Türk Edebiyatı’nın Yalakalık Dönemi: Behçet Kemal: - TopicsExpress



          

Türk Edebiyatı’nın Yalakalık Dönemi: Behçet Kemal: Atatürk İçin Mevlid okutan Chp’lileri görünce aklımıza ister istemez ona Mevlid ve Ezan! yazan Behçet Kemal Çağlar geldi.Atatürk dönemi,yalakalık edebiyatına daha sonra değinmek üzere şimdilik birkaç bölüm yayınlamak isteriz. Birçok tarihçinin,Hatta Murat Bardakçı’nın dahi dikkat çektiği bu vıcık vıcık edebiyat Cumhuriyet Tarihinin yüz karasıdır.Fakat önemli bir ayrıntı var;Bu ayrıntıya sevgili tarihçilerimiz pek dokunmak istemezler!Aşağıda yazacağımız mevlid’i ayrı tutarsak,bir çok vıcık vıcık edebiyat! Eseri,Atatürk’ü tanrı ya da peygamber gösteren bu yazıların büyük bölümü Onun sağlığında yazılmıştır,bu kişilerin tamamına yakını da Chp Vekili olarak anılırlar! Atatürk’e Yazılan Ezan; Atatürk Ekber Atatürk Ekber Ancak O var Atatürk Evliya odur, Peygamber odur, Sanatkar Atatürk. Talih’e hakim, Zeka’ya önder, Doğma serdar Atatürk. Bunları geçti insan büyüğü: Kendi kadar Atatürk Atatürk Ekber Atatürk Ekber Bizde O var. Atatürk Ne evliya, ne de peygamber Halkına yar Atatürk! Behçet Kemal Çağlar Ve Mevlit’in kısaltılmış hali; Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk Dedi, Üç kıta da olsun ona mülk. Mustafa nurunu alnına koydu, Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!’ dedi. Geçti böyle nice ay, nice sene, Vakt erişti bin sekiz yüz seksene Ger dilesiz, bulasız oddan necat, Mustafayı ba-Kemal’e essalat! Ol Zübeyde, Mustafâ’nın anesi Ol sedeften doğdu ol dürdanesi! Gün gelip oldu Rıza’dan hâmile Vakt erişti hafta ve eyyam ile. Geçti böyle, nice ay nice sene Vakt erişti bin sekiz yüz seksene. Merhaba ey baş halaskar merhaba Merhaba ey ulu serdar merhaba! Bu’da tam Metni; Millet adın zikredelim bir kere Vacip oldur cümle işte Türklere Şevk ile Türküm dese bir dem lisan Dökülür cümle hüzün misli hazan; İsmi pâkin pâk olur zikreyleyen Her murada erişir Türküm diyen Mağara devri anda evler var idi; Türk yetişkin başkalar barbar idi. Kim ki hakkı sevdi ikrar eyledi: Dil, yazı, ev,Cümle ol vareyledi. Rehberi irfan olan Türkü tanı İlk koşan o ilk sapana hayvanı. Ger dilersiz bulasız oddan necat Can verin tek isteyin Türke hayat. Ey azizler işte başlarız söze: Bir vasiyet kılarız illa size O! vasiyet kim derim her kim tuta Misk gibi kokusu canlarda tüte. Genç nesil irfanı müzdat eylesin Halka ersin halkı irşat eylesin. Halka anlatsın ki Türktür tacidar. Türke Türk kaldıkça imkân, hamle var. Haktaâlâ çün yarattı Türkü ilk. Dedi: Üç kıt’ada olsun olan mülk Mustafa nurunu alnına kodu Bil Kemal in nurudur bu nur dedi. Kıldı nur ilk Türkün alnında karar. Kaldı anın ile nice rüzgâr. Gayrisiyle Türkte oldu böyle fark Nura garkoldu bu yüzden garbu şark Kim ki Türke baş olur hasmın kırar Bilki ol nur etmiş alnında karar İşbu nur ile olur gafil reşit Hanü hakan bay geda cümle şehit Ermek üzere Mustafa’nın nuruna Hamle eyler can verir yurt uğruna. Bir alnından bir alma kaydı ol Cengizin Timurun alnındaydı ol Fatihin alnında raksan oldu Sanma hiç bir anda noksan oldu ol Erdi umman üzre Hayreddine Yine oydu yine oydu yine ol Her büyük alnına nur-u şehap Türke her zülmette meş’al, mahtap Mümkünü yok başka kavme aline Gezdi işbu nur alından eline Geçti böyle nice ay nice sene Vakt erişti Bin sekizyüz seksene Geldi çün ol rahmeten lil âlemin Gitti nur anda karar etti hemin Ger dilersiz bulasız oddan necat Mustafayı ba Kemal’e esselât Ol Zübeyde Muştalanın ânesi Ol sedeften doğdu ol dür dânesi Gün gelip oldu Rızadan hamile Vakt erişti haflau eyyam ile Muştalanın gelmesi oldu yakin Çok alâmetler belirdi gelmedin Zulmet içre kaynayıp gitmişti Türk Sanasın ol nuru kaybetmişti Türk.. Dedi gördüm ol habibin ânesi Bir aceb nur kim güneş pervanesi Berk urup indi yatağa nagehan Göklere dek nur ile doldu cihan Nurdan bir parmak açü bahredek Oldu Asya kıt’ası birden döşek Piri tarih tuttu elden yat dedi Gökle bir gök bayrak hali vâr idi Tatlılaşu birden umman sulan Hiçbiri bir yıldız almış tuğları Zatar oldu allı serden geçtiler Atları ummânı birden içtiler Yer kesilmiş suyu geçti ordular Birden etrafımda nöbet durdular Bildim anladım ki ol halkın beyi Eyledi tasmim cihana gelmeyi Doğrulup yerden şehitler saf saf Kabe misli kıldılar evim levaf Yarılıp çıktı duvardan nagehan Geldi üç hatun bana oldu ayan Çevre yanıma konup konuştular Mustafayı birbirine muştular Biri Yavuz, biri Fatih biri Timur ânesi Dediler eşsiz bunun dürdanesi Bu senin oğlun gibi kadri cemil Bir anaya vermemiştir ol celil Muştalanın Mustafası doğmada Müjde kim Türkün atası doğmada. Bu gelen Türk’ün yeni imkânıdır Bu gelen insanların insanıdır. Ger dilersiz bulasız şevkü necat Mustafayı bâ kemale esselât Der Zübeyde çünkü vakt oldu tamam Kim vücuda gele ol hayrülenam Susadım gayet hararetten kati Eyledim ret cam dolusu şerbeti Kupkuruydu bende ol lahza ağız Geldi Temris etti ikramı kımız İçtim anı oldu cismin nûra gark Nûr ile beynimde yokdu zerre fark Geldi bir bozkurt ayağıyla reyan Arkamı sıvâdı kuvvetle hemân Seyrederken dört yanım hayranü lâl Şemsin emsâli tulu etti Kemal Türk elinde ruhlar oldu şaduman An olup eşya bile bulmuştu can Cümle zerratı vatan etti seda Çağnuşuben dediler ki merhaba Merhaba ey yâr merhaba Merhaba ey baş halâskâr merhaba Merhaba ey Türklüğün matlubu sen Merhaba ey milletin mahbubu sen Merhaba ey canı canan merhaba Merhaba ey derdi derman merhaba «Merhaba ey asi millet melcei» Merhaba ey inkılâplar menşei Gözleri göz alnı hem bedri münir Ey kamu düşmüşlere sen destigir. Ey gönüller derdinin dermanı sen Padişaha karşı halk fermanı sen ‘ Ger dilersiz bulasız şevkü necat Can verin tek Türke ram olsun hayat Çünkü doğdu tarihin bir tanesi Cümle fatihler olup pervanesi Birbirine müjdeleyü her melek Raksa girdi şevkü şamdan felek, Şevk ile yahşiye döndü her yaman Hayrete düştü Zübeyde ol zaman Gördü gitmiş ol havatin kimse yok Görmedi oğlun tazarrû laldı çok Artacaktı büsbütün derdi yası Gördü kim bir köşede Türk atası Kırmızı bir bezde görmüş bir beyaz A’nı takbil i’le kılmış serfiraz Debreşir dudakları söyler kelam Anlayamazdım ne derdi ol hümam Kulağım ağzına verdim dinledim Söylediği sözü ol dem anladım Derki, ey bayrak yüzüm tuttum sana Milletim gelsin hemen benden yana Halka bağlayıp gönülden himmeti Der idi vâ Milleti vâ Milleti Halka verdi tıfl iken eyyamını Sen kocaldın anmıyorsun namını Ger dilersiz bulasız halktan necat Atatürk’e Atatürk’e esselât Doğduğundan geçti beş on yıl zaman Kargalardan hıfzedem derdi hemen Dayısının tarlasında baklayı Memleketten kara kuvvet kovmayı Ol zamandan eylemiş talim meğer Mustafayı Harbiyeye verdiler Hâzırolsun millete imdat için Hırsa geldi orda istibdat için Uykusuz kaldı hürriyet aşkına Tam erişti orda millet aşkına Namını hakketti tam buldu Kemal Aklına koymuştu labüt ihtilal Gün begün ol ilmine ilm ekledi Hizmet üzre tam zamanı bekledi Sabrı Eyyub üzre sabretti müdam Ta ki gün gelsin ve vakt olsun tamam Ger dilersiz bulasız şevkü necat Azmedin de Türke ram olsun hayat Ehli iz’an farkedü’ben şaşalar Harba girdi Tal’at Enver paşalar Kahra soktu nara koydu milleti Padişahın yoktu zerre kıymetü Topla zırhlıyla revan oldu yola Girmek üzre üç hasım İstanbul’a Hasta inan Türk’ü kahra geldiler Vahü eyvah Seddibahre geldiler Almanı Osmanlısı âmirlerin Şaşurûben düştüler acze hemîn Mustafa mîri alaydı ol zaman Sabrı bitti fiyle başvurdu hemen Türk olan tam Türk olan tek âmir o Türk eriyle mucizata kadir o Bîkararlık ellere tasmim ona Ettiler hem orduyu teslim ona Baş bulunca aslen oldu her nefer Türk kazandı en sonunda tam zafer Sanma ibret aldılar da kandılar Sürdüler ordan ora kıskandılar Vaktü saat ermemişti dinledi Nerde bozgun varsa gitti önledi Müttefikler pes dedi mağlup olup Ali osmanın günü etti gurup Son hafidi çıktı korkak hem deni Padişahın en laîn en miskini Döndü düşmanlar elinde bir kula Üç hasım birden girip İstanbul’a Şurda burda yok yere kan eyledi Şehri masum Türk’e zindan eyledi Ağlar oldu Türk olan büyük küçük Cümlenin bahtı siyah boynu bükük Bir seda yok diyebilsin doğrulun Kcrbelâ efganı var Islanbulun Bitti her şey zannedip kabrin eşen Bitti her şey zannedip hainleşen Payitahtın kaç münevver insanı Bilmiyordu hangi kan Türkün kanı Coştu mu her kudretin üstündedir Düşmanı kahreylemek kastindedir. Zerre toz kondurmayan imanına Bir tek insan vardı halkı âşinâ Er siyah efkâra delmiş her kafa Halkı hakla bir görürdü Mustafa Tam zamandı ihtilâl intacına Halk denen hakkın erip miyracına Ger dilersiz bulasız oddan necat Can verin tek isteyin halka hayat Gel berü ey aşk oduna yanıcı Kendüyü mâşûka âşık sanıcı Dinle miyracı Kemali sen ayan Aşık isen aşk oduna durma yan Aşka ermişsen eğer şekvayı kıs Bin dokuzyüz on dokuz onbeş mayıs Vakti miyraç vuslatı halkın demi Rehberi yok hem Bürâkı bir gemi Hem kuşanmak istemez hülle kemer Sırma rütbe oldu birden derbeder Söktü birden vurdu ânı yerlere lytibar halktı rütbe erlere Bekliyordu halk onu bahtı siyah Anlayuben hali ol bahri siyah Dedi ulaş millete ya Mustafa Muntazırdır anda eshabı cefa Kimde kim aşkın nişanı vardürür Akibet maşuka anı erdürür Çalkanıp dört beş gün ol şahı harem Geldi Samsuna hemen bastı kadem Anladı kim bitti her şey arkada Marifet halkın habibi olmada Ger dilersiz bulasız şevkü necat Can verin tek isteyin halka hayat Mustafadan önce sultâna söven Halkı hakla bir tutup her dem öven Şehri terkle bir münasip dağ bulan Halka âşık sulatana âsi olan Erlere ol payitahtı bîhaya Köhne devlet derdi: «Bâgî, eşkiya»… Eşkiya ervahı karşı geldiler Mustafaya izzet ikram kıldılar Sana kim kan ve candan ses gelir Hem Dadaldan hem Kozandan ses gelir Gel aman gel, gel aman er oğlu er Coşturuben sazını Köroğlu er Terceman ehli cefanın aşkına Türkü söyler Mustafanın aşkına Sultan hain Bey sapıtmış çete var Vakit tamam fırsat tamam hoş geldin İstanbul’dan riya müdara çıkar Sen geldin orada hakka eş geldin Israfilin suru sesin bu sabah Emrindedir Yunus, Seyrani, Emrah. Dağdadır ben gibi binlerce gümrah Başını kaybeden halka baş geldin. Köroğlu hayranın her eroğlu er Emrinde bu millet dünya tepeler Uzat parmağını çöksün tepeler Oğlum ustam ağam hoş geldin. Her biri kutluladı miyracmı Dediler Giydin saadet tacını Yürü kim meydan şenindir bu gece Sohbeti türkân şenindir bu gece Ermedi evvel gelen bu devlete Kimse lâyik olmadı bu rifate Ruhu halka ermek üzre gel beri» Sahibi mevlût Süleyman Rehberi Rahı aşkda kim sakınır cânını Ol kaçar görse gerek cananını Bîhurufü lafzü sayt ol ruhu halk Mustafaya söyledi kim ver kulak iyice bil mahbubû matlubun benem Sevdiğin can ile mağbudun benem Gi’ce gündüz durmayıp istediğin Nola kim görsem cemalin dediğin Gel habibim sana âşık olmuşum Kendimi ben sana bende falmışım Zâtıma mir’at edindim zatını Bile yazdım adım ile adını. Ol sevinçten sığmaz oldu kâbına Hali arzetti yakın ahbabına Dediler ey kıblei muhtacı halk Kutlu olsun sana bu miyracı halk Milletin olduğumuz devlet yeter Hizmetin kıldığımız izzet yeter Ger dilersiz bulasız oddan necat Mustafaya Mustafaya esselât Emri halkü hakkı intaç içre o Kaldı gitti gayrı miyraç içre o Rah ile rehber hemen kaynaştılar Her cihetten düşmana ulaştılar Mucizata döndü her bir arbede Arşa emsal oldu ol Kocatepe Debredicek dudağın ol mâhveş Deprenirdi gökte hem ay hem güneş Harta üzre ol şuâmdan gece iğne düşse bulunurdu ey hoca. Sadrı nurundan karanlık giceler Harbe yürürdü yiğitler kocalar Doğduğu gün bahre dönmüş parmağı Kastedermiş Akdenize varmağı Akdeniz! Bu, ilk hedeftir ordular! Ordular da kuş misali vardılar Baş bulunca aslan oldu her nefer Türke erdi lam zafer eşsiz zafer. Düşmanından kurtarınca ulusu Baktı hâle bu ulular ulusu Baktı Türk’ün mülkü hem baptı harap Anladı kim çare tekti inkilâp Türkte kan iyman cesaret bibedel Aldı garptan her ne var gerçek güzel Kalkolup dîne dehalet eyliyen Hırsına iymanı âlet eyliyen Gaspeden halkın o gün neyse van Bir takım âyet, hadis simsarları Dini ihlâl eyliyorlardı heman Ol laiklik öyle çıktı ol zaman Din ve halk kalsın deyü salim beri Her kesin vicdanı hür andan beri Ger dilersiz bulasız oddan necat Mustafaya Mustafaya esselât… Gel berü ey sahibi aşkü vefa Gel beni ey kalbi irfanü sefa işbu firkat sözünü gûş edelim Derd ile ah eyleyüp cûş edelim Akıtalım gözümüzden yaşları Tazelensin bağrımızın başları Ağlayup anın için görmez olan Milleti bir çehrede oldur gören Her kim ol insan için yaş indire Yaşı halkın cümle derdin söndüre Adet olmuştu Celâle her seher Bir haber salmak Eyi hayrülbeşer Ağlayu ağlayu ol derdli Celâl Saldı eshab içine bir gün melâl Susalım biz söylesin Aşık Ömer Kim bu vezn ile verilmez bu haber: Yok gayri bizlere uyku dönek vay Kime bel bağlıyak kime dönek vay Vay amansız ecel alçak felek vay Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Dereler denizler çağlar ağlayıp En büyük en güzel en yiğit kayıp Rabbim de göz yaşı dökmezse ayıp Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Atan gitti millet başın sağ olsun Ölümü devr açsın yeni çağ olsun Dağlar birer birer yanar dağ olsun Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Bakışları şimşek gibi çakardı Yarını görürdü düne bakardı Kürsüye çıktı mı arşa çıkardı. Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Bizdendi sevinci bizdendi derdi Biz uyurduk o bizleri beklerdi Uyudu nöbeti bizlere verdi Türklük yüreğim dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Dönmüş denizler göz yaşı tasına Dünya ortak çıkmış Türk’ün yasma Her evden bir ölü çıkmışçasına Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Gitti her ocağın söndü alevi Yeryüzü dediğin bir ölü evi Cihan türbe olsa almaz bu devi Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Kaybını yıldızlar bile bileler Kırıla kanatlar düşe yeleler Kurt kuş duyup cenazesin kılalar Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Gök düşsün toprağa toza belensin Gece mezarına yıldız elensin Şehitler doğrulsun nöbet dolansın Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Dünya hem kabr olur hem onu gömer Yıldızlar kandildir semalar kemer Sus boğulayazdım sus Âşık Ömer Türklük yüreğini dağlasın gayri Cihan da bizimle ağlasın gayri Ruhu Türkten ta ebet ayrılmaya Yoktu hacet bir vasiyet kılmaya Tek halife tek münasip arkadaş Millet ehliyetli hem seçmekte baş Geldi derhal meclisi davet günü İttifakla müntehaptı İnönü. Vardı kürsüye yerini yerini Hali gördü ol Atanın yerini Derd ile ah eyleyüben ol zaman Doldu meclisin içi zârü figan Meclise nazırdı ruhu Mustafa Bîhurûfü lafzü savt etti nida: Türkte cevher işledim yıllarca ben Biliniz; her biriniz bir parça ben. Kalbolundum hep size hiç kalmadım Ölmedim ben ölmedim ben ölmedim Her birin ruhu gün güş eyledi Şevkü şâdiye erip cûş eyledi Başka fanilerle farkı gördüler İnönünde Atatürk’ü gördüler… Ger dilerseniz bulasız şevkü necat Atatürk’e Atatürk’e esselâLat Behçet Kemal Çağlar(Ankaralı Aşık Ömer) Behçet Kemal nam’ı diğer Ankaralı Aşık Ömer,Atatürk ile kafayı bozanlardan.. Üşenmemiş oturmuş bu rezilliği kaleme almış.Son satırlar da ise Atatürk’ün gittiğini fark ederek, İsmet İnönü’ye de selam çakmayı unutmamıştır. Çok önemli bir ayrıntı olmamakla birlikte Behçet Kemal Efendi burada doğum tarihini de 1880 olarak zikretmiştir.Süleyman Çelebi’nin mevlidinin çalıntısı bu sözde mevlide çok görmemek lazım!
Posted on: Tue, 12 Nov 2013 06:46:57 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015