dengeazad Hasan Sarıkaya: Talabani+Barzani+Öcalan mı büyük, - TopicsExpress



          

dengeazad Hasan Sarıkaya: Talabani+Barzani+Öcalan mı büyük, PYD mi? Yukarıdaki soru size saçma gelebilir. ”Böylesi sorular sormak ve cevabını aramak abesle iştigaldir” diyebilirsiniz. Eğer fanatik bir Apocu iseniz, “peygamberliği aşıp tanrısallığa yaklaşan Apo’yu Barzani ve Talabani ile nasıl bir tutarsın? Apo herkesten ve her şeyden büyüktür” diyerek hakkımda iyi şeyler düşünmez, PKK’nin bilinen jargonlarını tekrarlayıp beni işbirlikçi olmakla, ihanetle suçlayabilirsiniz. Biraz sabrederseniz, sorumun anlamsız olmadığını ve cevabının Kürt siyasi hareketi için önemli olduğunu görecek, belki bana hak vereceksiniz. Hatırlayalım. Yaklaşık bir ay önce, Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani gönderdiği bir mektupla, kendisi, YNK Genel Sekreteri Celal Talabani ve PKK Başkanı Öcalan adına, Kürdistanlı siyasi parti ve yapıları, Kürdistan Ulusal Kongresi’ni (KNK) görüşmek amacıyla toplantıya çağırmıştı. Hemen- hemen tüm Kürdistanlı siyasi yapılar –bu arada KESK, İHD ve Diyarbakır Barosu gibi Kürdistani olmayanlar da- toplantıya katılmışlar, toplantıda 21 kişilik bir KNK Hazırlık Komitesi oluşmuştu. Oluşturulan Hazırlık Komitesi her şeyden önce Mesut Barzani’yi, Mam Celal Talabani ve Abdullah Öcalan’ı temsil ediyor. Yine hatırlayalım. Demokratik Birlik Partisi-PYD (bir başka ifade ile PKK’nin Batı Kürdistan kolu) ve ona bağlı silahlı güçler olan Halk Savunma Birlikleri-YPG, radikal İslamcı El Nusra Cephesi’nin Kürt yerleşim birimlerinde katliam yaptığını söylüyor ve başta Kürtler olmak üzere uluslar arası ve bölgesel kamuoyunu katliamlara karşı sessiz kalmamaya çağırıyordu. PYD aynı zamanda Kürdistan Bölgesi Başkanlığı’nı katliamlara karşı gerekli tepkiyi göstermemekle itham ediyordu. Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani ise KNK Hazırlık Komitesi’ne çağrı yaparak,“Rojava’daki katliamları araştırmak ve Sêmalk kapısının durumunu yerinde tespit etmek amacıyla” bir komisyon kurulmasını istemişti. KNK Hazırlık komitesi, Sayın Barzani’nin çağrısı üzerine bir komisyon oluşturdu, ama YPG komisyonunun Batı Kürdistan’a gitmesine karşı çıktı. YPG, karşı çıkışına gerekçe olarak önce komisyonun güvenliğini gösterdi. Bu inandırıcı olmayan bir gerekçe idi. Çünkü PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, birkaç gün önce “Rojava’nın silahlı güçlere ihtiyacı yok, ihtiyaç olan yer varsa söylesinler biz gönderelim” demişti. Yani, ihtiyaç olması halinde diğer parçalara silahlı güç gönderecek kadar “güçlü” olan YPG, birkaç kişiden oluşan bir komisyonu koruyamıyordu ve komisyonun Rojava’ya gelmesine karşı çıkıyordu! Sizi bilmem ama bu gerekçe bana hiç inandırıcı gelmedi. Doğrusunu söylemek gerekirse, inanmaya teşne olanların dışında, bu gerekçeye inanan yurtsever var mı, varsa sayısı kaç diye merak ediyorum… YPG, sadece komisyonun Rojava’ya gitmesine karşı çıkmakla kalmadı, aynı zamanda komisyonun oluşturulmasını, Kürtleri katledenlere hizmet olarak niteledi! PYD de yaptığı açıklamada, komisyonun Rojava’ya gitmesinin “düşmana hizmet” olacağı değerlendirmesinde bulundu! Adamın, “buyur buradan yak” , “gel de bu işin içinden çık” diyesi geliyor! Talabani, Barzani ve Öcalan’ın ortak istemi üzerine yapılan bir toplantıda oluşturulan ve içinde PKK ve çevresinden en az yedi temsilcinin bulunduğu bir komite -ki içinde PYD temsilcisi de var- bir komisyon oluşturuyor; YPG söz konusu komisyonun oluşmasını “Kürtleri katledenlere hizmet” olarak görüyor! PYD ise komisyonun görevini yerine getirmesi halinde “düşmana hizmet” edeceği belirlemesinde bulunuyor. Şu ana kadar, PKK cenahından YPG ve PYD’nin araştırma komisyonuna ilişkin tavrına yönelik bir açıklama gelmedi. Ne yazık ki PDK ve YNK’den de… “PDK ve YNK, ev sahipliğinin gereği olarak ve Kürdistan Ulusal Kongresi’nin toplanmasını zora sokacak tavır ve davranışlardan uzak durmak için böyle davranıyorlar” demek mümkün. PYD ve YPG, PKK’nin oluşturduğu yapılar. Ve PKK onların söz konusu tavırları karşısında sessizliğini koruyor… Bu durumda: A) Ya PKK, KNK konusunda samimi değil, KNK çalışmasının gönlüne göre sonuçlanacağından kaygılı ve şimdiden önlem almaya çalışıyor. B) Ya da PYD, Talabani+Barzani+Öcalan’dan daha büyük olacak ki, alınan karara uymuyor ve dolayısıyla makalenin başlığındaki soru haklı ve yerinde bir soru haline geliyor… Sizinkini bilmem ama A şıkkı benim de cevabım… İlk düğme yanlış bağlanırsa… Mesut Barzani’nin çağrısı üzerine Bölge Başkanlığı makamında gerçekleştirilen ilk toplantıda yapılan bir yanlış gözden kaçtı; kaçırıldı. Toplantıya Kürdistanlı siyasi yapılar davetli olduğu halde, Kuzey Kürdistan’dan gelen delegasyon içinde Kamu Emekçiler Sendikası-KESK, İnsan Hakları Derneği ve Diyarbakır Barosu temsilcileri de vardı. Adı geçen kuruluşların insan hakları, demokrasi ve Kürt sorununun barışçıl çözümü doğrultusunda önemli işler yaptıkları bir gerçek. Ama onların Kürt ve Kürdistani yapılar olmadıkları da bir gerçek… “Kürdistanlı partilerin davetli olduğu, Kürt siyaseti açısından ulusal kongre gibi çok önemli ve tarihi bir konuda yapılan toplantıda, adı geçen örgütlerin ne işi var?” sorusu haklı bir sorudur. Ve bu sorunun, en makul ve doğru cevabı, PKK’nin elini güçlendirmek ve KNK üzerinde etkili olmak amacıyla kendi çevresinden örgüt ve yapıları hazırlık toplantısına taşıdığıdır. Zaten Bölge Başkanlığı’nda yapılan ilk toplantıdan sonra, Hazırlık Komitesi’nde yer alacak Kuzey Kürdistanlı temsilcileri belirlemek için yapılan toplantıda yaşananlar, bu cevabın doğruluğunu ortaya koyuyor. Kuzey Kürdistan için ayrılan 6 temsilciden dördünü (2 KCK, 1 BDP ve 1 DKT) alan PKK, geri kalan ikisinin de Öcalan’ın istediği üzerine Diyarbakır’da yapılan konferansa katılanların arasında belirlenmesini dayatınca, Diyarbakır konferansına katılmayan PSK, KDP-Bakur ve HAKPAR gibi örgütlerin hazırlık komitesinde temsil edilmelerini engelledi. Bu durumda doğaldır ki Kuzey Kürdistan adına Hazırlık Komitesi’nde yer alanlar, tüm Kuzeyli örgütleri değil, sadece kendilerini temsil etmektedirler. PKK’nin dayatmaları sonucu hazırlık komitesinde yer almayan örgütlerden, komitede yer alanları temsilcileri olarak görmelerini istemek, en azından haksızlıktır ve siyaseten etik de değildir. Yanlış bağlanan bir başka düğme ise Öcalan’ın başkanı olduğu PKK KNK’sinin de hazırlık komitesinde yer almasıdır! Şaka gibi. Eğer PKK KNK’si, bugüne kadar iddia ettiği gibi gerçek anlamda bir Kürdistan Ulusal Kongresi idiyse, hazırlığı yapılan Kongre neyin nesi? Yoksa PKK KNK’si, gerçek ulusal kongre olmadığının bilincine mi vardı? Eğer öyle ise kendini dağıtması ve özeleştiri yapması gerekiyor ki, bugüne kadar bu konuda bir şey duymadık. Yani şaka devam ediyor. Bir KNK, PKK’nin dayatması ve PDK ve YNK’nin de bu dayatmaya boyun eğmesi sonucu yeni bir KNK için oluşturulan hazırlık komitesinde yer alıyor! Söylediklerimden Kürdistan Ulusal Kongresine karşı olduğum sonucunu çıkarmak haksızlık olur. Aksine, onlarca yıldır beklenen, Kürdistanlı siyasi yapıların uğruna ikili, üçlü, dörtlü çalışma yürüttükleri Ulusal Kongre’nin gerekli olduğunu düşünüyorum. Ama bu Kongre hiçbir örgüte veto uygulanmadan, bazı yapıların kendilerini dayatmadığı ve tüm yapıları hazırlık çalışmasına katan bir anlayışla toplanmalıdır. Oysa Hazırlık Komitesi’nin bugüne kadar, bu konuda iyi bir performans ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil. Eksiklikleri, hataları gerekçe gösterip KNK’den uzak durmak doğru bir tavır olmaz. Aksine, katılıp özüne uygun bir KNK için çaba sarf etmek daha doğrudur. Ama PKK, KNK Hazırlık Komitesi’ndeki performansı ile birlik çalışmalarındaki dayatmacı politikasından vazgeçmediğini ortaya koydu. Bu tavır, çağdışıdır, KNK çalışmalarının başarısı önündeki en büyük engellerden biridir. Unutmamalıyız ki özüne uygun bir KNK, dayatmaları reddeder; hem dıştan kendisine gelen dayatmaları, hem kendisini Kürdistan’ın parçalarına ve siyasi yapılarına dayatmayı… Ancak böylesi bir KNK Kürdistan özgürlük mücadelesine katkı sunar. 19 Ağustos 2013
Posted on: Mon, 19 Aug 2013 07:22:12 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015