Okunmaya değer.. “Muhafazakar yapımız”: İşte bunlar - TopicsExpress



          

Okunmaya değer.. “Muhafazakar yapımız”: İşte bunlar hep seks! -Tuba Güneş Kadınları ahlaklı yapmak istiyorsunuz ya işte o sizin namussuzluğunuz. Hoşunuza gitmedi değil mi? Benim de hoşuma gitmedi. Zira sizin kavramlarınızla size seslenmek, onları yeniden üretmek beni de size göre “ahlaklı” yapıyor. “Genel ahlak kimin ahlakı” diye sorduk, anlamadınız. Ya genel muhafazakar yapımı, kimin muhafazakarlığı? Ben muhafazakar değilim, az önce arkadaşıma sordum, o da değil. Kimin bu muhafazakar yapı Allah aşkına? Yani diyelim ki siz hepiniz ben tek. Uymam şart mı? Öyle ya yeşil tuttunuz kurallar sizden. Size siz diye sesleniyorum da yanlış anlamayın, saygıdan değil. Siz hep kendinizden “biz” diye bahsedersiniz ya, o misal. Kendiniz (kaç tane bilmiyorum) ve muhteşem egonuz (kaçla çarpılmış bilmiyorum) çoğul zamir kullanmamı gerektiriyor. O muhteşem egonuz işte sizin erkekliğiniz, muhafazakarlığınız, dininiz, imanınız… Yani Yalçın Akdoğan’a “Ay öyle demek istemedi” dedirttiniz, Bülent Arınç’ın yalancı çıkmasını zerre umursamadınız ya… Varsa yoksa sizin iktidarınız. “Ben geri basmam” demek için danıştığınız adamları çiğneyiverişiniz … Yok, konumuz o değil. İşin kötü tarafı mesele yalnızca egonuz değil. Dinci gericiliğiniz, ırkçılığınız, erkek egemenliğiniz, faşist, neoliberal politikalarınız, homofobiniz, transfobiniz, türcülüğünüz, ideolojinizi besleyen ne varsa… Mesele, Isparta’da bir lisede kadın ve erkek öğrenciler için ayrı yemek saatleri belirlensin, İstanbul Kağıthane’deki okulda kantin için kadın ve erkek öğrenciler ayrı sıralara girsin, kadın ve erkek yurtları ayrılsın, apartman yöneticileri “Kız erkek beraber kalanları gördüğünüzde polise ihbar edin” yazısı assın, evlenen öğrencilerin kredi borçları silinsin diye kullandığınız tüm söylemler… O söylemlerin arkasına sıraladığınız “Biiiiiz kimsenin hayat tarzına karışmadık” cümleniz. Yok, konumuz hayat tarzımız da değil. Çünkü sizin istediğiniz gibi yaşamamamız tarzımız değil, savunduğumuz gelecek. Ve çok iyi biliyorsunuz ki saldırdığınızda sahiden tarzımıza saldırmıyorsunuz, bizim varoluşumuza, gelecek kurgumuza, inşa ettiğimiz özgür hayatlara saldırıyorsunuz. O yüzden çok da haksız sayılmazsınız. Bahsettiğim ideolojinin temellerinden birini kadın hak ve özgürlükleri oluşturuyor. Ve tahammül edemediğinizin bu olduğunu cümle kurgunuzdan belli ediyorsunuz. “Kızlar, erkeklerle aynı evde kalıyor” diyorsunuz. Suçluyu özne ortaya çıkıyor. Yükleme soruyoruz: “Kim?” Özne yanıt veriyor, sürpriiiz: “Kızlar!” Erkekler “kızlarla” aynı evde kalsa bir şey değil de “kızlar” erkeklerle aynı evde kalıyor! “Kızınıza” böyle bir şeyi uygun buluyorsanız, hayırlı olsun, diyorsunuz ve muhafazakar yapımız bunu kabul edemiyor. Denetleme geliyor! Olamaz mı? Olabilir. Tıbbi müdahaleye (sezaryene) yasa koydunuz siz, bunu mu yapamayacaksınız… Şimdi sizin aklınıza çadır deyince sevişmek, park deyince sevişmek, ev deyince sevişmek, çocuk deyince sevişmek, düğün deyince sevişmek, hamile deyince sevişmek geliyor ya işte bunlar hep seks. Ay şaka, gevşeyin. İşte bunlar hep muhafazakarlık. Rahatça o evlerde “sevişiyorlar” diyemiyorsunuz, onu bıyık altından söylüyorsunuz ya o yüzden muhafazakarlık. Siz baskılıyorsunuz, siz susturuyorsunuz, sizin yüzünüzden cinsellik kötü yaşanıyor ya da perhize giriliyor, sonra bu yüzden sizin aklınızdan çıkmıyor: “O çadırlarda, o parklarda, o evlerde, aman tanrım, kızlı erkekli neler yapılıyor?” “Bu insanlar oralarda sevişmiyor” demek istemiyorum. O zaman ahlakınıza dahil olurum. “Ne yapıyorlarsa yapıyorlar” diyorum. Yani, özel alan politiktir diyorum da kamusaldır demiyorum. Kamusal değildir derken de tabulaştırmıyorum. Kadın kadına yaptıklarımız da politik olmakla beraber sizinle paylaşmak zorunda olduğumuz şeyler değil diyorum. Sizin meseleleriniz hakkında siz karar verirsiniz, olur ama burada durun diyorum. Vekillerinizin ne zaman türban takacağına sizin karar vermeniz gibi mesela. Kadınlar referandum zamanı “Ya türban?” diye sorduğunda, imza kampanyası düzenlendiğinde “Zamanı değil” yanıtı verişiniz sonra seçiminiz gelince takkeden türban çıkarışınız. Haklısınız. Bu sizin işiniz. Türban sizin namusunuz. Her kampanyada bir erkek, bir saçı görünen kadın, bir türbanlı kadın şeklinde üç “cins” varmış gibi gösteren afişleriniz, her iki kadını da ötekileştiren algınız, sizin namusunuz. Haklısınız, biz sizin istediğiniz gibi yaşarsak, siz namuslu kalırsınız, biz ahlaklı oluruz. Ve hep birlikte muhafazakarlaşırız. Fakat, genel ahlak, kimin ahlakı? O ahlak anlayışınızı ben reddediyorum, bilmem karakterleriniz, egonuz ve komple “siz” ne düşünürsünüz… Not: Bu yazıyı yazarken, derin nefes alıp ondan geriye sayıyorum. Yoo, sabır çekmiyorum, o muhafazakarların işi. Direniyorum. Korkunuz! Hepimiz sıfıra geldiğimizde “pufff!” Yok olacaksınız. Sonrası, ah sonrasını bir bilseniz… Sonrası iyilik güzellik…
Posted on: Fri, 08 Nov 2013 00:37:52 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015