Muslera Kadar Olamadılar! Giggs, Deshamps gibi efsaneler uzaklardan gelirken, bizim topraklarımızda yaşayan futbolcular veya teknik direktörlerin çoğu şampiyonaya yabancı kaldı. Muslera’nın Uruguay’la her maçta yaşadığı heyecanı, bizimkiler bir maçın 1 dakikasında bile yaşamadı! Maradona, Messi, Kaka, Henry, Robben, Owen ve daha nice yıldızların hepsi, U20 Dünya Şampiyonaları’nda boy gösterdiler. Daha geçen hafta tribünde izlediğimiz bazı futbolcuların isimlerini, birkaç sene sonra belki de onların yanına ekleyeceğiz; ama biraz içimiz sızlayarak anımsayacağız bu organizasyonu. Birçok ülkeninin ev sahipliği yapmak için mücadele ettiği turnuva, evimize kadar gelmişken hakkını tam olarak veremedik. Türkiye’nin adı, ‘Tarihin en az seyirci ortalamasına sahip şampiyonası’ olarak kayıtlara geçtiyse, aslında ‘Futbol ülkesi’ olmadığımız gerçeğiyle bir kez daha yüzleştik. Türlü mazeretler üretenler ve suçu her zamanki gibi başkalarına atanlar olacaktır. Bilet fiyatları, yeterli reklam yapılmaması, maç saatleri, Gezi Parkı olayları vb. Kimse kusura bakmasın ve hikaye anlatmasın! Kendimizi kandırmayalım; biz sadece futbolu değil sporu seven bir ülke değiliz! Sadece sevmemekle kalmayıp spor da yapmıyoruz. Yaşadığımız sadece skorun heyecanı, şiddet içeren rekabetten, çekişmeden besleniyoruz! Oysa, turnuvanın başladığı 21 Haziran tarihinin 2 ay öncesinden bu yana başta Spor Bakanlığı, TFF, TRT ve diğer kanallala ilgili kurumlar bu şampiyonanın ilgi görmesi için ellerinden geleni yapıp, eksiksiz çalıştılar. Ben futbosever olarak onlara gönülden teşekkür ederim. FIFA’nın fiyatlarını belirlediği biletler, günler öncesinden indirimli satışa sunuldu, ardından çocuklar için kampanya düzenlendi; buna rağmen yolumuz stadlara düşmedi. Satılan bilet sayısı 600 bin, stadlara gidenler 300 bin. Diğer yarısı ise elinde bilet olmasına rağmen maça gitmedi. Fakat Bursa halkının hakkını yemeyelim. 7 şehir içinde turnuvaya en çok onlar destek verdi. Giggs, Deshamps gibi efsaneler uzaklardan gelirken, bizim futbolcuların veya teknik direktörlerin çoğu şampiyonaya yabancı kaldı. Utanmasa, tuvalete giderken bile twit atacak futbolcular, kardeşlerinin maçlarından bihaberdi. Muslera’nın Uruguay’la her maçta yaşadığı heyecanı, bizimkiler 1 dakika bile yaşamadı! Thauvin geleceğin Ribery’si olabilir Şampiyon Fransa’nın birçok oyuncusu kendi liglerinde sürekli forma giyen, izlediğimiz isimler. Sanogo, Dinge ve Pogba’nın yanı sıra Thauvin yeteneğiyle sivrildi. Geleceğin Ribery’si neden olmasın. Gana’da gol kralı Assifuah ve takımın top cambazı Aboagye, Uruguay’da kaleci De Amores ve De Arrascaeta ile birlikte yetenekli, ancak oyun zekasını geliştirmesi gereken Lopez, Kolombiya’da Porto’nun yeni transferi Quintero (birkaç yıl sonra en az 30 milyon Euro’ya satarlar) Şili’den castillo, Yunanistan’da Stafylidis, İspanya’da Oliver Torres ve Jese ön plana çıktılar. Milli takımımızda ise başta kaleci Aykut ile birlikte Salih, Hakan Çalhanoğlu ve Cenk Şahin geleceğimiz için umut verdiler. Turnuvanın en iyi maçı Gana-Şili, en iyi teknik direktörü Uruguay’ın çalıştırıcısı Juan Verzeri’ydi... Milli takım hayal kırıklığı oldu Milli takımımız; tarihin en başarılı 2 ülkesi Arjantin ve Brezilya’nın olmadığı şampiyonada, evinde oynamanın avantajı varken ilk hayâl kırıklığı oldu. Tıpkı A Milliler için sayısız kez telafuz ettiğimiz gibi, yetenekli oyunculara sahip ama takım olamayan bir ekibiz. Maçın başındaki gol sayesinde, sadece El Salvador’a karşı iyi oynarken diğer karşılaşmalarda varlık gösteremedik. Ev sahibi olmasak, elemelerden gelip bu turnuvaya katılmamız bu futbolla mümkün olmazdı. Ersin DÜZEN
Posted on: Mon, 15 Jul 2013 09:11:30 +0000
Trending Topics
Recently Viewed Topics
© 2015