Ülkü nedir? Ülkücü kimdir? Bu yürüyüş bu Ülkü bu dava, bu kitap kimsenin aleyhinde değildir. Emperyalistler ve “HİZMET” kârları Ülkünün ve Ülkücünün düşmanıdır. Ülkü; sağcı, solcu, radikal ya da ılımlı değildir.... Demokrat değildir. Hümanist değildir Seküler değildir. Fundamentalist değildir. Beynelmilel değildir. Milli olan tek hamledir. Basit değildir. İmkânsız değildir. Neşeli değildir. Huzurludur. Huzursuz eder. Tatsız değildir. Tadınızı kaçırır. Tarafsız değildir. Taraf eder. Merkezdir. Merkeze, yanına, içine çeker. Kapsanamaz, kapsar. Yenilmezdir. Yener. Çoğunlukçu değildir. Çoğalmak tabiatıdır. Rakamlarla uğraşmaz. “Bir” değildir, “tek”tir. Onaylanmaktan hoşlanmaz, yarışmaz, aferin beklemez, tartıya çıkmaz Münafıkları, diyalogcuyu sevmez, önündeki ilk engel Amerika’dır; bu, deccalların mehdisidir, müminlerle istişare eder müminlerle kardeştir. Dostları için kalkandır. Ekmeğini değil, canını verir. Alkıştan ve alkışçıdan tiksinir Kerbela’da Hüseyin’in yanı başında şehittir. Yezitle kan davalıdır. Pazarlığı Allah’la bitirmiştir. Anayasası Furkan’dır “Cihat sahasında‘Muvazene’ Abdullah İbn-i Sebe’nin kahpeliğidir ” der. Levh-i mahvuz gerekçesidir. Şükür secdesi savaşmaktır. Rabbinin ona en büyük lütfu cihadı ona Ülkü kılmasıdır. Soyluluğunun nişanı ‘Kul’luğudur. Kuran’ın “dosdoğru yolu”; yolu, rehberi, evvel ve ahiridir. Emperyalistlerle ve yerli taşeronları mandacılarla, her sahada “Allah için cihat” Ülkünün özü ve varlık sebebidir. Ülkü kuyudan çıkmak içindir, Ülküye tutunup yeni kuyulara inmek için değildir. Mevsimlerden bahar, an olarak kuşluk vaktidir. Gülden ağır söz bilmez. Adn Cennetleri anayurdudur İyiliği “ısrarla” tavsiye etmek ve iyiliği takip etmek, iyiliği geliştirmek imanıdır. Ütopyası; tamamlanmış güzel ahlaktır. Sabrı tavsiye etmek ve sabra tutunmak yaşama gücüdür. Zafer, Ülkünün amacı değil söz verilmiş hakkıdır. Ruh ne kadar erkek ne kadar dişi ise Ülkü ve Ülkücü o kadar Nevfel o kadar Sümeyye’dir. Ateşle mücadelede akrabaya müsamahalıdır. Parçayla ilgilenmez, bütüne bakar. ‘Pastanın büyük dilimiyle’, ‘Kazanacak At’ la değil “Bozkurt ”un asil ve yüce soyuyla ilgilidir. Şöhretten hoşlanmaz. Mustafa’yı da, Vahdettin’i de, Enver ’i de kucaklar. Başbuğ Alparslan Türkeş son emanetçisi ve taşıyıcısıdır. Turan aile ocağı, kalp karargâhıdır. Ruhi Kılıçkıran’dan Taner Kalkancı’ya binlerce nazlı gülü Resullullah’a armağanlarıdır Kanûnî’nin “buyurucu” gür sesi hep kulaklarında yankılanır . O ses tonuyla konuşur. Metehan’a hasreti bitmez. Çok uzun zamandır Viyana kapısında, gözleri ufukta, kara kışta, ihanetin ortasında, çelikten bedeniyle tek başına payitahttan gelecek yardımı bekler. “Surun sesi duyulana kadar bu nöbet sürecek” der. Âdem kadar ilk, Eyüp kadar sabırlı, Yusuf kadar güzel, Süleyman kadar hâkim, İbrahim kadar dost, İsmail kadar razı, Musa kadar hevesli, Davut kadar dirençli, İsa kadar hüzünlü, Mahmut makamının sahibi sevgilimiz, efendimiz, önderimiz Hz Muhammet Mustafa’nın ‘emrettiği şekilde’ imanlıdır. Tanrı’nın Kırbacının; Bu coğrafyada içine girdiği bedenin adı TÜRK, Ruhunun makamı İSLAM, Kâfirlerin, Emperyalistlerin, diyalogcuların, yüzünde patlayan çelik yumruk; ÜLKÜCÜ’dür
Posted on: Mon, 21 Oct 2013 15:36:00 +0000
Recently Viewed Topics
© 2015