Tarafsız Çağrı --Milli İrade-- CUMHURİYETİN İLK - TopicsExpress



          

Tarafsız Çağrı --Milli İrade-- CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA BİLİMSEL BİRİKİMİMİZE DESTEK OLAN BİLİM ADAMLARININ ANISINA ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRKİYEYE GELEN BİLİM ADAMLARI Alman bilim adamlarıyla ilk kez 1933 yılında ilişki kurulmuştu. önce, yurt dışındaki alman bilim adamları yardımlaşma derneği başkanı prof. philip schwartz çağrıldı ve milli eğitim bakanı dr. reşit galiple, profesörlerin, türkiyede çalışma koşullarını belirleyen genel bir anlaşma imzaladı. anlaşmaya göre; yabancı profesörler, üniversitede tam gün çalışacaklar ve yan bir iş yapmayacaklardı. öğrenciler için çevirmenler aracılığıyla türkçe ders kitapları hazırlayacaklar ve en geç üç yıl içinde, türkçe ders vermeye başlayacaklardı. günümüzdeki yabancı dilde eğitim çarpıklığı göz önüne getirilirse, cumhuriyeti kuranların türkiye ve türkçeye gösterdikleri duyarlılığın değeri daha iyi anlaşılacaktır. Milli eğitim bakanlığı, yabancı bilim adamlarına, hizmetlerinin karşılığı olarak; yüksek maaş, sağlık sigortası, taşınma ve yol giderleri ödeyecek; çalışma ekibini türkiyeye getirip görevlendirme hakkı tanıyacak ve devlet himayesi garantisi verilecekti. türkiyede bir profesör 150 lira aylık alırken, yabancı profesöre 500-800 lira aylık verildi. bu miktar, milletvekili maaşlarının üç katıydı. Yoksul bütçeye karşın bu denli yüksek ücret ödenmesi, o günkü yöneticilerin bilime ve aydınlanmaya verdikleri önemin bir göstergesiydi. Üniversite yenileşmesi gibi zor bir görevi başaran dr. reşit galip, prof.philipp schwatzla çalışma koşulları ve ücret konusundaki anlaşmayı imzalarken yaptığı konuşmada şu anlamlı sözleri söylemişti: biz fakir bir ülkeyiz. sizlere layık olduğunuz ücretleri veremiyoruz. ancak mustafa kemalin kurduğu genç türkiye cumhuriyetinde sizler yeni bir bilimsel uyanış açacaksınız. burada doğacak yeni bilimin feyizli ışıkları bütün dünyayı aydınlatacaktır.. bilim ve yöntemlerinizi getirin, gençlerimize bilginin yollarını gösterin. Üniversite yenileşmesiyle 1933ten sonra türkiyeye gelen bilim adamları, türk bilimine büyük katkı yaptılar. birçok meslektaşları savaşın acımasız koşulları içinde yok olup giderken, onlar, türkiyede öğrenci yetiştirdiler, mesleklerini geliştirdiler. türkiyede gördükleri ilgi ve saygıdan çok etkilendiler. Prof. philipp schwatz anılarında, türkiye için; `batının pisliğinin bulaşmadığı harika bir ülke keşfediyorum` diyordu. bu sözler, türkiyede çalışan diğer tüm bilim adamlarının ortak görüşü gibiydi. Dünyada jinekolojinin öncüleri arasında sayılan prof. wilhelm liepman, insülini bulan prof. erich frank, medeni hukuk ve roma hukuku uzmanı prof. andreas schwarz, uluslararası hukuk uzmanı prof. karl strupp, neoklasik ekonominin son teorisyeni prof. wilhelm röpke, modern mantığın kurucularından filozof prof. hans reichenbach. Nazi zulmünden kaçan ve 1933den itibaren türkiyeye akın eden alman bilim adamlarından sadece birkaçı bu saydıklarımız. Yahudi kökenli oldukları için hitlerin şerrinden korkan fransanın kabul etmediği, ingilterenin vizeleri yok bahanesiyle kapıdan çevirdiği, avrupanın diğer sözde demokratik ülkelerinin de kaderlerine terkettikleri o beyinlere büyük Atatürk kucak açmıştı. Dönemin milli eğitim bakanı dr. reşit galip onlara şöyle seslenmişti: 500 yıl önce istanbulu kuşattığımız zaman bizanslı bilginlerin italyaya göç etmelerini önleyememiştik. İşte bugün avrupadan rövanşı alıyoruz. Liste o kadar uzun ki, iktisat profesörleri wilhelm röpke, dankwart rüstow, gerhard kessler, umberto ricci, gelir vergisi sistemimizin mimarı prof. fritz neumark, kimya profesörleri fritz arndt, felix haurowitz, tıp profesörleri philip schwartz, rudolf nissen, jeolog wilhelm salomon-calvi, fizikçi harry dember, müzik profesörleri paul hindemith (besteci), eduard zuckmayer, kent bilimci prof. gustov oelsner ile prof. ernst rudolf reuter (1948de batı berlinin ilk belediye başkanı seçildi), operatör prof. rudolf nissen, ankara tıp fakültesinin kurucusu prof. alfred marchionini, göz hastalıkları uzmanı prof. joseph igersheimer, devlet güzel sanatlar akademisinin heykel bölümünü yaratan prof. rudolf belling, türk operasına çağ atlatan prof. carl ebert, arkeologlar prof. kurt bittel ve prof. hans güstav, istanbul dişçilik fakültesini kuran prof. alfred kantorowicz, edebiyat kuramcısı prof. leo spitzer, astronomi enstitüsünün babası prof. erwin freundlich, felsefe tarihçisi prof. ernst von aster, psikolog prof. wilhelm peters, asurolojinin anıt ismi prof. benno landsberger, hititolojinin babası prof. gustov güterbock, filolog prof. georg rohde, ilk botanik bahçesini kuran prof. alfred heilbronn, matematikçi prof. richard von mises, manyas kuş cennetini bulan zoolog curt kosswig, tbmm binasının ve neredeyse tüm bakanlık binalarının mimarı prof. clemens holzmeister, türk modern mimarlığının yaratıcılarından prof. bruno taut atatürkün katafalkını yaptıktan sonra hastalanıp öldü. edirnekapı şehitliğinde yatıyor. Türkiyenin o dönem baştacı yaptığı 70i aşkın alman bilim adamı arasında bir yıldız daha vardı: hocaların hocası prof. ernst e. hirsch. 1930-1955 arasında türkiyenin yetiştirdiği hukukçuların ezici çoğunluğu onun rahlei tedrisinden geçti. o kadarla da kalmadı hizmeti. Hirschin hiçbir ücret almadan tek başına hazırladığı, 1957de yürürlüğe giren yasa, hemen hiç değişiklik yapılmadan 50 yıldır türk ticaret yaşamını düzenledi. hirschtin bir mirası daha var: yine onun hazırladığı 1951 tarihli fikir ve sanat eserleri kanunu hâlâ yürürlükte! 1950lerin ortasında almanyaya dönen, hür berlin üniversitesinin iki dönem rektörlüğü yapan hirscht, gözlerini yumduğu 29 mart 1985 tarihine kadar türkiyeyle ilgisini hiç kesmedi. 12 eylül müdahalesinden sonra çıkarılan yükseköğretim kurumu yasasını istetip uzun uzun inceledi. atatürkün direktifi ve öncülüğüyle gerçekleştirdikleri üniversite reformunun o yasayla ortadan kaldırıldığını görünce milli güvenlik konseyine şu haberi gönderdi: söyleyin onlara; her general atatürk değildir Bu bilim adamlarının çocukları da türkiyede kalıp akademik hizmetlerine devam etmişlerdir. Bilgi üniversitesi dolapdere kampüsü’nde gerçekleştirilen sempozyumda 1933 üniversite reformu kapsamında türkiye’ye gelen alman profesörlerden üçünün istanbul’da doğup büyüyen çocukları tarih kitaplarında hiç yer almayan anılarını paylaştı melis niyego bilgi üniversitesi dolapdere kampüsü’nde1933 üniversite reformu’nun 75. yılı adına türkiye yahudi cemaati’nin katkılarıyla tarih vakfı tarafından bir sempozyum düzenlendi. türk musevi cemaati başkanı silvyo ovadya’nın da açılışta konuştuğu sempozyumda üç oturum gerçekleştirildi. birinci oturumda reformun kritik evreleri farklı açılardan incelenirken, ikinci oturumda reform kapsamında istanbul’a gelen alman profesörlerin çocukları anılarından bahsettiler. son oturumda ise o dönemin canlı tanıkları, gelen alman eğitimcilerin öğrencileri profesörlerini anlattılar. çocukları tarafından anıların anlatıldığı oturumda, o dönemde türkiye’ye gelen hukukçu prof. ernest hirsch’in oğlu enver tandoğan hirsch, heykeltıraş rudolf belling’in kızı elizabeth weber-belling ve genetikçi prof. alfred heilbronn’un oğlu kurt heilbronn söz aldı. 1937’de istanbul’a gelen heykeltıraş rudolf belling’in kızı elizabeth weber-belling’in anlattığına göre ailesinin kökenleri yahudi bile değildi. babası yoz bir sanatçı olarak damgalandığı için türkiye’ye geldi. bay belling türkiye’ye geldiğinde ilk evliliğinden olan yahudi oğlu berlin’de kaldı. onun hayatını kurtarmak için bir şekilde pasaportuna yahudi olduğunu gösteren “j” damgasının basılmasını engelledi ve 1939 yılında oğlunu berlin’den prag, viyana ve budapeşte üzerinden türkiye’ye getirdi. 11 yaşındaki thomas belling 80 saat tek başına yolculuk yaptıktan sonra türkiye’de babasına kavuşabildi. belling 1933’te politik tutumundan dolayı almanya’da mesleğini icra etmesi yasaklandıktan sonra, 1937’den itibaren türkiye’de mimar sinan güzel sanatlar akademisi’nde öğretim üyeliğine başladı. 14 yıl burada kaldıktan sonra, 15 yıl boyunca i.t.ü. taşkışla’da öğretim görevini sürdürdü. öğrencilerine “ilk başta klasik zanaatı öğrenip sonra modern heykeltıraşlık anlayışına yönelebilirsiniz” görüşüyle yaklaşan rudolf belling 40 yaşında ekspresyonizme yöneldi. elizabeth weber-belling, güzel sanatlar akademisi’nin bahçesinde koşuşturduğu günlere ait anılarını aklında kaldığınca anlatırken, 20 yaşındayken ailece almanya’ya geri döndüklerini belirtti. oğlunun anlattığına göre hukukçu prof. ernest hirsch ise 1933 mart ayında almanya’da eyalet mahkemesinde yargıç ve bir üniversitenin hukuk fakültesinde de doçent iken, nazilerin çıkardığı yasa ile bir gecede işsiz kaldı. bunun üzerine ernest hirsch önce paris’e gitti, ancak paris üniversitesi onu reddetti. daha sonra amsterdam’a gitti. amsterdam 1933 sonbaharından itibaren uluslararası ticaret hukuku kürsüsünde kendisine bir yer vermeyi kabul etti. kısa bir süre sonra philip schwartz’ın yardım cemiyetinden kendisine yeni kurulan istanbul üniversitesi’nde ticaret hukuku hocalığı yapması için bir öneri geldi. hirsch bu öneriyi kabul ederek 1933 sonbaharında türkiye’ye geldi ve 19 yıl boyunca burada kaldı. oğlu enver tandoğan hirsch babasının hiçbir zaman almanya’ya geri dönmeyeceğini düşünerek, enver paşa’dan ve dönemin ankara valisi nevzat tandoğan’dan etkilenerek oğluna bu isimleri verdiğini tahmin ettiğini söyledi. istanbul’a geldikten sonra ankara hukuk fakültesi’nde görev yapan ernest hirsch’in ailesi ise istanbul moda’da denize bakan bir evde oturuyordu. 1939 yılında türkiye’de doğan enver tandoğan hirsch, çok iyi keman, viyola ve piyano çalan babasının bu müzik aletlerini nereye gitse beraberinde götürdüğünü, kuyruklu piyanonun bir hamalın tek başına sırtına yüklenmesiyle eve getirildiğini anlattı. 1948 yılında ilk kez konuk profesör olarak almanya’ya giden ernest hirsch daha sonra berlin belediye başkanı ernst reuter’ın ısrarı üzerine berlin hür üniversitesi’nde çalışmak üzere almanya’ya döndü. bu sırada 7 yaşında olan enver tandoğan hirsch, 1952 yılındaki bu dönüşle türkiye faslının bitmediğini ve ankara’dan öğrencilerinin prof. ernest’le doktoraya gönderildiğini ifade etti. enver tandoğan hirsch, türkçesi iyi olmayan babaannesine yardımcı olmak için onunla birlikte alışverişe çıktığını, babaannesi ile esnaf arasında tercümanlık yaptığını anlattı. genetikçi alfred heilbronn’un oğlu kurt heilbronn da türkiye’de doğup büyüdü. oğlunun paylaştıklarına bay heilbronn genetikçi olduğundan ve nasyonalist sosyalistlere karşı görüşler belirttiğinden birkaç kez tutuklandı ve 1933’te almanya’dan isviçre üzerinden philip schwartz vasıtasıyla türkiye’ye gelebildi. kurt heilbronn bu dönemde babasının kafasında tek bir düşünce olduğunu söyledi: “hayatta kalacağım ve ilim yapabileceğim.” kurt türkiye’ye gelmese babasının hayatta kalamayacağını ve türkiye’ye olan bağlılığının babasına verilen bu yaşam hakkından geldiğini söyledi. 1912’de ilk eşiyle evlenmek için hıristiyan olan alfred heilbronn kendisini dinler üstü görüyordu. kurt babasının kendisini yahudi hissetmediğini, yahudiliğinin hitler tarafından hatırlatıldığını belirtti. türkiye’de, önce öğrencisi sonra tercümanı olan mehpare hanım ile evlenen alfred heilbronn, bir ‘ecnebi’ ile bir üniversite mensubu evlenemeyeceğinden türk vatandaşlığına geçti. daha sonra da, kendi deyimiyle bir “türk-alman-yahudi kokteyli” olan kurt heilbronn doğdu. alfred heilbronn’un kurduğu ve süleymaniye’de bulunan botanik enstitüsü’nün hikâyesi de oldukça ilginç: kurutulmuş bitkilerin kutulandığı herbarium mehpare hanım tarafından düzenlendi. mehpare hanım burada uludağ florası üzerine çalıştı ancak kendisi 147 olunca bu herbarium frankfurt’a taşındı. botanik bahçesine babasının ismi verilince kurt bu bahçenin istanbul üniversitesi botanik enstitüsü’ne dönmesini sağladı. böylece uludağ’ın bitkileri istanbul-frankfurt-istanbul yolunu yapmış oldu. alfred heilbronn emekli olduğu sırada alman federal cumhuriyeti kuruldu. kendisine tekrar vatandaşlık hakkı verildikten sonra almanya’yla ilişkisi gelişmeye başladı ve 1958’de almanya’ya taşındılar. 1960 yılında mehpare hanım 147 olunca, bay heilbronn annesinin almanya’da kalmasını ve oğlunun ise almanya’da eğitim görmesini şart koştu. konuşmasını türkçe yapan kurt heilbronn, eşinin de bir türk olduğunu sözlerine ekledi.
Posted on: Wed, 30 Oct 2013 19:11:04 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015