindedir. Bu durum, devletin saygınlığına zarar vermektedir. Sayın Vali’nin Adana Özel İdaresi’ne Genel Sekreter olarak atadığı kişi Zeki Koç Berber, daha önce görev yaptığı ilçeden, işlediği suç sebebi ile sürgün edilmiş birisidir. Zeki Koç Berber, eşinin üzerine mal geçirmek suçunu işlemiş olmasına rağmen, Genel Sekreterlik gibi kritik bir göreve neden getirilmiştir? Şu an, pervasızca yandaşlarına ihale dağıtmakta olup, konuya vakıf olan basın mensupları, Vali Bey tarafından tehditle susturulmuştur. Sayın Vali’nin şahsi menfaatleri hususunda da zaafları olduğu, Adana kamuoyunda da bilinmektedir. Aydın’da ortak işler yaptığı, Hüner Atalay adlı iş adamını beraberinde Adana’ya getirerek, büro kurdurmuştur. Şu an, Adana Özel İdaresi’ndeki ihaleleri bu şahsa verdirmektedir. Adana’da faaliyet gösteren, BÜROFİKS isimli firmanın sahibi REŞAT SANCAR, Vali Beyin kasası olup, sözümüzün ispatı, Suriyeli mülteciler için satın alınacak baraka konteynır alımını parçalara bölerek, doğrudan temin yolu ile bahsettiğim şahıstan satın almıştır. Devletimizin güvenlik güçlerini kullanarak, hukuksuz telefon dinlemeleri yaptırmıştır. Bu konuda sınır tanımayarak, Milletvekili ve Belediye Başkanlarını da dinletmiştir. Bu konuları gündeme getirmeye çalışan basın mensupları, bizzat Valilik Özel Kalem marifeti ile Valilik Makamına çağrılıp, basın mensubu tehdit edilmektedir. Bu yazdıklarımız, Hüseyin Avni Coş’un Vali olmaması gerektiği kanaatini bizde oluşturmuştur. Hassasiyetinize ve şahsiyetinize itimadımız tamdır. Gereğini arz ederiz. Vali Beyin korkusundan isim yazamıyoruz, özür dileriz. “... korkudan isim yazamıyoruz, özür dileriz.” demekle, mektubu birden fazla kişinin tasarladığı anlaşılıyor. Öteki dikkati çekense, Vali’nin tacizine uğradığını söyleyen bayan doktorun, onun peşinden Adana’ya gitmesi, şaşılacak bir şey. Şikayet edildiğini öğrenen Vali atağa geçip, bütün Milletvekillerine yazdığı cevabi mektupta, hakkındaki mektubun karalama ve yıpratma amacıyla yazıldığını, kimi yolsuzluk iddialarının Valilikçe incelenmesinden duyulan rahatsızlıktan kaynaklandığını, bütün suçlamaların iftira ve yalan olduğunu ifade ediyor. Hiçbir vicdani ve ahlaki kaygı duymadan iftira eden bu gözü dönmüş çevrelerle, isim ve imza koymaya cesareti olmayanların yalanları olarak niteliyor. Vali, karşı mektubunda ayrıca, “Çamur at, izi kalsın” amacıyla hareket eden müfterilerin, bu çabalarının başarılı olamayacaklarını da vurguluyor. NE VALİ’Yİ, NE DE ADANA’LI VATANDAŞI TANIRIM Değerli okuyucularım, Türkiye’de her siyasi iktidar döneminde, iktidara yanaşıp devlet katında önemli görevler alan ve bu görevlerin yetkilerini sömüren kimi insanları görüyoruz. Adana Valiliği’ne kadar yükselen Hüseyin Avni Coş’un da, bunlardan biri olduğu iddia ediliyor. Vatandaş, “Bir Vali, böyle olmamalı” diyor. Ben de,”Bu Vali’yi kollayan kim?” diye soruyorum. Ne Vali’yi, ne de bu Adanalı vatandaşı hiç tanımıyorum. Yukarıdaki açıklamalarla, bu kişinin ne zaman ve nasıl Vali yapıldığı ve hızlı yükselişi ortaya konduktan sonra, marifetleri bir bir sıralanıyor. Mektupta yazılanlar, birer “iddia”dan ibarettir. Ancak, doğru olup olmadıklarının araştırılması, soruşturulması, böylece devletin hak ve hukukunun korunması, kamu vicdanının tatmini ve Vali’nin de aklanması bakımından şarttır. Bu kadar ağır iddiaların altında Valilik yapmak ve kamu otoritesini temsil etmek, katiyen mümkün değildir. Ne var ki, Vali’nin ve bu durumdaki diğer kamu görevlilerinin, bu iktidar döneminde haklarında inceleme, soruşturma dahil ne adli, ne de idari hiçbir işlem yapılmıyor. Yolsuzluklarla mücadeleyi amaçlayan 3628 Numaralı Kanun, 10 seneden beri “hiç, ama hiç kimseye” uygulanmıyor. O sebeple, bürokrasinin ve özellikle Valilerin saltanatından geçilmiyor. Eskiden. “Vali” dendiğinde, devletin en “oturaklı” görevlisi akla geliyordu. Ve, eskiden hep, “Devlet malının deniz” olduğu söylenirdi. Görünen o ki, bu iktidar döneminde “Okyanus” olmuş.
Posted on: Mon, 28 Oct 2013 19:38:38 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015