***** HİCRET ; GÜNAHLARI TERK ETMEKTİR ***** Değerli - TopicsExpress



          

***** HİCRET ; GÜNAHLARI TERK ETMEKTİR ***** Değerli gönül dostlarım; Bu günkü sohbetimizde gerçek hicretin günahlara tevbe edip,o günahları terk etmek olduğu üzerinde olacaktır... Abdullah ibni Amr ibnil-As (r.a)dan rivayet edildiğine göre Nebî (s.a.v.)şöyle buyurdu: Hicret iki özellik taşır: Birisi, günahları terk etmek; diğeri, Allah ve Resulüne hicret etmektir. Hicret, tevbe kabul olunduğu sürece sona ermez. Tevbe de güneş batıdan doğuncaya kadar makbuldür. Güneş batıdan doğunca artık her kalb bulunduğu hal üzere mühürlenir. İnsanlar işledikleriyle kalır.(Ahmed b.Hanbel: Müsned;I.192) Tarih içindeki şekli ve uygulaması bakımından hicret, müslümanların inançlarını serbestçe yaşayabilecekleri bir yer bulmak için katlanmak zorunda kaldıkları zahmetli yolculuk ve göç olayının adıdır. Bu da korku ve dehşet ortamından emniyet ve güven ortamına; küfür ve şirk diyarından Dar-ı İslama hicret olmak üzere iki şekilde gerçekleşmiştir. Birincisini Habeşistana ve Hz. Peygamberin hicretinden önce Medineye yapılan göçler, ikincisini ise, Hz. Peygamberin Medineyi teşrifinden sonra Medineye yapılan hicretler temsil eder. Özellikle ikinci tür hicret, Mekkenin müslümanlar tarafından fethedilmesine kadar devam eder. Mana yönüyle hicret, bir iman eylemidir ve bu sebeple de hiç kuşkusuz halen devam etmektedir. Bilindiği gibi Mekkenin Fethiyle sona eren hicret, Mekkeden Medineye yönelik ve farz hükmünde olan hicrettir. Küfür ve şirk diyarından İslam diyarına intikal etmek anlamındaki hicret, bir hadis-i şerife göre, kafirlerle savaş devam ettiği müddetçe sürecektir(Ahmed b. Hanbel:Müsned;V.270). Hadisimizde hicret, tevbe kapısıyla; tevbe kapısı Kıyametin büyük alametlerinden olan güneşin batıdan doğması olayıyla irtibatlandırılmıştır. Binaenaleyh müslümanların savaş halinde olduğu, din ve inanç hürriyeti açısından; ibadet, eğitim, tebliğ ve yaşama bakımından baskı ve zulüm gördüğü her yerden, bu noktalar açısından daha güvenli ülkelere göç etme hakkı ve görevi de -tabiî olarak- süreklilik arz etmektedir. Gerçek muhacir, Allahın yasak kıldığı şeyleri terkedendir(Buhari:İman;4) hadisi ile hadisimizdeki hicretin birinci özelliği olarak zikredilen günahları terketme beyanının çizdiği çerçevedeki hicretin belli bir yurdu ve zamanı yoktur. Kişilerin özel şartlarına bağlı olarak her yer ve her zamanda geçerli ve bu yüzden de süreklidir. Veda Haccı esnasında ifade buyurduğu şu cümlelerde de bu manadaki hicreti görmekteyiz: Size gerçek mümini tarif edeyim mi? O, müslümanların malları ve canları konusunda kendisinden emin oldukları kişidir. Olgun müslüman insanların dilinden ve elinden gelecek zararlardan salim oldukları kimsedir. Asıl mücahid, Allaha taat konusunda öz nefsiyle mücahede eden; hakiki muhacir de hata ve günahları terkeden kişidir.(İbni Hibban:Sahih;VII.178) Hicrette terk önceliği günahları, yasakları veya hata ve günahları terk etmek, hicretin ilk özelliği olarak veriliyor Hicret, gizlisi ve açığıyla bütün fuhşiyatı terk etmen, namazı kılman, zekatı vermen demektir. Bunları yaparsan bulunduğun yerde de ölsen, sen muhacirsin.(Ahmed b.Hanbel:II.224) Zahiri hicret, bir müslümanın dinini korumak ve yaşamak için küfür diyarından İslam ülkesine göç etmesidir. Batınî hicret ise, müslümanın nefis ve şeytanın telkinlerini terk edip, Allahın emirlerine sarılması, onları yaşamaya çalışmasıdır. Nitekim büyük muhacir Peygamber Efendimiz, meşhur niyet hadisinde Kimin hicret etmekteki niyeti Allah ve Resulünün emirlerine uymak ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin hicreti de elde etmek istediği bir dünyalığa veya evlenmek istediği bir kadına yönelikse onun hicreti de niyet ettiğinedir buyurmuştur(Buhari:Bedul Vahy;1) O halde değerli gönül dostlarım bugün yapılacak iş, göç edecek yer ve yurt aramak değil, bulunulan yerde hicret eylemi içinde olmak, yani sürekli daha iyinin ve daha güzelin, kemalin peşinde koşmak, İslamı daha bir samimiyet ve dikkatle yaşamaya çalışmaktır. O, herkesin kendi imkan ve iradesi ölçüsünde yine kendisinin gerçekleştireceği bir görev ve mutluluktur. Hicret, işte bu kemale gidişin adıdır. Doğrusu hicret şimdi her yerde ve herkes için devam ediyor. Hem zaten hepimiz sonsuz bir dünyaya doğru hicret halinde değil miyiz? Oraya güzellikler taşıma iradesi ve gayreti, ya da daha kaliteli müslüman olma çabası bu yolculuğa ne kadar da yakışır. Değerli gönül dostlarım; Günahlardan uzak kalma yarışına niyet edenler için hicret başlamış ve sürüyor demektir. Selam ve dua ile hayırlı geceler dilerim... Fi emanillah....
Posted on: Sun, 27 Oct 2013 20:13:29 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015