Şimdiki ağaç için çıkarılan gezi olayına nasılda benziyor - TopicsExpress



          

Şimdiki ağaç için çıkarılan gezi olayına nasılda benziyor değil mi ??? Ağaç ve şapka bahane....! (Fotoğraf: Alaşehir’de Fesini çıkarmak istemeyen vatandaş Kazım’ın Ankara Istiklal Mahkemesi’ne sevk kararı. Belge M. Kemal imzalıdır.)Rize’den Giresun’a gelen Mahkeme heyeti, 16 Aralık’ta tiyatro binasında duruşmalara başlayarak, şapka aleyhinde bulunan 60 tutukluyu yargıladı. Yargılamanın sonucuna göre Şeyh Muharrem’le Abdullah Hoca idama; Şeyh Hüseyin ile Dadak Ali ve Tekir Ali on beşer sene hapse; Hoca Hüseyin on; Dadak Mustafa, Küçük Hüseyin, Gedik Murat, Rasim ve Osman beşer yıl hapse mahkûm edildiler.[1]Bunların hepsi şapka takmak istemediklerinden ve bunu da açıkça dile getirdiklerinden dolayı idam ediliyor veya yıllarca hapse mahkûm oluyorlar. Batsın böyle Cumhuriyet, batsın böyle Demokrasi, batsın böyle hürriyet, batsın böyle insan hakları, batsın böyle düşünce özgürlüğü. Nitekim batıyor zaten.Istiklal Mahkemesi Istanbul’da da 28 kişinin tutuklanmasının ardından, 21 Aralık akşamı bir takım tutukluları da yanlarına alarak, Giresun’dan Istanbul’a hareket etti. Bu tutuklamaların gerekçesinde, Iskilipli Atıf Hocanın kitapçığını çoğaltmak ve dağıtmak da vardı. Bir risaleden dolayı tutuklama, işte demokrasi bu olsa gerek. Istanbul’da tutuklananlar arasında; Mısır gazeteleri muhabiri, bazı Türkçe gazetelerin Ingilizce mütercimi ve Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un damadı Ömer Rıza, Mahfel mecmuası sahibi Tahir’ül Mevlevi, Evkaf Müsteşar sabıkı Şevki ve Nuri Bey’ler de vardı.[2]Ankara’ya gelen Istiklal Mahkemesi, 31 Aralık’tan itibaren görevine başladı.[3]Kararını veren Mahkeme, Molla Ibrahim, Muhtar ve Bayraktar Hamdi, Müezzin Hafız Mehmet, Inşallah Maşallah lakaplı Ali ve Pekmezci Hüseyin’in idamlarına karar verdi. Bununla birlikte, Ismail oğlu Mahmut ve Müezzin Battal Mehmet’in de içlerinde bulunduğu on bir kişi on beşer sene hapse, eski Maraş Mebusu (Milletvekili) Hasib Bey’i on sene ve diğer bir sanığı üç sene hapse mahkûm etti.[4]Bu toplu hareketlerin dışında, münferit tepkiler de olmuştur. Örneğin, Alaşehir’de ikamet eden Kazım, fesini çıkarması için yapılan uyarıyı dikkate almayıp kimlik tespiti için kendisini karakola götürmek isteyen jandarma yüzbaşısı, takım subayı ve yazıcı nefer ile tartışmış. Tartışma esnasında jandarma yüzbaşısını, takım subayını ve yazıcı neferi sustalı çakı ile bıçakladığı gerekçesiyle Dâhiliye Vekâleti’nin isteği üzerine 4 Kasım 1925 tarihinde Istiklal Mahkemesi’ne sevkine karar verilmiştir.[5]Halk artık canından bezmiştir.**********KAYNAKLAR:[1] Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350-351.Ayrıca bakınız: Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, 20 Aralık 1925.- Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.- Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347.[2] Cumhuriyet Gazetesi, 12 Aralık 1925, sayfa 1. Ve Hakikat Gazetesi, 14 Aralık 1925.[3] Cumhuriyet Gazetesi, 25 Aralık 1925.Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 350, 351.- Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 155.- Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 347, 348.[4] Ergun Aybars, Istiklal Mahkemeleri, ikinci baskı, Istanbul Milliyet Yayınları, Eylül 1998, sayfa 350;Ayrıca bakınız: Ahmet Nedim, Ankara Istiklal Mahkemesi Zabıtları 1926, birinci basım, Istanbul Işaret Yayınları, 1993, sayfa 352.- Mete Tunçay, Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması 1923-1931, Ankara Yurt Yayınları, 1981, sayfa 157.[5] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA), Fon kodu: 030.18.01.01, Yer no: 016.69.1. Rukiye
Posted on: Sun, 18 Aug 2013 15:21:39 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015