BOP’un 22 İslam ülkesinin sınırlarının ve halklarının - TopicsExpress



          

BOP’un 22 İslam ülkesinin sınırlarının ve halklarının inancının değiştirileceği bir proje olduğu saklanmayan bir gerçek. Irak’ın ve Afganistan’ın durumu ortada. Bugün ad değiştirerek Arap Baharı’na dönüşen bu projenin yıkıcı etkileri ise halen devam ediyor. Her iki plan da Ortadoğu’da bölünmüş, parçalanmış, küçültülmüş, kolay lokma haline getirilmiş devletçikler hayal ediyor. İşgale ses çıkarmayan halklar, sergilenen oyunla adeta sömürüyü güle oynaya davet ediyor, esas gayeyi görebildiklerinde ise, iş işten çoktan geçmiş oluyor… BOP ve Arap Baharı’nda ulus devlet anlayışı yok edildi. Irak Saddam’dan sonra üçe bölündü, Arap Baharı’nda Libya aşiretlere ayrılıyor. Libya’da var olan 150 aşiret devlet olmaya heveslenmiş durumda. Kaddafi’yi halkına linç ettirenler, devlet içinde devlet kurdurma vaatleri ile aşiretleri etkiliyorlar. Güney Libya’daki aşiretler Fizan bölgesini federal bölge ilan ettiler. İslam aleminden kaos ve gözyaşı eksik olmuyor. Suriye’de Esad’ın başta kalması Suriye hakkındaki planları bozdu. Geçen sene ulussal koalisyon olarak ilan edilen ve aralarında Türkiye’nin de bulunduğu muhaliflerin yanındaki ülkelerin desteklediği 11 radikal örgüt, koalisyonu bozduklarını ilan ettiler. Bu Esad’ın kazandığı önemli bir zafer. Zira koalisyon Esad yönetimine son vermek için kurulmuştu. Liderlerin zihniyeti, ülkelerin geleceğine de yön vermekte… Batıya ve oyunlarına karşı dik durabilen liderler oyunu bozuyor. Ulus devletin devamını sağlayabiliyorlar. Bu noktada lider örneği olarak Atatürk’e değinmek gerekir. Kurtuluş Savaşı döneminde, BOP ve Arap Baharı’nın benzeri, İngilizler tarafından Kürt kardeşlerimiz üzerinden denenmiş ancak etnik kimliklerin birlikte hareket etmesi İngiliz oyununu etkisizleştirilmiştir. Atatürk, doğu ve güneydoğuda İngiliz ajanlarının Kürtleri milli harekete karşı kışkırtmaya çalıştıkları bir dönemde mecliste yaptığı bir konuşmasında, Türk, Kürt, vs. Anadolu’daki etnik kimlikleri, “anasır-ı İslam” ve “unsur-u İslam” olarak adlandırmış, bir ve bütün yapmıştır. İslam şemsiyesi altında toplanmanın gereğine inanan Kürt aşiret liderleri, 17 Mart 1921’de meclise bir telgraf yollarlar: “Reis (Mustafa Kemal Paşa): Son günlerdeki olaylar nedeni ile Kürt kardeşlerimizden gelen pek çok telyazısı vardır. Kendilerinin böyle bir girişimi olmadığına ve Kürdistan sorunu olmadığına ilişkindir. Bir tanesini okuyalım: ‘Ankara, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Kürtler küçük lokmanın çok kolay yutulacağını zamanından çok önce anlamışlardır. Türk birliğinden ayrılma düşüncesinde olanları Kürtler kendi milletinden saymazlar. Kürtlerin kaderi Türklerin kaderine eşittir. Biz Kürtler, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinden başka kurtarıcı beklemediğimiz gibi, İtilaf Devletleri’nden merhamet dilenmeye tenezzül etmiyoruz. Hükümetimize yardım edeceğimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti dahilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak değerlendirilmesini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi bilgilerinize sunarız.’ İmzalar: İzoli aşireti reisi Hacı Fiya Sebati, Aluçlu aşireti reisi Mehmet, Bariçkan aşireti reisi Halil, Ulema-yı Ekrat’tan Bekir Sıtkı, Bükler aşiret reisi Hüseyin, Ulema-yı Ekrat’tan Halil, Zevye aşiret reisi Halil, Ulema-yı Ekrat’tan Hafız Mehmet, Ulema-yı Ekrat’tan Zebunlu Halil, Ulema-yı Ekrat’tan Rüştü, Ulema-yı Ekrat’tan Mehmet, Deyükan aşiret reisi Hüseyin, eşraftan Bulutlu İbrahim, eşraftan sadık.” Kürt aşiret reislerinin, İngilizlerin Kürtlere uyguladığı “ayrılın, devlet kurun” oyununu sezmeleri ve Milli Mücadele’ye verdikleri destek, Mustafa Kemal Paşa’yı, “Kuvva-i İslamiye” adında Kürt ve Arap kabilelerinden bir kuvvet oluşturmaya sevk etmiştir. Atatürk, Kuvva-i Milliye hareketinin ateşleyicisi olarak İslam dinini seçmiş ve Kürt kardeşlerimizin bu davada yer almasını da, Kürt dini liderler vasıtası ile hayata geçirmiştir. Şeyh Ahmet Sunusi bunlardandır. Kurtuluş Savaşı başladığında Bursa’da bulunan bu din alimi hakkında İngiliz istihbaratı şu bilgileri vermiştir: “Mardin’e Mustafa Kemal tarafından gönderilen Şeyh Sunusi, bölgedeki Kürtleri milli harekete çağırmakla görevlendirilmiştir.” Iraklı Uceymi Paşa da bu manada Atatürk’ün yararlandığı İslam liderlerindendir. Kurtuluş Savaşı Bektaşi Mustafa Kemal’in, İslam şemsiyesi altında topladığı etnik kimliklerin bir ve beraber hareketi ile kazanılmıştır. (Atatürk ile Allah Arasında, Sinan Meydan). Bugünün tablosunda, eşbaşkanlık vazifesi ile bölüp parçalayanların yanında yer alanlara Atatürk’ün siyasetini hatırlatmak isteriz. Zira BOP’un son halkası Türkiye’dir. Demokrasi paketi ile, bazılarının hayal ettiği Kurtuluş Savaşı sırasındaki İngiliz oyunundan farksızdır. Tarih de tekerrürden ibarettir.
Posted on: Mon, 30 Sep 2013 11:47:26 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015