Türk medyasında Rojava sendromu Nihayet Türk medyası Batı - TopicsExpress



          

Türk medyasında Rojava sendromu Nihayet Türk medyası Batı Kürdistan’ın Atlas Okyanusu’nda Senegal ve Moritanya açıklarında bulunan ‘Yeşil Burun Adaları’ olmadığını gördü(!) Sonunda geçte olsa, zorda olsa, yarım yamalak ta olsa burnunun dibinde de bir ‘Kürdistan’ın olduğunu, orada da Kürtlerin yaşadığını fark etti(!) Ancak Türk medyası açısından bu ‘yüzyılın son keşfi’ neredeyse bir kabusa ve sendroma dönüşmüş durumda. Cehalet, ırkçı refleksle birleşince ortaya derinliği, çapı ve şiddeti hayli büyük bir sendrom çıkıyor. Çünkü yüzyıl aradan sonra keşfettikleri bu cevheri anlama, dinleme ve öğreneme diye bir dertleri yok. Türk medyası halen Türkiye Cumhuriyeti devletinin 90 yıllık sürdürdüğü, daha doğrusu artı sürdüremediği ret ve inkar politikasının peşinde. Sürüklenip gidiyor. Yeni bir şey üretemeden, eskiyi tekrar ediyor. Sanıyor ki Türk devleti eskiden olduğu gibi Kürtlerin özgürlük arayışını boğabilir. İkili-üçlü ve daha çoklu ittifaklarla bunu engelleyebilir. O dönem kapandı. Bitti. Sona ereli neredeyse bir yarım yüzyıla yaklaşıyor. O nedenle bugün Batı Kürdistan devrimini hedef alan manşetlerin bir önemi yok. Sadece Türk toplumunu bir kez daha kandırma, onun gözünü boyama ve gerçeği karatma çabasından başka bir işe yaramıyor. KORKUDAN KARANLIKTA ISLIK ÇALIYORLAR Türk medyası kendi kendini kandırıyor. Sadece yalan atmıyor. Batı Kürdistan’a ilişkin gerçekle alakası olmayan manşetler atarak sahte kabadayılık yapıyor. Örneğin ‘uçaklarımız vur emriyle havalandı, vururuz, kırarız, anında cevap veririz, müsaade etmeyiz’ gibi manşetleri korkak bir kabadayının karanlıktan ıslık çalmasına benziyor. Hepsi bir arada ıslık çalıyor. Ulusalcısı, Cemaatçısı, muhafazakar-milliyetçisi birlikte ıslık çalıyorlar, birlikte bağırıyorlar. Tehditler savuruyorlar. Türk ordusunu savaş için göreve çağırıyorlar. Kürtlere karşı kin ve nefret kusuyorlar. Kürtlere karşı düşmanlıkta yarışıyorlar. Mesele son birkaç günkü ki manşetlere bir bakın? Ergenekoncuların sesi Sözü, Gülen Cemaatinin yayın organı Zaman, her konuda hükümet yanlısı tutumuyla dikkat çeken Yeni Şafak, Haber-Türk, Star, Türkiye gazetesi sanki aynı tornadan çıkmış gibi manşetler atıyorlar. Kelimler aynı. Ruh hali aynı. Kutsal ittifak sağlamışlar. Başdanışman ise sözde daha yumuşak cümlelerle tehdit savuruyor. PYD’yi uyarıyor. Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise Kürtlerin öz yönetimini kast ederek ‘de facto adımlara müsaade etmeyiz’ türünden açıklamalarda bulunuyor. Hepsinin ortak derdi şu: Kürtler özgür olmasın ne olursa olsun. İsterse kıyamet kopsun. İsterse savaş çıksın. Binlerce insan yaşamını yitirsin. Tek dertleri Kürtlerin her şart ve koşulda özgür olmalarının öne geçmek. SÖZCÜ-ZAMAN-YENİ ŞAFAK EL ELE Ruh hali Kürt düşmanlığı olunca gazetelerin logolarını saymazsak aralarındaki fark sıfıra iniyor. Örneğin Sözcü ‘sınırımıza PKK bayrağının dikilmesine göz yumdular Kına Yakın’ manşetini atarken hükümetin yayın organı Yeni Şafak ‘anında cevap verilecek’ manşetiyle çıkıyor. Veya uslusalcıların gazetelerinden olan Güneş ‘Sabrımız sınırda’ manşetini atarken Gülen Cemaatinin yayın organı Zaman ‘PKK’nin Suriye kolu Esad’ın ömrünü uzatmaya çalışıyor’ türünden kirli bir manşetle onu takip ediyor. AKP-Gülen Cemaati- Ergenekon’un Batı Kürdistan’a karşı somutlaşan ortak ruh hali ve düşmanlığı Akşam gazetesinde ‘Esad’ın son kozu PKK’, Vatan ‘Sınırda Alarm’, Türkiye’ Esad’ın son hamlesi’ ve Haber-Türk ‘kabul edilemez’ manşetlerine dönüşüyor. Ne kadar kirli ve mide bulandırıcı değil mi? Yalandanda öte, kin ve nefret kusuyorlar. Bilerek ve tasarlayarak bir halkın kendi kaderini belirleme hakkın karşı saygısızlık yapıyorlar. Daha önce yaptıkları gibi. HANİ KIRMIZI ÇİZGİLERİ VARDI? Bu manşetler tanıdık geliyor. Yıllar önce Güney Kürdistan kendi geleceğini belirlemek için harekete geçtiğinde sıkça rastladığımız manşetler bunlardı. Hani hem yalan, hem palavra, hem de ırkçı manşetler. İşte onlar. Tıpkı bugün olduğu gibi Kürtler tehdit olarak görülüyor ve kırmızı çizgilerden bahsediliyordu. Bu manşetleri ilk önce 1991 yılında Birinci Körfez Savaşı döneminde ve daha çokta 2003 yılında Saddam Rejimi çökünce gördük. Hatırlardadır. Unutmadık: ‘Müsaade etmeyiz’, Kırmızı çizgimizdir’, ‘Kuzey Irak’taki bir oluşumu savaş nedeni sayarız’, ‘aşiretler Kürt devlet kuruyor’, ‘PKK devlet ilan edecek’ manşet ve sözleri havada uçuşuyordu. Türk hükümeti, Genelkurmay Başkanlığı üst üste yaptıkları açıklamalarla tehditler savuruyorlardı. ‘Bu mahalle bizden sorulur’ havası içinde sağa sola caka satıyorlardı. Geçmişin parametreleri üzerinden hesap yaparak Kürtleri köleliğe mahkum eden eski statükoyu koruyabileceklerini düşünüyorlardı. Hesaplıyorlardı. Ama tutmadı. Tutması da zaten mümkün değildi. Ancak Kürt düşmanlığı gözlerini kör ettiği için gerçeği görüp kabulleneceklerine, Kürtlerin özgürlüğünü engellemek, bu mümkün değilse en azından sınırlamak için kirli ve karanlık eylemelere başvurdular. Güney Kürdistan’a çuval dolusu para aktardılar. Kuzey Kürdistan’da en kanlı eylemleri yapan ‘Özel elamanlarını’ oraya gönderdiler. Paravan örgütler kurdular. Fırsat buldukça bu paravan örgütler ve kiralık katiller eliyle sağa sola bombalı saldırılar yaptılar. İşi fazla abartınca başlarına çuval geçirilmekten kurtulamadılar. Başlarına çuval geçirilmesinden de ders çıkarmadılar. Son bir kez PKK’nin gerilla güçlerini bahane ederek 20 Şubat 2008’de Güney Kürdistan’ı işgal seferine çıktılar. Çok değil, dokuz gün içinde gerilla güçleri karşısında ağır bir yenilgi alarak geri çekildiler. Değim yerindeyse boylarının ölçüsünü aldılar. Artık bu mahallenin de bir sahibi olduğunu nihayet gördüler. İFLAH OLMAZ KÜRT DÜŞMANLIĞI Şimdi aynı senaryo tekrardan devrede. Aynı açıklamalar. Aynı kirli ve yalan manşetler. Aynı tehditler. Halen eski havalardalar. Dünyanın, bölgenin daha da önemlisi Kürtlerin değiştiğini görmüyorlar. Çünkü onlara göre sınırın ‘o tarafına’ herkes, örneğin Suriye, ABD, Rusya, İsrail, El-Kaide bayarak dikebilir, ama Kürtler kendi ülkelerinde, kendi toprakları üzerinde bunu yapamazlar. Herkesin özerklik, öz yönetim ve hatta devlet kurma hakkı var, ama Kürtlerin bu hakkı olamaz!!! Neden? Nedeni Kürt düşmanlığı. Elbette bu gerekçenin insanı, ahlakı bir nedeni yok. Zaten olmaza ki: hangi kitapta Kürtlerin kendi geleceklerini belerileme hakkı yoktur ve Kürtler ilelebet köle kalacaklar diye yazıyor? Hiçbir kitapta. O zaman bu iflah olmaz bir Kürt düşmanlığıdır. Bir Sendromdur. Hastalıktır. Bu hastalık zaman içinde evrim geçirdi. Mesele yüzyıl içinde ilk önce ‘ kart-kurt teorisinden’ 1994 yılında Batman’da sokak lambaları yeşil-kırmızı-sarı oldukları için yasaklanmasına dönüştü. Şimdilerde ise bu sendrom ‘aha bakın bayrak çektiler’ fobisiyle devem ediyor. Allah ıslah etsin diyelim ve ekleyelim: Türk medyasında bugün o kin kusan ve nefret manşetlerini atanlar bilmelidir ki, Kürtler Batı Kürdistan’da da, yaşadıkları her yerde de kendilerini yönetme hakkı vardır. Bunu Türk medyası kirli manşetlerle ve Türk hükümeti geçen yüzyıla ait yol ve yöntemlerle engelleyemez. Türk medyası boşu boşuna Türk ordusuna ve hükümetine gaz veriyor. Ol gerçek şudur: Türk ordusu Batı Kürdistan sınırından içeri adımını atamaz. Attığı gün Türkiye’nin bugün ki ruhen bölünmüşlüğüne birde fiili olarak ta bölünmesini ekleyebiliriz. Öte yandan ‘devlet kuruyorlar’ diye feryat edenler bilmeliler ki Kürtlerinde en az Türkler kadar kendi geleceğini belirleme hakkı var. Bu hak hiçbir şekilde önlenemez. Ve bizden bir hatırlatma: ‘PKK devlet kuruyor’ veya Esad’ın son hamlesi’ ‘PKK Esad’ın ömrünü uzatmaya çalışıyor’ türünden propagandalar eskidi artık. Alıcısı yok. İnanan kalmadı. Türk medyası bu kirli ve kara propagandayı devam ettirmek istiyorsa biraz daha yaratıcı olmak zorunda. Veya bu kirli ve karanlık işlerden, Kürt düşmanlığından vazgeçecek, dünyanın en temiz, en masum ve en haklı devrimlerinden olan Rojava devrimini anlamaya, öğrenemeye ve içine sindirmeye çalışacak. İnanın bu bir halka karşı düşmanlık ve saygısızlık yapmaktan daha kolay ve daha onurlucadır. Halkalar arası barış ve eşitlik için bu onurlu yolu denemek için halen vakitleri var. Cahit Merwan Medhaber ANF
Posted on: Sat, 20 Jul 2013 12:16:56 +0000

Trending Topics



ideos has been updated. New videos by Bruno
A piece of history: Frys Marketplace is a multi-department
‘Kashmir issue’ basis for escalating Indo-Pak border tensions:
ใครที่รักงานกราฟฟิค
came
If you have registered for the memorial run you are automatically
With events like this, our Campaign to restore Single Parent

Recently Viewed Topics




© 2015