Entellektüel Boyut Rahim Er [email protected] 10 Temmuz 2013 - TopicsExpress



          

Entellektüel Boyut Rahim Er [email protected] 10 Temmuz 2013 Çarşamba Darbe işgaldir İşgalin her türlüsü kötü. Fakat bir ülkenin kendi ordusu tarafından işgal edilmesi kötünün kötüsüdür. Bir ordu ki bir başka memleketten gelen düzenli ve yüksek meblağlı yardımların 5’te 4’ü onun hesabına gitmektedir. Ülke ticaretinin 3’te 2’si onun elindedir. Belli ki Hüsnü Mübarek ve diğer geçmiş diktatörler orduyu besleyerek yerlerini korumuşlar. Kendi ordusu tarafından işgal edilmek, üçüncü dünya devletlerine mahsus bir geriliktir. Yalnızca Asya, Afrika ve bazen de güney Amerika’da darbe olur. Darbelerden kurtulmak üçüncü dünyalılıktan kurtulmakla mümkün. Darbe ile demokrasi zıt gerçekler. Bir demokrasi var bir de demokrasi olarak gösterilen idare tarzı. Demokraside halk sandığa gider, tercihini yapar, müesseseler böylece belli olur. Diğerindeyse halk yine seçime gider, fakat halkın dediği şeklen olur. Sandıktan çıkan iktidar, aslında vesayet altındadır. Bu işleyiş, batının arzusudur. Artık açıktan işgaller dönemi ya bitmiş veya çok pahalı. Üstelik Irak işgalinde görüldüğü gibi çok da düşman kazandırmakta. Bu sebeple şeklî demokrasilerde vesayete dayalı yönetimler eliyle işgal yapılmakta. Batı ve onun güdümündeki politika, yargı ve medya, işine gelmeyeni saf dışı bırakmak için hilelere müracaat ederken muhafazakâr kitle, demokratik mekanizmayı çalıştırmakta daha ilkeli davrandı, seçime, sandığa ve seçim neticelerine tam riayet etti. Şu an en demokrat olanlar, Türkiye ve Orta Doğunun muhafazakârlarıdır. Bu insanlar, demokrasiyi İslam ahlâkıyla tanıştırdılar. Batının çifte standart ve tek taraflı çıkara dayalı demokrasi anlayışı, doğunun muhafazakâr siyasetçilerinde ahlâki restorasyon yaşamakta. Seçimle gelen muhafazakârların onca fiili ve hukuki zulme tahammülleri dikkatten kaçamaz. Batı, gözler önündeki bir darbeye “darbedir!” diyemiyor? Halbuki Türkiye dahil, İslam ülkelerinde son iki asırdır körü körüne batı hayranlığı yaşanmıştı. Batı, memleketler işgal etmiş sonra da orada yaptığı saha çalışmasıyla aydın, çağdaş, medeni, Avrupalı gibi parlak unvanlarla kendine tam bağlı zümreler oluşturmuştur. Demokrasiyi benimseyen ve onu ahlakıyla işletme başarısını gösteren muhafazakârlar, bu oyunu bozdular.
Posted on: Thu, 11 Jul 2013 01:59:38 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015