Türkiyenin değişmesini, gelişmesini isteyen herkes Ahmet - TopicsExpress



          

Türkiyenin değişmesini, gelişmesini isteyen herkes Ahmet Kayayı sevdi. Onu yalnız, ülkemizi andıçlarla yönetmek isteyenler sevmedi. Aynı onlar, kendi dilinde, Kürtçe şarkı söylemek, Kürtçe klip yapmak isteği olan Ahmet Kayaya karşı ka...ralama kampanyası başlatmışlar ve medya da bu sanatçıyı vatan haini ilan edebilmişti. Bugün aynı medya, tam sayfadan Onun sanatçı kimliğini tanıdığını gösteriyor. Ahmet Kaya kazandı ve bizi de kazandırdı diye konuşuyordu, Fransanın başkentinde, seçkin aydın, düşünür ve mücadeleci insanların Panteonunda, İstanbul İHD Başkanı, Avukat Eren Keskin, Türkiyenin genel halkına mal olmuş, sanatçı Ahmet Kayanın cenazesinde. Kürt kökenli ünlü bilim adamı, uluslararası kimya dalında ödüllere sahip, ünlü Kendal Nezanın kurup yirmi yıla yakın bir süredir yönettiği Paris Kürt Enstitüsünün bulunduğu, tanınmış Lafayette caddesi, cumartesi sabahı saat 10.00dan itibaren Fransızların dikkatlerini yoğunlaştırdığı odak noktasıydı sanki. Enstitünün giriş kapısının önünde, Avrupanın değişik köşelerinden gelip birikenler nedeniyle, yoldan geçenlere sürekli ayakta, Ahmet Kaya hakkında özet bilgiler veriliyordu. Arabalardan oluşan uzun kortej, onları eskortlamak için bekleyen Fransız polisi ve onların motosikletleri ve arabaları, çok hafif duyulan Kürtçe melodiler, dikkatlerin yoğunlaşmasına neden oluyordu. Mütevazi bir elçilik binasını andıran, avlu içerisinde bulunan, üç katlı Kürt Enstitüsünün giriş katında, sanatçının naaşı bekletiliyor, çevresinde disiplin içerisinde içeri girenler, yarım halka halinde saygı duruşunda bulunup, dışarı çıkıyorlardı. Saatler ilerledikçe tabutun yüzü; insanların ihtimam içerisinde ve saygıyla yerleştirdikleri buket ve çelenklerle görünmez oluyordu. Ayrımsız tüm Türkiye basını temsilcileri orada hazır bulunup, genel havayı yerinde değerlendirmek, görüntülemek için var gücüyle çalışıyordu. Saat 15:00ten itibaren ise, Fransanın; mücadeleci, sanatçı, ekin-yazın insanlarının layık görülerek, ebedi dinlenmeye gittikleri, gömüldükleri, ünlü Perlaşez - Pere Lachais Mezarlığının önünde, büyük bir kalabalık oluşuyordu. Mezarlığın geniş ana caddesinin yanında, düzenli olarak zincirleme dizilen Ahmet Kayanın hayranları, yolun ortasından yukarıya doğru ağır adımlarla götürülen naaşına, alkışlarla eşlik ettiler. Çelenkler, buketler, çiçekler, bandroller, pankartlar, Ahmet Kayanın dev posterlerinin bulunduğu alanda, tabut, yükseklikler üzerine yerleştirilerek üç saate yakın, bir anma töreni yapıldı. Yaşar Kemalin manevi oğlu, ünlü romancı Mehmed Uzun, Zübeyir Aydar, Kendal Nezan, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Başkanı, Patrik Beduin ve daha nice konuklar, içten, sevgi ve acı dolu konuşmalar yaptılar. Hele sanatçının sevgili kızı Melisin eşliğinde, yine sevgili eşi Gülten Kayanın ... ben senin şakalarına çok alıştım Ahmet, onun için yine bize bir şaka yaptın diyesim geliyor. Sen topu topu kendi dilinde, Kürtçe şarkı söyleyip, Kürtçe klip çekmek istediğin için, nelere maruz kaldın. Sen şarkını söyledin Ahmet. Ama senin ülkende, hepimizin ülkesinde, özgürce Kürtçe konuşulmadığı, Kürtçe şarkıların söylenmediği, kliplerin çekilmediği sürece, hayır!.. sen buralarda kalacaksın. Seni ben ve tüm halkın, her yerinden öpüyoruz... sözlerinden; tekerlekli sandalyeler üzerinde gelen ve çoluk çocuk, genç, yaşlı, aydın, işçi, köylü ve Ona hayran, çok değişik kökenli insanların, nasıl etkiledikleri binlerce kişilerin, nasıl duygulandıkları, unutulacak gibi değil. Aynı gün ve aynı saatte İstanbuldan Strasbourga uçakla hareket eden ve aslında birkaç gün sonra, Pariste sanatçı ile karşılaşması programlanan, Akın Birdal, yollamış olduğu mesajda ... halkların eşitliğini unutmayacağımız gibi, seni de unutmayacağız diyordu. Daha sonra, yine görkemli bir şekilde toprağa defnedilen Ahmet Kayanın hanımı ve kızı, mezar çukurunun başında, diz çökerek, son defa Ona eşlik ederek, en ufak bir gösterişe, gereksiz davranışlara meydan vermeden, son derece yüksek düzeyde bir görüntü çizdiler. Yoğun kalabalığın ve yüksek tansiyonlu duygu selinin hakim olmasına karşın, idarecilerin ve kitlenin, Fransız mezartaşlarına basmamak için, özel çaba sarfetmeleri de, diğer kayda değer, düzeyli davranıştı. Erivandan Beyrut, Halep, Bitlis, İstanbul, Frankfurt, Paris, Sydneye kadar tanınan; insan sevgisine, demokrasiye, her türlü farklılıklara saygı duyan ve seven milyonların sevgilisi olmayı inadına (hem de nasıl!) başarmış bir Ahmet Kaya, işte böyle eşlik edildi son yolculuğuna. Kendal Nezanın dediği gibi ... nerdeyse Parisin ünlü Perlaşez Panteonu Kürt kökenli değerlerin, sonsuza dek buluştukları bir yer olacak! Doğru. Yılmaz Güney, Dr. Kasimlo, Dr. M. Said Şerifkendi, derken şimdi de Ahmet Kaya... Tüm Türkiyelilerin; kendi bağrından çıkan bir değeri, yaban ellerde, Perlaşez bile olsa, son yolculuğuna eşlik ederken, yabancıların niye kendi memleketine yollanmıyor? sorusu karşısında, artık yutkunmak istemiyorum.
Posted on: Mon, 28 Oct 2013 08:26:51 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015