0002 el-Bakara Sûresi Ayet 89 93 Sh 15 Halis - TopicsExpress



          

0002 el-Bakara Sûresi Ayet 89 93 Sh 15 Halis Atilla وَلَمَّا جَاءَهُمْ كِتَابٌ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ مُصَدِّقٌ لِمَا مَعَهُمْ وَكَانُوا مِنْ قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُوا فَلَمَّا جَاءَهُمْ مَا عَرَفُوا كَفَرُوا بِهِ فَلَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الْكَافِرِينَ (89) 89) Allah katından kendilerine beraberlerinde bulunanı tasdik edici bir kitap gelince -daha önce küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenlere karşı (onunla) fetih iste-dikleri halde- o tanıdıkları şey kendilerine gelince, onu inkâr ettiler.Artık Allah’ın laneti o kafirlerin üzerinedir.. 89) Allah (c.c.) İsrailoğullarına Tevratı indirmişti. Tevrat’ta ileride bir rasul geleceği bildirilmekteydi. Bu yüzden yahudiler gelecek olan bu rasulü beklemekteydiler. Hatta müşriklere; gelecek olan bu rasulün yardımıyla onları yeneceklerini söylemekte ve bu rasulün bir an önce gelmesi için Allah’a duâ etmekteydiler. Rasulullah (s.a.v.) Tevrat ve İncil’in içerisindeki hakikatleri tasdik edici olarak Kur’an’la geldiğinde, sırf kendi toplumlarından gelmediği için hasetlerinden ve reislik sevgilerinden dolayı ona îmân etmeyip reddettiler, Allah’ın rahmetinden uzaklaşıp gazaba uğradılar. Allah’ın lâneti böyle kâfir kimselere şiddetli olur. Lânet: Kovmak, uzaklaştırmak anlamındadır.Kâfirler için rahmet ve ikramdan uzaklaştırılmak, günahkâr mü’minler için ikramdan uzaklaş-tırılmak manalarına gelir. Kâfir ve günahkâr mü’minler için genel olarak lânet etmek câiz ise de bunu özelleştirmek bazı âlimlere göre câiz, bazılarına göre câiz değildir. Lânet edilen kişi, lânete müstehak değilse lânet, lânet edene geri döner. Lânet edilen eşya, mal ve hayvandan bereket gider. Bu yüzden dili lânete alıştırmamak gerekir. بِئْسَمَا اشْتَرَوْا بِهِ أَنفُسَهُمْ أَنْ يَكْفُرُوا بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ بَغْيًا أَنْ يُنَزِّلَ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ عَلَى مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ فَبَاءُوا بِغَضَبٍ عَلَى غَضَبٍ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ مُهِينٌ (90) 90) Allah’ın, kullarından dilediğine lütfundan indirme-sini kıskanarak Allahın indirdiğini inkâr etmekle kendisine karşı nefislerini sattıkları şey ne kötüdür!. Böylece gazap üstüne gazaba uğradılar. Kâfirler için alçaltıcı bir azap vardır. 90) Yahudiler, yanlarında bulunan Tevrat’ta vasıflarını okudukları ve yakın tarihte geleceğini çok iyi bildikleri rasulü ve getirdiği Kur’an’ı, sırf kendi kavimlerinden değil de araplardan geldiği için haset ve zulümle inkâr ettiler. Böylece nefislerini küfür karşılığında şeytana satmış oldular. Bu yüzden Allah da onları gazaba uğrattı. Nitekim onlar daha önce de ataları buzağıya taptıkları, İsayı inkâr ettikleri, Uzeyr’in Allahın oğlu olduğunu iddiâ ettikleri, Allahın eli sıkıdır…vb. şeyler söyledikleri için gazaba uğramışlardı.İşte yahudiler gibi hakkı reddeden kimselerin cezası, dünya hayatında zelil olmak, âhirette ise onur kırıcı, küçük düşürücü, alçaltıcı ve can yakıcı azaba uğramaktır. وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ آمِنُوا بِمَا أَنزَلَ اللَّهُ قَالُوا نُؤْمِنُ بِمَا أُنزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَاءَهُ وَهُوَ الْحَقُّ مُصَدِّقًا لِمَا مَعَهُمْ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ أَنْبِيَاءَ اللَّهِ مِنْ قَبْلُ إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ (91) 91) Onlara: “Allah’ın indirdiğine îmân edin! denildiğinde: Bize indirilene îmân ederiz derler. Ondan sonra geleni ise inkâr ederler. Halbuki o haktır, beraberlerindekini doğrulayıcıdır. De ki: Mü’minler idiyseniz, daha önce Allahın nebilerini niçin öldürüyordunuz? 91) Yahudilere: “Allah’ın, yanınızda bulunan Tevrat’taki hakikatleri doğrulayıcı olarak indirdiği İncil’e ve Kurana îmân edin!” denildiğinde: “Biz ancak bize indirilen Tevrat’a îmân ederiz” derlerdi. Tevrat’tan sonra gelen İncil ve Kur’an’ı ise inkâr ederlerdi. Halbuki ikisi de beraberlerinde bulunan Tevrat’ın hakikatlerini doğrulayıcıdır. Onlara de ki: “Siz gerçek manada Tevrat’a inanmıyorsunuz.Atalarınız da inanmıyordu.Gerçek manada îmân etmedikleri için gönderilen nebi ve rasulleri haksız yere öldürüyorlardı.” Allah (c.c.) birçok âyetinde Rasulullah (s.a.v.) zamanında yaşayan yahudilere hitap ederek atalarının geçmişte yapmış oldukları suçları ve başlarına gelen cezaları hatırlatıyor.Bu hatırlatmalardan amaç, bu olaylardan ibret alıp Muhammed’e (s.a.v.) îmân etmeleridir. Atalarının suçlarına râzı olan yahudiler tıpkı o suçu işlemiş gibidirler. وَلَقَدْ جَاءَكُمْ مُوسَى بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ اتَّخَذْتُمْ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَنْتُمْ ظَالِمُونَ (92) 92) Andolsun ki, Musa size apaçık delillerle gelmişti de sonra onun ardından zâlimler olarak o buzağıyı (ilâh) edindiniz. 92) Musa (a.s.) İsrailoğullarına; asa, kıtlık yılları, elinin beyazlaşması, her tarafı kan gölüne çevirmesi, tufan, gökten çekirgeler, haşeratlar, kurbağalar indirmesi ve denizin yarılması gibi mucizeler, Tevrat ve ondaki açık belgelerle gelmişti. Ne zaman Allah ile buluşmak üzere kırk günlüğüne Tûr dağına gitti, hemen buzağıyı ilâh edindiler, böylece Allah’ın gazabına uğrayarak nefislerine zulmettiler. وَإِذْ أَخَذْنَا مِيثَاقَكُمْ وَرَفَعْنَا فَوْقَكُمْ الطُّورَ خُذُوا مَا آتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاسْمَعُوا قَالُوا سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَأُشْرِبُوا فِي قُلُوبِهِمْ الْعِجْلَ بِكُفْرِهِمْ قُلْ بِئْسَمَا يَأْمُرُكُمْ بِهِ إِيمَانُكُمْ إِنْ كُنتُمْ مُؤْمِنِينَ (93) 93) Hani sizin kesin sözünüzü almış, Tûru da üzerinize kaldırmıştık: Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin! İşittik ve isyan ettik!? dediler de küfürleri sebebiyle buzağı (sevgisi) kalplerine içirildi. De ki: Siz gerçekten müminler iseniz îmânınızın size emretttiği şey ne kötüdür?!” 93) Hani bir zamanlar Allah (c.c.) Musa’ya itaat etmeleri ve Tevrat’ın hükümleriyle amel etmeleri için İsrailoğullarından yeminli söz almış, üzerlerine de Tûr dağını kaldırmıştı.Îmân etmemekte diretselerdi Tûr dağı üzerlerine inecekti. Allah (c.c.) onlara şöyle buyurdu: “Size vermiş olduğum Tevrat’a dikkatle, tam bir ciddiyet ve kararlılıkla sarılın, hükümlerini kabul ve itaat etmek sûretiyle dinleyin ve onlara zahiren ve batınen teslim olun!” Onlar da: “İşittik, anladık, kabul ettik” dediler, fakat bu söylediklerini hareketleriyle yalanladılar. Dilleriyle ikrar edip, hareketleriyle yalanladıkları için Allah onların kalplerine buzağı sevgisini yerleştirdi. Boyanın elbiseye sirayet ettiği gibi, buzağı sevgisi de onların kalplerine nüfûz etmiş ve iliklerine kadar işlemişti. Bu yüzden kalpleri buzağı sevgisinden başka bir şey hissetmez oldu. Ey Muhammed de ki: “Ey Yahudiler!Siz gerçek manada îmân etmiş değilsiniz. Atalarınız da öyleydi. Çünkü gerçek manada îmân etmiş olsalardı îmânları onları öyle kötü bir amele sevketmezdi.”
Posted on: Sat, 26 Oct 2013 15:22:16 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015