aşağıdaki fotoğraf, ilk bakışta “şampiyon selamı” - TopicsExpress



          

aşağıdaki fotoğraf, ilk bakışta “şampiyon selamı” karesi gibi duruyor. Tabi yıl 1968 ve söz konusu “zenciler” olunca insanın şüpheyle olaya yaklaşması gerekiyor. Şu kare ortaya çıkmadan önce Amerika’da dikkat edilmesi gereken iki büyük olay yaşanır: Nisan 1968′de Zenciler’in önde gelen liderlerinden Martin Luther King [Hristiyan,zenci,papaz] öldürülür. Martin Luther King‘den 3 yıl önce ise – 21 Şubat 1965′te Malcolm X [Müslüman,Zenci...Eski uyuşturucu ve kadın satıcısı] öldürülür. Yani üç yıl içerisinde ABD’deki zencilerin haklarını savunan iki büyük lider katledilir. Martin Luther King‘in acısı tazeyken işte yukarıdaki poz ortaya çıkar. 200 metrede birinci ve üçüncü olan ABD’li zenci atletler ABD’nin ulusal marşı seremonide çalınırken ve bayrakları havaya yükselirken başlarını öne eğerler. Tommie Smith siyah eldivenli sağ elini; John Carlos ise yine siyah eldivenli sol elini yumrukları sıkılı bir şekilde havaya kaldırırlar. Bu esnada dikkat edilecek diğer bir husus çıplak ayaklardaki siyah çoraplardır. Beyaz adamın çok da oralı olmadığı hatta bu olayı umursamadığını düşünenler olacak. Oysa gerçek bundan farklı. Şimdi protesto öncesine gidelim: Madalya töreni için bekledikleri sırada John Carlos, Peter Norman’ın yanına gelerek sormuş: - İnsan haklarına inanıyor musun? – Evet, inanıyorum. – Peki ya Tanrı’ya? – Bütün kalbimle… Ben eyleminizi destekleyeceğim, bana ne yapmam gerektiğini söyleyin! *** İlk defa, o günler için müthiş bir provokasyon hatta devrim sayılacak bir eylem planlıyor iki genç adam: Amerika’daki ırk ayrımcılığını ve siyahlara reva görülen fakirliği ve ikinci sınıf vatandaşlığı protesto edecekler. Ama nasıl? Fikir Avusturalyalı Peter Norman’dan geliyor: Bir çift siyah deri eldiven buluyorlar, sağ tekini Tommie, sol tekini John eline geçiriyor; fakirliği sembolize etmek için çıplak ayakla kürsüye çıkıyorlar. Başları öne eğik, sıkılı yumruklarını havaya kaldırıyorlar. Önlerinde duran beyaz atlet Peter Norman da dayanışmasını göstermek için kalbinin üstüne ‘İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi Hareketi’nin kokartını iğneliyor. Amerikan milli marşı çalarken plan icra ediliyor . Daha sonra neler olacağını siyahlar namına tahmin edebiliyoruz. Spordan men edilmeler, cezalar, Olimpiyat Köyünden kovulmalar, büyük yarışmalardan men edilmeler… Ama yaptıkları eyleme sonuna kadar inanıyorlar. Asıl sürpriz sorun protestoyu destekleyen Peter Norman cephesinde gelişiyor… Olimpiyatlar bittiğinde Tommie Smith’in ağzından şu cümleler dökülüyordu: “Beyaz atletlerle aynı takımda olmak çok kötü bir duygu. Pistte dünyanın en hızlı atleti Tommie Smith olabilirsiniz, ama soyunma odalarına indiğinizde ‘pis bir zenci’den başka hiçbir şey değilsiniz… Peter, bir beyazdı. O günlerde siyahların haklarını savunma cesareti gösteren, onurlu ve belkemiği sahibi beyaz çok azdı. Peter, Avustralya’ya döndüğünde kimse yüzüne bakmadığı gibi, herkes tarafından yargılandı. Onun da atletizm kariyeri bitti, spor çevrelerinden dışlandı. Tehditler, işsizlik ve tecrit nedeniyle öyle sıkıntılı günler yaşadık ki, üçümüzün de ilk evliliği sona erdi.” *** Avustralya devleti Peter Norman’ı ölene kadar affetmemiş; ama Peter Norman intikamını mezara götürmüş: 1968 Olimpiyatları finalinde ikinci olurken kırdığı 200 metre Avusturalya rekoru, hâlâ, 38 yıl sonra, kırılamamış! İki Amerikalı ve bir Avustralyalı atletin o gün başlayan ‘eylem kardeşliği’ ve dostlukları ömür boyu sürmüş. Aradan geçen 38 yıl boyunca, yazışmışlar, buluşmuşlar, görüşmüşler. Peter Norman, evinin bahçesinde kalp krizi geçirip 64 yaşında ölene kadar.
Posted on: Tue, 20 Aug 2013 12:19:42 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015