Yaş? - 22. Neden polis oldun? - Ailem istedi, üniversiteden - TopicsExpress



          

Yaş? - 22. Neden polis oldun? - Ailem istedi, üniversiteden terkim, polis yüksek okuluna girdim. Giriş o giriş. Kaç yıl oldu? - 4 yıldır teşkilattayım. Senin Gezi’deki görevin neydi? - Çevik Kuvvet. Peki o kıyafet ağır gelmiyor mu? - Hem de nasıl. Aslı 5-6 kilo ama bir süre sonra 50-60 kiloymuş gibi gelmeye başlıyor. Kafandaki kask yüzünden, görüş alanın da kısıtlı. Sen yaşananları nasıl değerlendiriyorsun? - İçindeyken değerlendirebilmen mümkün değil. Ben oradayken sadece bana taş atanı görüyordum. Ama sonra üniformamı çıkarıp, olayları televizyonda izledikten sonra “Vay anasını!” diyorsun. “Bunlar nasıl yaşanmış!” İnanmak istiyorsun ki, bu gördüklerin kazara olmuştur. Polis kimsenin kafasına sıkamaz, sıkmamalı diyorsun. Ama görüyorsun olanları. Yapılabilir mi? Yapılabilir. Bunu, yapmaya hakkı vardır manasında söylemiyorum. Ama insan o anki psikolojiyle, evet bir çok şeyi yapabilir… Nasıl bir psikoloji o? - Sürekli bir yere koşuyorsun. Nereye koştuğunun, nasıl bir yere koştuğunun hiçbir önemi yok. Sadece koşuyorsun, koşman gerektiği için koşuyorsun. Sonra, “Çatı kur” deniyor, çatı kuruyorsun, “Gaz at” deniyor, atıyorsun. O an düşündüğün tek şey, “Şimdi ne yapacağız, sırada ne var? Sürekli terliyorsun. Başın ağrımaya başlıyor, üzerindeki techizat da seni mahvediyor. Biri sana, “Gereğini yap!” diyor. O kadar fena, o kadar yuvarlak bir laf ki bu. Gereği ne? Peki insan, oradaki çoluk-çocuğu, yaşlıları görmüyor mu? Nasıl atıyor o gazı… - O kalkanın ardında ben eylemcileri görüyorum, çocuk-çocuk yaşlı görmüyorum. Bana göre, o sırada herkes eylemci ve bize kast ediyor. Oradan belki sıradan vatandaş da geçiyor ama bilemiyorsun. Evet, yapılmaması gerekir. Biz bile tiksiniyoruz. Düşünmeyi bırakıyorsun. Sadece sana söyleneni yapıyorsun. Ben de öyleydim, robot gibi. Peki korkmuyor mu insan? - Mesleğe ilk başladığımda, bacaklarım titriyordu. Artık alıştım. Hatta, karşından taş yağarken, komik muhabbetler oluyor. “Beyler taş geliyor! Hooop, güm” diye aramızda konuşuyoruz. Seni bütün bu yaşananlarda vicdanen en çok rahatsız eden ne oldu? - Gümüşsuyu’ndaydık. Müdahale etmeye başladık, arkadaşlar biraz dozunu kaçırdılar. Barikatı aşacağız, sert bir müdahale olacak. “Yapmayalım” dedim. İnsanların bana öyle bir bakışı oldu ki anlatamam. “Git eylemcilerle birlik ol o zaman” bakışı. Ben bunu gördüktün sonra bir kere daha görüşümü dile getirebilir miyim? Mümkün değil. İsimsiz de olsa bunları anlatmanız başınıza iş açmayacak mı? - Kurum bizi biliyor zaten. Hepimiz hakkında soruşturma var. Telefonlarımız dinleniyor. Mahkeme kararı olmadığı için delillendiremiyorlar. O yüzden de ihraç edemiyorlar. Ama sürekli sürülüyoruz. Teşkilatın ‘siyah koyunu’sunuz? - O laf kibar oldu, biz teşkilatın zencileriyiz! İdarecilerimiz bizi öyle görüyor. Sen Gezi’dekilerin ‘dış mihrak’ olduğuna mı inanıyordun? - Hayır. Çünkü kendi arkadaşlarım da vardı aralarında. Telefonlaşıyorduk. “Neredesin?” diyordum, “Parktayım” diyordu. “Oğlum evine git! Ne işin var orada. Bak bizimkiler canını yakar!” diyordum. Dış mihrak demek yanlış ve komik olur!
Posted on: Sun, 14 Jul 2013 09:39:14 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015