Yaw he hee… Tarih öğretir; hep bunu söylüyoruz. İçinden - TopicsExpress



          

Yaw he hee… Tarih öğretir; hep bunu söylüyoruz. İçinden geçtiğimiz tarihsel dönemlerde, bir söz olmanın ötesine geçiyor bu. Hem “tarih öğretir” sözünün doğruluğunu, hem de nasıl öğrettiğini görüyoruz. Tarih elbette sadece “ders vererek” öğretmiyor. Daha çok, gürültü içerisinde duyulmayanı, karanlıkta görülmeyeni, karmaşada hissedilmeyeni açığa çıkararak öğretiyor. Tıpkı son hızla dönen bir tekerleğin, aynı zamanda duruyormuş gibi görünmesine benzer biçimde, tarihin hızlandığı bu dönemler, bir yanıyla manzaranın en net ve açık görüntüsünü de sunuyor. Bu açıklığa ve berraklığa gereksinim duymadığımızı iddia edemeyiz. Çünkü bazen yıllarca anlatmaya çalıştığınız, dilinizde tüy bitercesine söyleyip durduğunuz gerçekler, tarihin küçük ve derin bir dokunuşuyla “kanıtlanmış” oluyor. Tarih, her türlü sözden ve eylemden daha kalıcı ve ikna edici biçimde, saydamlaştırıyor, yalınlaştırıyor, ayrıştırıyor. Bizde Gezi Direnişi, tarihin öğrettiklerinin devasa bir bilançosunu çıkardı. Şimdi Mısır’da, tarih, yine şaşmaz bir inat ve kudretle öğretiyor. Mesela darbe karşıtlığını, darbe karşıtlığının gerçek ve sahte boyutlarını, darbe karşıtlığı arkasına saklanmış gerici ve Amerikancı ihaneti... Dün ordunun Mısır’da yönetime el koymasının ardından, liberaller ve gericiler tek ve yekpare bir koro halinde ağlaşmaya başladılar. Aynı zamanda, etrafta gördükleri herkesi “darbeye karşı mısın, değil misin” diye niyet testine sokmayı da ihmal etmeden elbette. Böyle bir test için kendilerine kim ehliyet verdi bilinmez tabi, ama bir an için bu soruyu geçsek ve bir test de biz uygulasak, dün sahneye atlayan en keskin ve radikal darbe karşıtlarının, esasında basitçe yalancılardan, sahtekarlardan ve düzenbazlardan başka bir şey olmadığı görülecektir. Çünkü bir siyasal, ideolojik ya da insani tutum olarak darbe karşıtlığı, sadece “beyanı esas almak”la yetinemeyeceğine göre, ki en büyük darbeciler bile sürekli darbeleri istemeden yaptıklarını beyan ederler, az çok kalıcı ve ikna edici bir tutarlılığı da gerektirir. Mesela Mısır’da darbe karşılığı yapacaksanız, önce Mübarek’i deviren askeri müdahaleye karşı çıkacaktınız. AKP ve yandaşları, Mübarek iktidarı aynı ordu tarafından devrilirken, ardından 17 aylık askeri yönetim altında iktidar Müslüman Kardeşler’e hazırlanırken gıkını çıkarmayıp, dün gece itibariyle darbe karşıtlığına başladıklarında komik bile olamazlar çünkü. Mesela, askerin ülkelerin siyasal sistemlerine müdahale etmesini kabul edilmez bulanlar, Libya NATO orduları tarafından bombalanırken alkışlamayacaklardı. Mesela, Mısır’da darbenin sorumlularını saptarken, Burhan Kuzu’nun yaptığı gibi “muhalifler demokrasinin içine etti” sözleriyle muhalifleri işaret etmeyecek, halkın ısrarlı taleplerine kulak tıkayıp istifa etmeyen Mursi’ye çıkışacaklardı. Mesela, Amerikancılıkları paçalarından akan bir ordu komutasını darbecilikle eleştirirken, ABD’ye çemkirecekler; aynı zamanda amansız bir yobaz olan Abdulfettah Sisi’nin “Tahrir’deki direnişçi kadınlara bekaret kontrolü yapılmalı” sözlerini de eleştireceklerdi. “Ordunun gericiliği ve Amerikancılığı iyi ama darbeciliği kötü” demeye getirmeyeceklerdi. Mesela, darbenin arkasında ABD ve İsrail’in olduğunu söyleyip puan toplamaya çalışmak yerine, Mısır’ın İsrail’le yaptığı ortak tatbikata ya da Mısır’ın tünelleri kapatmasına karşı çıkacaklar; ayrıca İsrail’le askeri ve ticari anlaşmaları iptal edip, Kürecik’teki radar üssünü kapatacaklardı. Bu liste uzayıp gider elbette. Ancak önemli olan, bugün darbe karşıtlığı üzerinden prim yapmaya çalışan gerici AKP kadrolarının ve yandaşlarının iki yüzlülüğünü ve halk düşmanlığını kavrayabilmektir. Zira Egemen Bağış’ın Mısırlılara “Mübarek’e kırk yıl katlanıp Mursi’nin hemen istifa etmesini söylemek iki yüzlülüktür” deme küstahlığını göstermesinin nedeni bizzat kendi iki yüzlülükleri ve halka düşmanlıklarıdır. Bunlar ilk kez söyleniyor değil tabi ki. Yıllardır söylene söylene dile pelesenk olmuş gerçeklerden söz ediyoruz aslında. Ancak bugünün özelliği, dile gelen sözlerin bir tarihsel vesika olarak da görünmeye başlamasıdır. Yani tarih öğretmeye başlamıştır artık. Korkunun, paniğin, saldırganlığın, diz boyu yalan, küfür ve hakaretin nedeni de budur. Çünkü tarihin halklara bir kez öğrettiği, öyle kolay kolay unutulmaz. Şimdi birileri yine aynı bıkkınlık verici nakaratı tekrarlayacaklar: Mısır’daki darbeye karşı mısınız, değil misiniz? Yaw he hee... Biz karşıyız. Ya siz? Perşembe, 4 Temmuz 2013 - 15:20 Can Soyer
Posted on: Thu, 04 Jul 2013 14:09:49 +0000

Trending Topics



Recently Viewed Topics




© 2015