HAZIR DONDURMANIN ZARARLARI....OKUYUN VE - TopicsExpress



          

HAZIR DONDURMANIN ZARARLARI....OKUYUN VE PAYLAŞIN......LÜTFEN.... ‘Dondurma, artık bizi kandırma!’ !!! (Kaynak: Sağlık Vakfı) Yazıdaki çarpıcı bölümleri madde madde aşağıya listeliyorum, ola ki yazı size uzun gelir sıkılır okumazsınız: * 15 yıl önce; süt, şeker, salep... 15 yıl sonra; bitkisel yağ, süt, buz (yüzde 25), su, şeker, glikoz şurubu... * Fakat günümüz dondurmalarının yüzde 95’inde hiç süt yok! Yerine süt tozu süt tadı vermek maksadıyla bolca kullanılıyor. * Ana maddelerden biri margarin * Dondurmalarda kullanılan kanserojen renklendiriciler: Red 2G Renklendirici (E128), Indigotin, Indigokarmin Renklendirici (E132), Brilliant Black BN, Black PN Renklendirici (E151), Betanin Renklendirici (E162) Yazının tamamı: (Anneler mutlaka okumalı!) Hazır dondurmalar süt tozu, glikoz şurubu, margarin, renklendiriciler, zararlı ve ‘şüpheli’ katkı maddeleri ile sentetik saleple yapılıyor. Yani bu dondurmalar ne kaymak ne de bal... Dememiz o ki, ‘Dondurma, artık bizi kandırma!’ 15 yıl önce; süt, şeker, salep... 15 yıl sonra; bitkisel yağ, süt, buz (yüzde 25), su, şeker, glikoz şurubu, bitkisel yağ tozu, peynir altı suyu, yağsız süt tozu, emülgatör (yağ asitlerinin mono ve digliseritleri), stabilizörler (guar gam, lokust bear gam, korboksimetil selüloz), renklendiriciler ( kurkimin, klorofil...) ve aroma… Sizce hangi gıdadan bahsediyoruz? Tabiî ki dondurmadan. Biz ürün içeriklerindeki ‘glikoz şurubu’ ibaresinden rahatsızlık duyduğumuz için dondurma mevzuuna merak saldık. Fakat araştırmamız derinleştikçe ‘Keşke tek kusuru glikoz şurubu olsaydı’ noktasına geldik. Neden mi? Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nde “Dondurma Tebliği” ve “Yenilebilir Buzlu Ürünler Tebliği” olmak üzere iki keskin ayrım yapılıyor. Üretimler de bu tebliğler baz alınarak gerçekleştiriliyor. Buna göre dondurmanın içinde süt, kaymak, salep, şeker, yumurta sarısı ve doğal aroma yahut meyvelerin bulunması gerekiyor. Piyasada satılan dondurmalar ise ‘Yenilebilir Buzlu Ürünler Tebliği’ne göre üretiliyor ve su buzu, meyveli buz, sorbe, sütlü buz, bitkisel yağlı sütlü buz şeklinde tanımlanıyor. İçlerindeki katkı maddeleri de bu başlıklara uygun şekilde kullanılıyor... Eğer hazır dondurma tüketiyorsanız ‘içindekiler’ kısmında minik minik yazan muhtevaya bir de bu gözle bakmanız gerekiyor. Zira jelatinle aynı işlevi gören, bitkisel içerikli katkı maddeleri de var. Dondurma çeşitlerinin birçoğunda bunlar tercih edilse de tedbiri elden bırakmamak lazım. Bitkisel emülgatörler arasında elma kabuklarından elde edilen pektin (E440), deniz yosunundan elde edilen agaragar (E406), modifiye nişasta (E1400-E1450), kitre zamkı (E414), arap zamkı (E414), alginatlar (E401-E404), karragenan (E407), guark tohumu unu (E412) sıralanıyor. ‘Bu kadar karmaşık ve yabancı kelimeyi nasıl aklımda tutacağım?’ diyebilirsiniz. Emin olun içinden çıkılmaz bir hâl değil bu. Yapmanız gerekenler çok basit. Verdiğimiz isimleri kâğıda yazıp büyükçe bir süpermarkete gidin. Sürekli tükettiğiniz, tercih ettiğiniz ürünlerin ‘içindekiler’ bölümünü dikkatlice okuyun. Birkaç marka veya ürünü ‘tüketilebilir’ diye zihninize kodlayın. Bundan sonraki alışverişlerinizde tekrar tekrar aynı araştırmayı yapmak zorunda kalmayın. Dondurmanın hayatımızdaki yeri yadsınamaz. Özellikle yaz aylarında haftada bir ya da birkaç kez evine dondurma girmeyen aile neredeyse yok. Bu tutumun altında da dondurmanın besin değeri açısından yüksek görülmesi var. Ki bu bilgi aslında çok da doğru. Çünkü tabiî malzemelerle doğal şekilde üretilen bir dondurmanın bileşiminde protein, karbonhidrat ve yağ gibi temel besin öğeleri ile birlikte A, D, E, C ve B grubu vitaminler, kalsiyum, magnezyum, fosfor, sodyum, potasyum, demir, niasin ve çinko mineralleri bulunuyor. Şüphesiz besin tablosunun bu kadar kabarık olmasında sütün etkisi büyük. Fakat günümüz dondurmalarının yüzde 95’inde hiç süt yok! Yerine süt tozu süt tadı vermek maksadıyla bolca kullanılıyor. Pahalıya aldığınız dondurmalarda bile ne yazık ki durum aynı. Sefa Hastanesi’nde görevli Diyetisyen Özlem Akın Uzunhasanoğlu tüketeceğimiz dondurmanın süt tozundan değil, sütten hatta mümkünse keçi sütünden yapılması gerektiğini belirtiyor: “Süt tozu kanserojen katkı maddeleri içeriyor. Doğal değil. Yalancı sütün bizim hayatımızda hiçbir yeri yok. Etiket okumayı alışkanlık hâline getirmeliyiz. İlla yenilecekse de haftada iki defa iki topu geçmemeli. Anneler evde yapabilirler. Ya da evde yaptıkları yoğurdun içine tatlı meyveler ekleyerek çubuk koyup dondurabilirler. Çocuğa her istediğini yedirmemeliyiz. Evlatlarımız bize emanet. Onları zararlı gıdalardan sakınmalıyız.” Glikoz şurubu yüklemeyin Kanser, obezite, hormon bozukluğu, şeker hastalığı, bunama, hipertansiyon, kalp, böbrek yetmezliği gibi birçok rahatsızlığa sebep olan glikoz şurubu hayatımıza girdiğinden bu yana bebek mamaları-bisküvilerinden tutun yaş pastalara kadar her tatlı gıdanın içinde yoğun şekilde yer alıyor. Üreticiler ürün etiketlerindeki ‘içindekiler’ bölümüne en çoktan aza doğru kullandıkları malzemeleri yazıyor. Dondurma içeriklerinin de su ile başlayıp şeker, glikoz şurubu şeklinde devam ettiğini biliyor musunuz? Piyasada içinde bu suni şekeri barındırmayan hazır dondurma ne yazık ki yok. Çocukların günde bir ya da birkaç kez, yüksek miktarda bu gıdayı tükettiklerini düşünecek olursak aşırı derecede glikoz şurubuna maruz kaldıklarını söyleyebiliriz. Diyetisyen Özlem Akın Uzunhasanoğlu glikoz şurubunun kişinin yeme dengesini tamamen bozduğunu, her defasında vücudun daha fazla tatlı ve karbonhidratlı besinleri istediğini anlatıyor. Özlem Hanım beraberinde yaşanacak sağlık sorunlarını ise şöyle sıralıyor: “Bağışıklık sistemi zayıflıyor, vücudun mineral dengesi bozuluyor, hiperaktivite-dikkat dağınıklığı-huysuzluk artıyor, böbrekler zarar görüyor, krom-bakır eksikliği ortaya çıkıyor, kan damarları daralıyor, saçlar beyazlıyor, cilt kuruyor, MS hastalığının belirtileri artıyor, hipoglisemiye sebep oluyor, kalp yağlanıyor, gıda alerjileri çıkıyor, kabızlık yaşanıyor ve adrenalin seviyesini artırıyor.” Ana maddelerden biri margarin Bazı aileler dinî birtakım gerekçelerle veya işin sağlık boyutunu düşünerek evine katı yağ (bitkisel yağ) olarak bilinen margarini sokmuyor. Böylece kalplerini koruyacaklarına inanıyorlar. Fakat aynı hassasiyeti konu dondurma olunca gözetmiyorlar. Çünkü birçok kişi günümüz dondurmalarının en önemli ana maddelerinden birinin de bitkisel yağ olduğunu bilmiyor. Hatta üreticiler minicik harflerle de olsa dondurma etiketlerine “Vanilya aromalı bitkisel yağlı sütlü buz” başlığını koyuyor. Metnin devamında ise şöyle yazıyor: “Su, şeker, bitkisel yağ, yağsız süt tozu, peynir altı suyu tozu, glikoz şurubu, emülgatör, stabilizatörler (guar, guargam, loksut, beam, geam, guargam), doğala özdeş aroma (vanilya)… Gördüğünüz gibi bitkisel yağ, su ve şekerden sonra en çok kullanılan üçüncü malzeme. Kimyasal işlemler sonucunda suni olarak elde edilen bitkisel yağ koroner kalp ve şeker hastalığına yol açıyor, LDL’yi (kötü kolesterol) yükseltip HDL’yi (iyi kolesterol) düşürüyor, bağışıklık sistemini zayıflatıyor, anne sütünün kalitesini düşürüyor, kanseri tetikliyor, şişmanlatıyor… Tüm bu olumsuzlukları göz önünde bulundurduğumuzda mevcut katkı maddelerini koymadan, gerçek sütle dondurma yaptığına inandığınız yerlerden alışveriş yapmaya devam edebilirsiniz. Fakat piyasadaki hazır dondurmaları tüketmeniz için küçücük bir sebep bile yok ne yazık ki. Peki, bu sıcak günlerde dondurmasız mı kalacağız? Tabiî ki hayır… Modern zamanlarda sürekli hazır gıdalar tüketip sağlığını hiç düşünmeyenler olduğu gibi şehir hayatını yaşarken doğal ve doğal içerikten yana tercihi kullananlar da var. Çünkü kimse sağlığını kaybetmek, kilo almak ya da bir emanetten ibaret olan vücudunu hor kullanmak istemiyor. Konu dondurmaya gelince de ortak tutumlarda bir değişiklik olmuyor ve Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır kullanılan dondurma makineleri artık Türkiye’de de ‘doğalcılar’ tarafından satın alınıyor. Donanım ve litresine göre 150 TL ile 750 TL arasında satılan makineler evladiyelik. 5 TL’ye bir kilo hazır ‘Yenilebilir buzlu ürün’ alanlara bu rakamlar yüksek gelebilir ama en sağlıklısından, en doğalından ve en lezzetlisinden dondurmaları uzun yıllar evde yapabileceğinizi düşününce fiyatlar çok da fahiş durmuyor. Dondurma makineleri büyükçe bir robotu andırıyor. Üzerindeki motor kısmı çıkıyor. Dondurma haznesini 24 saat önce dondurucuya koymanız gerekiyor. Böylece içindeki sıvı donuyor. İstediğiniz herhangi bir dondurma tarifi yapıp soğuttuktan sonra dondurucudan çıkardığınız kabın içine aktarıyorsunuz sıvıyı. Makinenin kapağını kapatarak düğmesine basıyorsunuz. İçindeki karıştırma aparatı ile hem malzemeler birbiriyle bütünleşiyor hem de haznenin soğuk olması sebebiyle dondurma yavaş yavaş soğuyarak ideal kıvamına ulaşıyor. Yapım sürecinde karıştırma işlevi çok önemli. Bundan dolayı motoru güçlü makineler daha çok tercih ediliyor. Ayrıca tıpkı ekmek makinelerinde olduğu gibi dondurma makinelerinin de içinde tarif kitapçığı bulunuyor. Konu hakkında herhangi bir bilginiz yoksa bile buradaki tariflerle çok lezzetli, sağlıklı ve doğal dondurmalar yapabiliyorsunuz. Dondurma makineleriyle gerçek salep kullanarak dondurma yapanların sayısı hayli fazla. Ama doğalcı annelerin birçoğu dondurmanın besleyiciliğini ve lezzetini artırmak için salep yerine yumurta sarısı ile süt kreması koymayı tercih ediyor. Onlar da dondurmaya kayganlık verip kıvam artırıyor, hemen erimesini, kristalleşmesini önlüyor. Keçi sütünü tercih edenler ise süt kreması koymuyor. Çünkü keçi sütü inek sütüne göre çok daha yağlı. Yabani orkide çiçeklerinin yumru köklerinden elde edilen salebin fiyatı her geçen gün artıyor. Çünkü kontrolsüzce toplanan orkideler yüzünden ülkemizde yetiştirilme oranı her yıl azalıyor. Bu da satış fiyatlarına ister istemez yansıyor. Sentetik salep üretimi bu sebeple hayli yol almış durumda. Piyasadaki ‘Maraş usulü’ dondurmaların çoğuna sentetik salep konuyor. Doğalı ile sentetiği arasında ise 22 kat fiyat farkı bulunuyor. Mesela bazı ‘doğalcılar’ saleple aynı işlevi gören keçiboynuzu çekirdeğinin tozunu aktarlardan satın alarak kullanmayı tercih ediyor. Dondurmalarda kullanılan kanserojen renklendiriciler Red 2G Renklendirici (E128): Sentetik kömür katranıdır. Kan hemoglobini ile karışma ihtimali bulunuyor. Çocuklar tarafından kullanılması tavsiye edilmese de dondurma, puding, meyveli veya aromalı yoğurtlarda bulunabilir. Pek çok ülkede kullanımı yasak. Indigotin, Indigokarmin Renklendirici (E132): Sentetik kömür katranı türevi; yaygın olarak tablet ve kapsüllere eklenir. Ayrıca dondurma, tatlı, fırınlı mamuller, şekerleme ve bisküvilerde kullanılıyor. Bulantı, kusma, yüksek tansiyon, deri döküntüsü, solunum sorunları ve diğer alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Norveç’te kullanımı yasak. Brilliant Black BN, Black PN Renklendirici (E151): Kömür katranı; tatlılar, balık ezmesi, aromalı sütlü içecekler, dondurma, hardal, marmelatlar, soslar, kekler ve içeceklerde kullanılıyor. Danimarka, Belçika, Fransa, Almanya, İsviçre, İsveç, Avusturya, Avustralya, Amerika ve Norveç’te kullanımı yasak. Betanin Renklendirici (E162): Pancardan elde ediliyor. Bilinen yan etkisi yok fakat alkolle muamele edilmiş olabilir. (Kaynak: Sağlık Vakfı) Doğal Renklendiriciler: Pancar kökü kırmızısı, siyah havuç, kokusuz paprika, annatto (Bixa orellena bitkisinden elde edilir, kahverengiden kırmızıya kadar renk verebilir). Ülkemizde bazı dondurma markaları çilekli, böğürtlenli ürünlerde renklendirici olarak pancar kökü kırmızısını kullanıyor. Diğer doğal renklendiriciler sentetiklere göre daha pahalı olduğu için ülkemizde tercih edilmiyor…
Posted on: Tue, 25 Jun 2013 20:13:26 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015